GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Mehmet Muş'un yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:21.11.2017

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

O televizyon konuşmasının linki hem YouTube'da hem benim internet sitemde zaten var hâlihazırda. Kırk beş dakikalık bir konuşmadır. Bu bahse konu olan bölüm -dakikalarını da veriyorum- 35.00-35.40'ıncı saniyelerdir yani kırk saniyelik bir bölümdür. Onun önünde -daha doğrusu dış politika değerlendirmeleri çerçevesinde- Türk-Amerikan ilişkileri var, arkasında da Türk-Amerikan ilişkileri var. Araya bu FETÖ darbesiyle ilgili olan soru, biraz da gelişigüzel, ilgisiz bir şekilde girmiş vaziyettedir ama özü itibarıyla Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili. Onlar duruyor. Şimdi, bu televizyonlarda, Kanal 24'ten itibaren... Kanal 24, bizim program bittikten sonra birdenbire, demin arz ettiğim, 35.00-35.40'lık, o kırk saniyelik bölümde on iki saniyelik bir bölümü koparmış, almış daha doğrusu. Onun içerisinde birinci cümlenin, asıl bahse konu olması icap eden birinci cümlenin başında bir kelime var -şimdi arz edeceğim onu- onu çıkarmış, sadece tek bir kelime. O öznedir yani o bir soru işareti mahiyetindeki bir cümledir, öznedir. Arkasındaki şey geliyor. O arada, o süreç içerisindeki arkasındaki bölümü de almış.

Şimdi, ben, izninizi alarak televizyon programında kullanılan cümleyi söylüyorum, bir de asıl benim programda söylediğim cümleyi söylüyorum. Kanal 24'ün başlattığı cümle şöyle: "Fetullah Gülen'in 15 Temmuzda darbe kalkışmasının arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın.

Size süre vereceğim Sayın Kesici çünkü o programı ben de izledim, açıklığa kavuşturmanızı bekliyorum ben de.

Buyurun.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Tabii, hayhay, biraz hızlandırıyorum şimdi.

"Fetullah Gülen'in 15 Temmuzda darbe kalkışmasının arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?" Türkiye'nin böyle bir şüphesi olabilir mi? Benim hiçbir şüphem yok, Türkiye'nin hiçbir şüphesi yok, bana göre dünyadaki hiçbir devletin de bir şüphesi yok, hatta şek yok, şüphe yok. Ben de tam biraz önce bununla ilgili bir basın açıklaması gönderiyordum, o münasebetle geldim; şek yok, şüphe yok.

Şimdi, bu soru Hakan Çelik Bey'in, programın yapımcısının, sunucusunun sorusu. Hakan Çelik'in başladığı cümle şöyle: "Amerika'nın Fetullah Gülen'in 15 Temmuzda darbe kalkışmasının arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?" Şimdi bambaşka bir soru oldu değil mi? Yani "Fetullah Gülen'in darbe kalkışmasının arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?" sorusu televizyonda -sizin televizyonda, bağışlayın- yayınlanan hâli; bizim programda geçen hâli "Amerika'nın Fetullah Gülen'in darbesinin arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?" Bambaşka iki soru. Benim cevabım ne? Orada bir tereddüt de geçiyorum ben elbette. Yok, işte, vücut dili uzmanı olan arkadaşlarımız falan var oralara çıkan, "Vücut dilinden de besbelli ki çok perişan oldu, çok müşküle düştü." falan diyorlar. Ya, müşküle düşülmez mi? "Amerika'nın bu darbenin arkasında olduğuna dair bir şüphe var mı?" Var desem ne, yok desem ne, öyle değil mi? Varsa mesela, daha doğrusu bu darbenin arkasında Amerika varsa... Darbenin ertesi günü Bakanlar Kurulundan bir arkadaşımız dedi ki: "Bu darbenin arkasında Amerika var." Daha sonra bu laf gündemden çıktı.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Kesici.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Eğer bu darbenin arkasında Amerika varlığına dair bir kanaat varsa devletimizde yani Hükûmetimizde o zaman bu Amerika'nın komşu kapısı yapılmasının bir anlamı olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Her seviyedeki devlet büyüğümüz, Hükûmet büyüğümüz gidiyor. O yüzden ben diyorum ki: Elbette bilmiyorum. "Amerika'nın böyle bir darbenin arkasında olup olmadığına dair bir şüphe var mı?" sorusuna ben bilmiyorum diyorum. Eğer bilen varsa onu da bilmiyorum, mesela bilen varsa der ki...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır, Hükûmet izahat versin.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Bu kapanmış galiba Sayın Başkanım. Bağışlayın, ben şeysiz mi konuşuyorum, bağışlayın, bağışlamanızı diliyorum bütün arkadaşlarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kesici.

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Tamamla, tamamla Sayın Kesici.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Tamamlayayım.

O zaman, şimdi, bu televizyona yani Kanal 24'ten itibaren telefonla bağlanan milletvekili ve grup başkan vekili arkadaşlarımız var.

BAŞKAN - Sayın Kesici, son bir dakika veriyorum, lütfen tamamlayın.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Tamam, hayhay.

Beni perperişan ediyorlar yani linç hafif kalır filan. Allah rızası için söylüyorum ki: Benim hakkımda ve benim konuşmam hakkında televizyona telefonla bağlanan arkadaşlarımızın konuşmaları uzmanlar tarafından incelensin. O arkadaşlarımızın hiçbirisi benim konuşmamı dinlemiş değiller.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Hepimiz dinledik, saptırma, CNN'i de dinledik, orayı da.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Hiçbiri, hiçbiri dinlemiş değiller. Bunun için ne lazım gelirse yapılması icap eden ben ona razıyım. Televizyon spikeri neredeyse ağızlarından laf almak için çırpınıp duruyor. Yani şöyle mi deseniz, böyle mi deseniz diye. Bu bakımdan o arkadaşlarımıza da esef ediyorum ben yani, aralarında grup başkan vekili olan arkadaşlarımız da var, benim "arkadaşım" dediğim, diyebileceğim arkadaşlarımız da var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Bana bu imkânı verdiğiniz için saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim.