| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 09.11.2017 |
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, dün Bursa'daki patlamada hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Son on ay içinde, 2017'nin ilk on ayında 1.700 işçi iş cinayetlerine kurban edildi. Ben buradan bir kez daha tedbir almayanlara, işçilerin ölümünü fıtratla, kaderle normalleştirmeye çalışanlara, patrona kârı, işçiye ölümü reva görenlere seslenmek istiyorum: Sizin fıtratınızda bu ölümleri aklamak varsa bizim fıtratımızda da bu ölümlerin hesabını sormak var.
Değerli milletvekilleri, yine Hükûmetin dayatmasıyla, bir torba yasayla karşı karşıyayız. Bu torba yasanın içinde onlarca konu var. Bu konular vergi düzenlemesinden asgari ücrete, madenlerden ÇED raporuna, yurtlardan FATİH Projesi'ne, diğer taraftan baktığımızda, iletişim vergisinden tütüne kadar uzanıyor. Ama akıllarda tek bir soru var: Bu düzenlemenin, Türkiye'nin içine girmiş olduğu ekonomik kısır döngüyü ve özellikle günden güne artan kaynak açığını ve borç yükünü nasıl çözümleyeceğini herkes merak ediyor.
Değerli milletvekilleri, iktidar, devleti yönetmekten bihaber, üç maymunu oynamaya devam ediyor ama Türkiye ekonomik anlamda bir uçurumun kenarına gelmiş bulunmakta.
Bakın, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's bir açıklama yaptı, dedi ki: "Türkiye, Arjantin, Mısır, Pakistan ve Katar'la birlikte 5 kırılgan ülke arasında."
Şimdi, siz çıkacaksınız diyeceksiniz ki: "Hükümsüzdür, tanımıyoruz." Sizler siftahsız kepenk kapatan esnafı da tanımıyorsunuz, mahsulü dalda kalan çiftçiyi de tanımıyorsunuz, emeğinin hakkını alamayan işçiyi de tanımıyorsunuz. Türkiye'de zengin ile fakir arasındaki uçurum her gün büyüyor, gelir dağılımındaki adaletsizlik her gün artıyor.
Bakın, geniş tanımlı işsizliğe bakın, yüzde 17. Tamı tamına 6 milyon işçi, 6 milyon vatandaş iş bulamıyor; aşsız, daha da vahim olanı, bu işsiz vatandaşlarımız artık iş bulmaktan da ümidini kesmişler.
Dış ticaret açığı yüzde 85 olmuş, enflasyon dokuz yılın zirvesinde, Türk parası her gün değer kaybediyor ama ne yazık ki Hükûmet bunu görmezden geliyor ve Sayın Başbakan diyor ki: "2018, 2017'den iyi olacak." Nasıl iyi olacak, lütfen bize anlatsınlar. Nasıl 2018'i 2017'den daha iyi hâle getireceksiniz? Son on beş yılda yapamadığınızı bu iki yılda nasıl yapacaksınız, bize lütfen anlatın.
Bu torba yasa ne yazık ki halkın sırtına yeni yükler yüklüyor. Halkın sorunlarını çözmek yerine vatandaşın sırtına yeni yükler yükleniyor, yoksul vatandaşın sırtına yükler yükleniyor; vergi yükü yoksul vatandaşın, dar gelirlinin, memurun ve üreticinin sırtına yükleniyor.
Bu tasarıda, GSM şirketlerinin borcu bir kıyak yapılarak hemen çiziliyor ama GSM şirketlerine kıyak yapan iktidar, ne yazık ki iki yakasını zor bir araya getiren, borcu borçla kapatan vatandaşın hiçbir derdine odaklanmıyor.
Adıyamanlı tütün noktasında sesini yükseltiyor, diyor ki: "Biz geleceğimizi tütüne bağlamışız, Adıyamanlı tütüncüler; lütfen buna bir çözüm bulun, bu tasarı bizim sonumuz olur." Hükûmet duymuyor, görmüyor.
Ülkede zaten tarım bitmiş, hayvancılık bitmiş, çiftçi borçla mücadele ediyor, üretim deseniz samanı bile ithal eder duruma gelmişiz ama Hükûmet dar gelirlinin, üreticinin, işçinin cebindeki iki kuruşa gözünü dikmiş durumda. Sonra biz diyoruz ki: "AKP rantın partisidir.", kızıyorsunuz. Neden kızıyorsunuz? Ama meraları rant alanına çevirmekten çekinmiyorsunuz ve Genel Kurula getirdiğiniz bu tasarıyla da diyorsunuz ki: "Biz et fiyatlarını azaltacağız." Nasıl azaltacaksınız diyoruz. "İthal edeceğiz." diyorsunuz. Peki, ithal ederken bu yerli üreticiyi niye desteklemiyoruz? Neden yerli üreticilere destek vermeyi düşünmüyoruz? Meraları ranta açarak mı et fiyatlarını düşüreceksiniz? Bunu bir kez daha buradan vurgulamak istiyorum: Biz, meraları ranta açan bir düzenlemenin altına imza atmayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Sayın Başkanım, Adıyaman'a değindim, bir dakika verirseniz konuşmamı tamamlayayım. Sizden pozitif ayrımcılık bekliyorum yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - En hassas yerinden yakaladı Başkanı.
BAŞKAN - Tamam, Adıgüzel, kendi güzel...
Buyurun.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Ben buradan bir kez daha Hükûmet yetkililerine, Sayın Bakana samimice bir şeyler söylemek istiyorum, bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Lütfen, vatandaşın çözüm bekleyen birçok temel sorunu varken biz böyle genel geçer çözümlerle zaman kaybetmeyelim artık. Gelin, "Ben yaptım, oldu." anlayışını bir kenara bırakın; ortak akla, vicdana ses verin. Önce OHAL'i kaldıralım, Türkiye'deki yatırım ortamını canlandıralım. Adaletin, demokrasinin, özgürlüğün olmadığı bir ülkede ne yazık ki yatırımcı da ne yazık ki üretici de gülmez ve en kötüsü, bu ülkede yaşayan vatandaşlar da gülmez.
Biz hep birlikte bu ortak vicdana ses verirsek, Türkiye'de reformlara odaklanırsak kaybettiğimiz zamanı hızlı bir şekilde pozitife çevirebiliriz. Biz, bu ülkenin milletvekilleri olarak bu halka bu hizmeti vermek noktasında mükellefiz. Hep birlikte milletimize layık bir çalışma yapmış oluruz. Gelin, geleceğimizi güzelleştirecek adımları hep birlikte atalım.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)