| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 16.11.2017 |
DİDEM ENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; birbiriyle ilintisi bulunmayan birçok unsur içeren bir torba kanunla daha karşı karşıyayız. Her maddeye acaba bunun altından ne çapanoğlu çıkacak diye bakıyoruz. Fahiş vergi artışları mı dersiniz, meraların talanı mı dersiniz, ne ararsanız bu torba kanunda var. Örneğin, diğer ülkeler vergi indirimleriyle yatırım çekme yarışındayken bizde son dakika önergesiyle kurumlar vergisi bu torba kanunla yüzde 20'den yüzde 22'ye çıkartılıyor, motorlu taşıtlar vergisine yüzde 25 zam getiriliyor. Engellilerimizin araçlarından alınan ÖTV'yi artırmak için bile bir madde mevcut. Halkımızın tepkisi sonrasında daha önce geri çekilen bazı maddeler de bu torbaya sokuşturulmuş; meralara sanayi bölgeleri ve serbest bölgeler kurulması gibi.
Yaz saati uygulaması ise bu torba yasayla kalıcı hâle getiriliyor. Biliyorsunuz, Bakanlar Kurulunun aldığı karara geçen yıldan bugüne binlerce veli, öğrenci, çalışan tepki gösterdi; endişelerini ve rahatsızlıklarını dile getirdiler ama nafile. Dinleyen yok. Danıştay yürütmeyi durdurunca bu sefer de düzenleme Meclisten geçiriliyor. "Ben ne dersem o" dayatmasının ve halka rağmen karar alma anlayışının bir tezahürü daha.
Kısacası, AKP bir taraftan vergileri artırmakla uğraşırken diğer taraftan da iğneden ipliğe, akaryakıttan ekmeğe zam üstüne zam bindiriyor. Dürüst vatandaşlarımız vergileri, zamları ödedikçe ödüyorlar. Nereden bilsinler ki "yerli ve millî" diye nutuk atıp ülkemizi yönetenlerin çocukları vergi cennetlerinde offshore hesap açıyorlar. Yani halka verir talkını kendi yutar salkımı. İşte AKP zihniyeti!
Her ne kadar Ekonomi Bakanı ekonomimizin coştuğunu iddia ediyor olsa da bugünün ekonomik parametreleri ve dış politikadaki sorunlar, gelecekte ülkemiz için çok ciddi tehlikelere işaret ediyor.
AKP Türkiyesinin dış ticaret dengesine ve cari açığa baktığımızda görüyoruz ki son on iki ayda dış ticaret açığımız yüzde 24,8 artarak 71 milyar dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 68,5 gibi düşük bir oranda kaldı. Cari açığımız eylül ayı itibarıyla yıllık 39 milyar dolara çıktı, yıl sonunda 45 milyar dolara çıkması ihtimal dâhilinde görülüyor. Ülkemize uluslararası doğrudan yatırım girişi ise geçen yıla göre yüzde 15 azaldı. Dışarıdan alınabilen kredi miktarı yüzde 44 düştü. Dış kaynak girişi cari açığı finansa etmeye yetmiyor ve döviz rezervlerimiz her geçen gün eriyor. Uzun vadeli kredi alınamıyor ve sistem kısa vadeli yüksek faizli kredilerle döndürülmeye çalışılıyor.
Şimdi, Türkiye ekonomisini on beş yılda hasta bir ekonomi hâline getiren karar vericilere sormak istiyorum: Bu yüksek faize dayalı politikanızla yatırımları nasıl artıracaksınız ve dolayısıyla her geçen gün artan işsizliğe nasıl çare bulacaksınız? Neden on beş yıl boyunca yüksek faize dayalı borçlanmalar ve günübirlik politikalarla ülkemizi yönetmeye çalıştınız? Neden on beş yıl boyunca ülkemizin geleceğine yatırım yapmadınız, neden?
Ülkemizi yönetme ve sorunlara çözüm kabiliyetinizi kaybetmişsiniz. İşte eğitimdeki ne yapacağınızı bilmez hâliniz, işte cam filminde yarattığınız kaos.
Bir çift sözüm de Sayın Başbakanımıza: Rahmetli Menderes'ten alınan bir ifadeyle, çocuklarının devletle iş yapmamalarını istediğini ve bu konuda gerekli her türlü araştırmanın yapılabileceğini milletimiz önünde ifade etti ama Meclise sunduğumuz araştırma önergesi AKP oylarıyla reddedildi. Yani çocuklarına "Durmak yok, yola devam." dedi.
21 Haziran 2006 tarihinde yani tam on bir yıl önce Resmî Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararında kurumlar vergisinde bir değişiklik yapılarak vergi cenneti olarak tanınan ülkelerde offshore şirketleri olanların yüzde 30 vergi ödemeleri kararlaştırılmıştı. Kendisinin de bu kararda Ulaştırma Bakanı olarak imzası bulunmakta. Şimdi Sayın Başbakana milletin Meclisinden soruyorum: Bu kararınızı çocuklarınıza uygulayacak mısınız? Her gün yeni zamlarınız altında ezilen halkımız sizin bu soruya vereceğiniz cevabı bekliyor.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)