| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 08.11.2012 |
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime geçmeden önce yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde yabancı gerçek ve tüzel kişilere yapılan taşınmaz satışları kanunu genel görüşmesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum.
Sözlerime geçmeden önce, ülkemiz için dönüm noktası olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 10'uncu yılına girmiş bulunmaktayız; ülkemiz ve milletimiz için muhteşem bir on yıl geçiren ve kurulduğu günden beri girdiği her seçimi daha güçlü çıkarak, "Türkiye hazır, hedef 2023." diyerek yoluna devam eden millet sevdalısı AK PARTİ'mizin 10'uncu iktidar yılını kutlayarak başlamak istiyorum.
Mayıs ayında çıkarılan bu Kanun'la ilgili olarak Kanun'un ruhunu iyi anlamak, anlamaya çalışmak gerekir. Bu Kanun'un, dünyanın en büyük 10'uncu ekonomisinden birisi olmayı hedeflemişsek eğer ve bu hedefe emin adımlarla ilerliyorsak yabancı sermayenin rahat ve güven içinde girebilmesi için atılmış büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Yani ne kadar yabancı yatırımcı ülkemize çekebilirsek, ne kadar yabancı fonu da ülkemizde kullanabilirsek o kadar hedefimize yaklaşmış olacağız. Bunun aksini düşünen bir vekil arkadaşım olduğunu zannetmiyorum. Yabancı yatırımcı, bırakın sanayi kuracaksa kursun, tarım yapacaksa yapsın, ev alacaksa alsın. Denetimli bir şekilde, iyi niyet içinde ülkemizde bu misafirleri kanunlarımıza, tarihimize, örf ve âdetlerimize, misafirperverliğimize yaraşır bir şekilde ağırlayalım.
Altını çizerek tekrar ediyorum, Kanun'un ruhunu iyi anlamak lazım. Zaten dünyada kendi iç dinamikleriyle refaha ulaşmış ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmiş hiçbir örnek ülke yoktur. Bunu anlayabilmek için yurt dışı ile ülkemizi mukayese etmemiz gerekir. İngiltere, Belçika, Almanya, İspanya ve Hollanda gibi gelişmiş ülkelerin bu konudaki yaklaşımlarını bir inceleyelim. Bu ülkelerin bakış açılarına konuşmamın sonunda değineceğim.
Yasallaşan bu Kanun'u genel hatları ile anlatacak olursak, ülkemizde yabancılara taşınmaz mal edinilmesini sağlayan ilk düzenleme 22/12/1934 tarih, 2644 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesinde yabancı uyruklu gerçek kişilerin bir köye bağlı olmayan müstakil çiftliklere veya köy sınırları dışında kalan arazinin 30 hektardan çoğuna ancak hükûmetin izniyle sahip olabilecekleri hükme bağlanmıştır. 1934'le 2006 arası yıllar, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde edineceği alan karşılıklı olmak şartı ile 30 hektar olarak belirlenmiş ve bu miktarı geçen alanları edinebilme hükûmetin iznine bağlı kılınmıştır. Böylece, 1934 ila 2006 yılları arasında Hükûmet tarafından izin verilmek şartı ile yabancı uyruklu gerçek kişilerin genel olarak sınırsız taşınmaz edinme hakkı bulunmamaktaydı. Ancak 2006 yılında değişiklikle yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülke genelinde edineceği taşınmazlar ile bağlantısız ve sürekli nitelikli sınırlı ayni hakların toplam yüz ölçümü 2,5 hektara düşürtülmüştür. 1934 ila 2006 yılları -taşınmaz edinme hakları hariç- paralel olarak yapılan değişiklikler, ilçe yüz ölçümünün yüzde 10'unun ve ülke genelinde yabancıların edinebileceği toplam yüz ölçümünün 30 hektarı geçmeyeceği, ülke menfaatleri göz önünde bulundurularak Dışişleri Bakanlığı görüşü üzerine Çevre ve Şehircilik ve Maliye Bakanlığının 30 hektarı 2 katına çıkartılabileceği öngörülmüştür. Kanun hakkında genel bilgi vererek hatırlatma yaptım.
Ülke topraklarının yabancılara satılması yolunda açıldığı, bunun Anayasa'ya aykırı olduğu, vatan topraklarının yabancıların istilasına uğradığı yönünde eleştiriler yapılmaktadır. Bu eleştirilerin haksız olduğunu, ülkemizdeki yabancı satışlarının yalnızca AK PARTİ döneminde başlamadığını, geçmişte yapılan satışların, hatta bugün burada bizi eleştirilenlerin?
ALİM IŞIK (Kütahya) - Yüzde 90'dan fazlası AK PARTİ döneminde, onu da kaydet.
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - ...iktidar olduğu dönemlerde de bu satışların gerçekleştiğini?
ALİM IŞIK (Kütahya) - AKP?
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - ?kayıtlara baktığımızda görmemiz mümkün olacaktır.
"Biz az sattık." diyebilirler. Aslında satmadılar, satamadılar.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Satamadılar mı?
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - İktidar ve güvenin olmadığı, ekonominin çöktüğü bir ülkeye siz olsanız yatırım yapar mısınız?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Satın memleketi, satın!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - Elbette yapamazsınız.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Güzel kardeşim, onu bir düzelt sen! "Satamadılar"ı "Biz iyi sattık." diye düzeltirsen iyi olur!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - Zaten satılanın adı üstünde "taşınmazın mal varlığı". "Taşınmaz mal varlığı", ismi üstünde. Yabancının satın aldığı bu taşınmazı alıp kendi ülkesine veya bir başka ülkeye götürmesi mümkün değil.
Yatırım aracı olarak taşınmazların yabancılar tarafından kullanılması önemli kazançlardan biri?
