Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 23 |
Tarih: | 15.11.2017 |
SAADET BECEREKLİ (Batman) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Günlerdir tartıştığımız torba yasayla ilgili 58'inci maddede 4562 sayılı Kanun'da organize sanayi bölgeleriyle ilgili bir değişime gidildi. Daha önce yürürlüğe giren ve 2000 yılından bu yana 15 kez değiştirilen bu yasanın, demek ki sistematiğinde, dilinde bir problem var ki uygulamada sürekli sorun çıkıyor ve sürekli bir değişime gidiliyor. Eğer bu yasa Komisyonda tartışıldığı zaman önerilere, itirazlara dikkat edilseydi, kulak verilseydi belki önümüzdeki süreçte bu yasa çok daha sağlıklı olarak çıkmış olacaktı ama ne yazık ki tartışmalara hiçbir şekilde cevap olunmadı, itirazlara hiçbir şekilde cevap verilmedi. Dolayısıyla bu yasanın, 15 kez değişen bu yasanın önümüzdeki süreçte tekrar değişeceği artık çok açık bir şekilde görülüyor.
Bir değişikliğe gidiliyorsa öncelikle ilk amaç ihtiyaçlar doğrultusunda üretim yapacak kuruluşların daha sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlamak ve iş güvenliği önlemlerinin mutlaka alınması gerekliliğidir. Biliyorsunuz ki Türkiye'de ne yazık ki dünya ölçeğine baktığımızda ciddi anlamda iş cinayetleri meydana geliyor. Bu yasa yapılırken öncelikle buna mutlaka dikkat edilmeliydi.
Yine, günlerdir eleştirilen, söz konusu olan organize sanayi bölgeleriyle ilgili düzenlemelerin Komisyonda yapılan itirazlara -demin söyledim- yaşanan tartışmalara karşın apar topar, tıpkı diğer maddeler gibi önümüze getirilip bir şekilde geçirilmeye çalışılması da ayrıca eleştirilecek bir konudur.
Bakın, tartışmalarda, bu kanundan önce kurulan sanayi bölgelerinin arazilerinin alınma tarihinin çok daha eski tutma önerisi kabul edilmedi. Bunun yerine, çok yakın bir tarih olan 2017 Temmuz ayının esas alınması ister istemez akıllara sürekli sözü geçen ve sizin de itiraz ettiğiniz rantiyeciliği getiriyor tabii ki. Ayrıca, organize sanayi bölgelerindeki hazine arazilerinin çok düşük bedeller karşılığında, rant amacıyla alındığı, sonradan bunların kiraya verildiği çok sıkça görülen bir durumdur. Yine, aslında, şehir içinde kalan ve küçük esnafın ekmeğini yediği küçük sanayi sitelerinin boşaltılarak o alanın inşaat alanı olarak kullanılmasıyla, binaların dikilmesiyle birlikte zaten beton yığınına dönen şehirlerimiz daha da betonlaşacak, daha da çirkin bir görüntü alacak ve hem görüntü kirliliğine hem de hava kirliliğine ciddi anlamda bir zemin hazırlayacak.
Sonuç olarak, düşük bedellerle tahsis edilen devlet arazilerinin farklı amaçlarla kiralanarak rant ekonomisini oluşturan kaygıları gidermeden Genel Kurula getirilen bu yasanın aslında bir an önce bu torbadan çıkarılması, hatta, belki de bütün olarak torbanın, torba içerisindeki yasaların bir bütün olarak geri çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İktidar, taleplere, itirazlara karşın âdeta sürekli bir gerilim yaratıyor, burada görüyoruz kaç gündür. Bu yasalara karşı yapılan itirazlara sürekli bir gerilim var, bir gerilim yaratılıyor ve bu gerilim diri tutulmaya çalışılıyor. Bununla birlikte, ırkçılık, savaş kışkırtıcılığı, mezhepçilik, kadına karşı düşmanlığa varan uygulamaların, yaklaşımların daha da ağırlaştığı bir siyasal iklimde âdeta yaşamaya mecbur bırakılıyoruz.
İç ve dış politikada yaşanan gelişmeler, çok geniş kitlelerin etkilendiği olağanüstü hâl uygulamalarının, ülkeyi ve ekonomiyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetme anlayışının sürmesi ülkeyi başta ekonomi olmak üzere toplumsal ve siyasal açıdan ciddi riskler ve tehditlerle karşı karşıya bırakıyor. Adaletsiz olan gelir dağılımı arasındaki uçurum AKP iktidarı süresince daha da büyüyerek çok ciddi anlamda toplumu sarsacak boyutlara varmıştır. Ki bu torba yasadan çıkacak olan yasaların da toplumun büyük bir bölümüne ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük sıkıntılar yaşatacağı çok açık, şimdiden görülüyor ama nedense AKP iktidarı, Hükûmet bu konuda kulaklarını kapatmış, görmezlikten geliyor birçok şeyi. Açıktır, iktidar zaten sermaye kesimine kepçeyle dağıtırken işçiye, emekçiye komik zamları çok büyük bir müjde gibi sunuyor; çok kısa bir sonra da bu verdiği zamları ya otomatiğe bağlayarak ya da yine ek zamlarla, vergilerle geri alıyor. Tabii, burada, zaten geçinemeyen toplumun yarısından fazlası geçinebilmek için kredi kartlarına yükleniyor, kredi kartlarını ödeyemeyince ciddi anlamda bir bunalım ve toplumsal sorunlar ortaya çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAADET BECEREKLİ (Devamla) - Bitirebilir miyim Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
SAADET BECEREKLİ (Devamla) - Teşekkürler.
Sadece kredi kartlarıyla ilgili değil, bakın, toplumda ciddi anlamda bu rantiyecilik yayılmış ve tefecilik almış başını gidiyor. Bununla ilgili, Hükûmetin herhangi bir önlemi yok ve ciddi anlamda borç altına giren insanlar borcunu alamayan tefeciler tarafından ya vuruluyor, cinayetler işleniyor ya da bir şekilde kendisi artık ödeyemediği borç karşısında intihara yöneliyor.
Şimdi, demokratik bir hükûmetin -ki öyle bir iddianız var- milyonlarca vatandaşın istemlerini, taleplerini yerine getirme gibi bir sorumluluğu var ve bunu yerine getirmek zorundadır. Onun için, bugün yapılması gereken, sermaye sahiplerinin kamu kaynaklarıyla değil de aksine, bu kesimin geliri üzerinden daha sıkı vergi uygulayarak adil bir paylaşım ve işçilerin, emekçilerin refahını artırmaya yönelik harcaması, demokratik bir planlamayla üretken bir ekonomiyi kurması gerekiyor gerekiyor diye söylüyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Becerekli.