| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 14.11.2017 |
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sevgili arkadaşlar, torba yasayı görüşmeye devam ediyoruz ama doğrusu burada demokratik bir yasama faaliyeti yaptığımızı iddia etmek mümkün değil.
Şimdi üzerinde konuşacağım madde 44'üncü madde. Başlasam size okumaya, neyle ilgili olduğunu anlatmak için en az bir yirmi dakikaya ihtiyacım var ama bu bir torba yasa, alakalı, alakasız pek çok hüküm buraya konmuş, üstelik temel kanun olarak görüşüldüğü için ancak değişiklik önergesi üzerine beş dakika konuşabiliyorum. E, peki, bu "demokratik yasama" dediğimiz faaliyetin "demokratik" kısmı nerede kalıyor? Niye "demokratik yasama" diyoruz buna? Çünkü burada getirilen bütün hükümleri, hele mali yükümlülük içeren düzenlemeleri ayrıntılı tartışabilmek ve kamuoyunun da bu konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak için. Ama bunu gerçekleştirmenin imkânı olmadığı her hâliyle ortada. Doğrusu, bu madde dışında, üzerinde söz aldığım madde dışında bir konuyu anlatmayı da pek tercih etmem, doğrusu, hoşuma da gitmez ama ben bu maddeyi nasıl anlatayım? Size daha önce değindiğim ve bir sonraki maddeyi ilgilendiren düzenlemeyle ilgili bazı görüşlerimi aktarayım, bu konuda da hem Komisyona hem Hükûmete önerilerde bulunayım. Bunun daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Şimdi, bundan önce 7'nci maddede Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda bir değişiklik yapılması öngörülmüştü, itirazlarımız üzerine 7'nci madde bu tasarıdan çekildi; doğru yapıldı. Fakat hangi hükmün hangi sonuçlarının başka nerede olduğunu tespit etmek için torba yasanın içerisine dalgıç kıyafetiyle girmek gerekiyor, apaçık arkeolojik çalışma yapmak gerekiyor ya da maddeler arasında hafiyelik yapmak gerekiyor. Neden? Şimdi, o madde çıkarıldı. Neydi o madde? Fikir ve sanat eserleri sahiplerinin serbest kullanımdan doğan telif zararlarının karşılanması için uluslararası standartlarda bir düzenlemeydi. Bir kesinti yapılıyor belli ürünlerden, ithalatından ve imalatından. Bu kesintiler de hak sahiplerine dağıtılmak üzere özel bir hesapta toplanıyor. Şimdi, bu özel hesabı bir manevrayla Kültür Bakanlığının denetimine, oradan da genel bütçeye aktarmaya yönelik bir düzenleme getirilmişti; itiraz ettik, kaldırıldı; doğru yapıldı. Ama bakın, şimdi, 45'inci madde bu haksızlığı başka türlü sürdürüyor. Ne yapıyor 45'inci madde? (f) fıkrasına bakarsanız aslında eğitime ayrılması gereken fonlardan karşılanması lazım gelen bir kaynağı bu fikir ve sanat eserleri sahiplerine tahsis edilen yüzde 3'lük kesintiden muaf tutuyor yani fikir ve sanat eserleri sahiplerine gitmesi gereken kaynağı kısıyor. Hangi proje için? FATİH Projesi için. Güzel, bir proje yapıyorsanız bunu da tartışırız tabii; eksiği, doğrusu, yanlışı... Eğitim için bir proje yapıyorsanız bunun kaynağını fikir ve sanat eserleri sahiplerine tahsis edilmesi gereken bir yerden sağlamamanız gerekiyor. Şimdi, bu 7'nci madde çıkarıldı ama geçici 2'nci maddenin (2)'nci fıkrası var, onu ne yapacağız? Aynen devam ediyor (2)'nci fıkra, diyor ki: "Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 44 üncü maddesinin bu Kanunla değiştirilmeden önceki hükmü uyarınca oluşturulan özel hesap genel bütçeye..." Nihai olarak genel bütçeye gidecek.
Peki, biz, eğer bu tasarı üzerinde bu kadar ayrıntılı çalışma yapmazsak bu hükümler arasındaki bağlantıyı nasıl tespit edeceğiz? Bu kadar çelişkiyi aynı torbaya sıkıştırmanın anlamı ne?
Birincisi, bu torba yasanın amacı, nereden bulunursa bulunsun, kimin hakkı olursa olsun kaynak toplayayım, böylece bütçe açıklarını dengeleyeyim. Burada vergileri artırmak bir yöntem olarak kullanılıyor, burada, biraz önce söylediğim, fonlar gibi kaynakların kesintiye uğratılması yolu tercih ediliyor ve buna benzer başka yollar var.
İkincisi, yasama bu şekliyle demokratik olamaz arkadaşlar. Eğer yasamayı gerçekten itibarlı demokratik bir faaliyet olarak yürütmek istiyorsak, bunda samimiysek, torba yasa ve torbayı da temel yasa sayan yöntemden vazgeçmemiz gerekir.
Teşekkürler efendim. (HDP sıralarından alkışlar)