GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:14.11.2017

HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı torba kanunun 44'üncü maddesiyle ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Elli ve daha fazla personel çalıştıran kamu ve özel sektör kuruluşları engelli çalıştırmak zorunda. Buna göre, kamu sektöründe yüzde 4, özel sektörde ise yüzde 3 oranında engelli çalıştırılması gerekiyor. Fakat, birçok kamu kurumu dâhil bu kurala tam olarak uyulmamakta. Devlet kurumları bu hâldeyken özel sektörde kanunlara uygun bir işleyişin sağlanması sizce mümkün olabilir mi? Sadece Eylül 2017'de İŞKUR'a başvuran işsiz sayısı 489 bini aşarken 29 bin engellinin de iş beklediği gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Ayrıca, sağ olsun, devletimiz, engellilere bakım için de evde bakım ücreti veriyor fakat burada bir sıkıntı var. Bu bakım ücretini alabilmesi için "Engellinin bulunduğu hanede yaşayan tüm vatandaşların kişi başı geliri asgari ücretin üçte 2'sini yani 847 Türk lirasını geçmemesi." denilmektedir. Fakat bu kişi başına gelir 5 Türk lirası bile fazla olsa o aile tüm bakım ücretini alamıyor ve dolayısıyla mağdur oluyor. Bu durumda, ailenin gelirine bakılmaksızın her engelli bakımı için standart bir ücret acaba düşünülemez mi?

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de engelli olmak gerçekten çok zor. Günlük hayatı sürdürmekten temel ihtiyaçların karşılanmasına kadar engellilerimiz maalesef birçok sorunla boğuşmaktadır. Engellilerimizle ilgili veriler oldukça yetersiz. Bir devlet, elinde veri olmadan o alanla ilgili planlama da yapamaz, önüne hedef de koyamaz. Bu alanda yetersiz de olsa kimi verileri TÜİK'ten alıyoruz. TÜİK verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 5 milyon engelli var yani Türkiye nüfusunun yüzde 6,6'sını engelliler oluşturuyor. Engellilerimiz erişilebilirlikten eğitime, işsizlikten sağlığa kadar birçok alanda zorlanmakta ve sıkıntı yaşamaktadır. Bu sorunların kaynağı sadece kanunlardaki ya da uygulamadaki eksikliklerle izah edilemez çünkü hiçbir toplumsal sorun tek yönlü olarak ele alınamaz.

Bu kürsüden defalarca, kamuda ve özelde engelli personel açığının kapatılması çağrısını yaptık ancak engellilerin maruz kaldığı sorunlar da, yaşamsal ihtiyaçları da hâlen tam anlamıyla karşılanamamıştır. Bu noktada, hem bir mesleki alanın önünün açılmasına hem de engellilerimize dönük temel bir ihtiyaca vurgu yapmak istiyorum. Psikososyal destek, savunuculuk misyonu ve güçlendirme teknikleriyle engelliler için hayati öneme sahip olan sosyal hizmetlerin de rolü hafife alınmadan, engelliler üzerinde uzmanlaşan sosyal hizmet bölümü mezunlarının bu alanda istihdamı azami ölçülerde sağlanmalıdır. Engellileri topluma kazandırmanın kilit mesleki yetkinliklerine sahip sosyal hizmet uzmanları, bugün büyük bir işsizlik bataklığında potansiyel işsizler olarak mezun olmaya devam ederken sadece günü kurtaracak ufak yardımlarla bu sorunu çözebilmek mümkün değildir.

Anayasa'mızda ifadesini bulan sosyal bir hukuk devleti olabilmenin de önemli bir göstergesi engellilerimizin durumudur. Başka bir deyişle, bir toplumdaki engellilerin yaşam standartları o ülkenin ekonomik ve sosyal gücünün de önemli bir göstergesi olmaktadır. Engellilerimiz erişilebilir bir yaşam talep ediyor. Onlara ilişkin temel sorunların çözümü ancak toplumsal birliktelik ve siyasi iradenin etkili sonuç alıcı müdahalesiyle mümkündür.

Değerli milletvekilleri, son olarak Sayın Sağlık Bakanına soruyorum: Sayın Bakan, ek atamalar sözü verdiniz, sağlıkçılar sizlerden atama bekliyor.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)