| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 13.11.2017 |
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce Kürdistan Federal bölgesinin Süleymaniye kentinde ve Doğu Kürdistan'ın Kirmanşah kentinde meydana gelen deprem nedeniyle mağdur olan Kürt, Arap ve Fars halklarının üzüntülerini paylaşıyor, ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum.
Yine, cezaevinde siyasi rehine olarak tutulan partimizin eş genel başkanları ve milletvekilleri ile tüm siyasi tutsakları buradan selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 2005 yılında İmralı tecrit hukukuyla başlayan cezaevlerine yönelik tecrit politikaları, hukuksuzluklar ve âdeta zulüm hâline gelmiş hak ihlalleri maalesef Türkiye'deki tüm cezaevlerine yaygınlaştırılarak amansızca bir hukuksuzluk ve tutsaklar üzerinde tamamen hak gasbına dayalı, insan hakları ihlallerine dayalı uygulamalar devam ediyor.
AK PARTİ kurulurken kendine "adalet" ve "kalkınma" kelimeleriyle isim seçti ama öncelikle kalkınma bu ülkede halkın, ekonominin, geniş halk yığınlarının kalkınması, refahı değil yandaş firmaların, yandaş şirketlerin, özellikle sanayi, hizmet sektörü, inşaat gibi alanlarda yandaş firmaların kalkınması şeklinde gerçekleşti ve maalesef Türkiye'deki kalkınmadan bu anlaşılır.
Öte yandan "adalet" kelimesi de AKP'nin isminde var ama adalet son on beş yıllık AKP iktidarlarında maalesef yerde sürükleniyor. Halkın tüm kesimleri, zengininden yoksuluna, işçiden köylüye, akademisyeninden siyasetçisine kadar maalesef bu ülkede herkes adalet arar duruma geldi. Tam da bu çerçevede, cezaevlerinde bile AKP hükûmetleri -kendi çıkardığı mevzuatlara uymamazlık gibi- tıpkı diğer alanlarda, siyasetin ve hukukun diğer alanlarında olduğu gibi cezaevleri uygulamalarında da maalesef kendi mevzuatına dahi uymamaktadır. Her bir cezaevi idaresinin kendisine göre fiilen uyguladığı bir cezaevi hukukuyla karşı karşıyayız. Bazı cezaevlerinde şu anda avukat görüşü, müvekkilleriyle görüşü bir saattir ama bir başka cezaevinde görüşme on beş dakikadır. Bir başka cezaevinde haftalık telefon görüşmelerine izin veriliyor ama bir başka cezaevinde bu imkân tanınmıyor. Bir başka cezaevinde farklı bir mevzuat uygulanıyor ama bir başka cezaevinde tam bir hak gasbı.
Mesela somut bir örnek vereyim: Dört gün önce annesi vefat eden Iğdır İl Başkanımız annesinin cenazesine katılmak üzere Iğdır Cumhuriyet Savcılığına başvurdu ve savcılık izin verdi. Bakın, savcılık yasadan kaynaklanan bu hak konusunda izin verirken cezaevi idaresi yargının vermiş olduğu bu kararı, savcılığın vermiş olduğu bu kararı hiçe sayarak, güvenlik gerekçesiyle -Kars'tan Iğdır'a 100 kilometre ki hiçbir güvenlik sorunu yok ama- reddediyor, "İzin vermiyorum." diyor ve cenazeye katılmasına izin vermiyor. Elâzığ Cezaevinde günlerdir hem medyadan hem ailelerin, tutsak ailelerin bize ulaştırdığı bilgilerden hem tahliye olanların bildirdiği bilgilerden: Kadın tutsaklar üzerinde akla hayale gelmeyen hukuksuzluklar, hak gaspları uygulanıyor ama sorarsanız Elâzığ Cezaevinin kendisine göre bir hukuku var.
Değerli arkadaşlar, hukuk herkese lazım. Bakın, Saddam Hüseyin'in yargılanırken mahkeme başkanına söylediği bir söz vardır: "Ben adil yargılanmak istiyorum." der. Mahkeme başkanı döner Saddam Hüseyin'e der ki: "Biz seni kendi koyduğun yasalarla yargılıyoruz." Şimdi, bu hukuksuzluk bir gün döner hukuksuzluğu yapanları da vurur. Herkesin hukuka ihtiyacı var.
En başta bu Hükûmeti ve iktidarı, özel olarak da cezaevlerindeki hukuksuzluk konusunda adalete, hukuka, hukuk kurallarına uymaya davet ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Adıyaman.