ALİM IŞIK (Kütahya) - Yakında sizi de satarlarsa şaşma! O zaman yabancı ülkeye gidiyor mu, gitmiyor mu görürsün!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - ?gayrimenkul yatırımlarından daha uzun vadeli ve düşük riskli yatırımlar olmasıdır. Üstelik alınan önlemler ve kotalarla tekelleşme, manipülasyon yapma gibi hiçbir ekonomik risk de içermemektedir.
Diğer bir getirisi de şüphesiz, hızla gelişmekte olan Türk inşaat sektörü üzerinde olmuştur. Hepimiz biliyoruz ki hızlı büyüyen ülkemiz ekonomimizin en güçlü ayaklarından biri inşaat sektörüdür. Büyüyen, markalaşan, globalleşen Türk inşaat firmaları iç pazarın hacmini ve çeşitliliğini artırırken global anlamda da büyük başarılar elde etmektedir. Yine çok önemli bir getirisi turizm sektöründe olmuştur. Ülkemizde gayrimenkul alan yabancılar, ülkemizin tanıtımına, ülkemize gelen turist sayısının artmasına, yerleştikleri bölgenin ekonomik gelişmelerine önemli katkılada bulunmaktadırlar. Bir taraftan satın aldıkları gayrimenkullerle o bölgedeki tasarrufları artırıyorlar, bir taraftan da gayrimenkulde talep yaratarak vatandaşlarımıza ait gayrimenkullerin daha değerli olmasını sağlıyorlar. Emekli maaşlarını ve diğer kazançlarını da yaşadıkları bölgeye harcadıkları için bölgenin kalkınmasına katkıda bulunuyorlar. Yine nereden bakarsanız bakın, yerleştikleri bölgeye ekonomik açıdan çok büyük katkı sağlıyorlar. 2002'de 13 milyon turistten 8 buçuk milyon dolar elde etmişken, on yılda bu rakamı 31 buçuk milyon turistten 23 milyon dolara çıkartarak rekor kırdık, gelen turist sayısını inşallah bu ve bunun gibi çalışmalarla çok daha iyi konuma getireceğimiz inancındayım.
Ülkemize uluslararası doğrudan yatırımın artması için yaptığımız çalışmalar neticesinde 2002 yılına kadar yapılan yatırımlar 1 milyar doları aşmazken, 2003 ve 2011 yıllarından sonuna kadar 110 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakamları daha yukarılara çıkartmamızı sağlamamız bu kanunla daha netleşecektir. Örnek vermek istiyorum: İspanya'da yabacılar tarafından edinilmiş taşınmaz sayısının 2 milyon civarında olduğunu, 350 ile 400 milyar euroluk bir sermaye hareketinin gerçekleştiğini biliyor musunuz? Avrupa'nın ciddi anlamda ekonomik krizde olması Türkiye'yi önemli bir yatırım merkezî hâline getirmeye başlamışken, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz için bu yasanın çıkmış olmasının yerinde olduğunu düşünüyorum.
Yine karşılıklılık ilkesinden bahsetmek istiyorum: Karşılıklılık ilkesiyle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız bulundukları ülkelerde taşınmaz mal edinebileceklerdir. Bu karşılıklılık ilkesinin kaldırılmasıyla hem Türkiye cumhuriyetleri sınırlarında yaşayan vatandaşlarımıza hem de ülkemiz toprakları dışında yaşayan vatandaşlarımıza büyük bir katkı sağlanmış olacağına inanıyorum. Karşılıklılık ilkesi kaldırıldı derken tabii ki tamamen de başıboş bırakılmadı, ülkemiz menfaatleri gereği özel şartlar getirilmiştir. Mesela, Rusya ve Ukrayna için Karadeniz hassasiyeti korunmuş, Yunanistan için de sahil ve sınır illerde olmamak şartı ve bazı ülkeler için de mesken ve iş yeri kısıtlaması getirilmiştir. Karşılıklılık ilkesi 1934 yılında, yani yetmiş sekiz yıl önce yürürlüğe girmiş, o günün Türkiye'si ile 21'inci yüzyılın Türkiye'si arasında büyük fark bulunmaktadır. Bugün artık demokrasisi gelişmiş, öz güveni yüksek, ekonomik olarak kendisini dünyaya ispat etmiş bir Türkiye var. Değişen ve gelişen dünyaya her alanda olduğu gibi bu konuda da duyarsız kalmayarak yabancı gayrimenkul satışının önündeki engelleri kaldırdık ve Türkiye'nin kazanmasını sağladık. Ben inanıyorum ki bir gün gelecek, buna muhalefet edenler ve onların evlatları bunu yapan kişilere, millet sevdalısı AK PARTİ Hükûmetine teşekkür edecekler.
Yukarıda bahsettiğim bazı gelişmiş ülkelerde yabancıların mal edinmesiyle ilgili olarak birkaç ülkeyi konu almak istiyorum: Almanya'da yabancıların taşınmaz edinimine yönelik herhangi bir yasal sınırlama yoktur. Belçika, İngiltere, İspanya, Hollanda yine aynı şekilde yabancıların taşınmaz edinimi bakımından hemen hemen hiçbir kısıtlama getirilmediği ülkeler arasındadır.
Sonuç olarak: Gelişmiş bu ülkelerde yabancıların taşınmaz edinimi hakkında ciddi bir kısıtlamaya gidilmemişken, çıkartılan bu Kanun'un 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen ülkemizin ekonomisi için gayet olumlu bir adım olarak atıldığını düşünüyor, yürürlükte olan bu yasanın ülkemiz ekonomisine büyük fayda sağlayacağına inandığımı bir kez daha vurguluyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.