GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:09.11.2017

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Evet, Sayın Başkan, bu şaka çok güzel bir şaka değil elbette, öncelikle bunu söylemek isterim.

Aslında, şu anda, bu salonda bir görev ihmali gerçekleşiyor. Biraz sonra bundan söz edeceğim. Yani torba yasaların adı gibi ne kadar hukuksuz olduğunu bu görüşmelerin başladığı andan itibaren çeşitli arkadaşlarım ifade ettiler. Nereden çıktı torba yasa, merak ediyorum. Anayasa'nın ya da yasaların neresinde torba yasa, korsan önerge ya da yasama kurnazlığı diye ifade edilen bu işlem var?

Şimdi, bir torbanın içinden çekip çekip bazı yasaları düzeltmeye ya da bazı yasaları alabildiğine olumsuz hâle getirmeye çalışıyoruz.

Şu anda benim konuşmam gereken madde Vergi Usul Yasası'na ilişkin bir madde ama yapılan işlem, esasından, temelinden, kanun yapıcıların görevi içindeki usule uygun bir işlem olmaktan çıkmış durumda; birincisi bu.

Şimdi, bu kadar, Parlamentonun kendi görevini yaparken, biraz önce altını çizmeye çalıştığım "görev ihmali" dediğim şey, buraya yasa yapmak için gelmiş olan milletvekillerinin bu salonda bulunmamaları. Anayasa'nın belirttiği kuralların içinde dahi olmayan, yani üçte 1'lik oranın dahi salonda olmaması ama oy kullanma aşamasına geldiği zaman, yine yasaya uygun bir düzenin yaratılmaya çalışılması.

Buradan dönüp başka bir konuya işaret edeceğim. Bir milletvekilimiz, şu anda tutuklu bulunan milletvekillerinden biri olan -tümünü kastederek söylüyorum- milletvekilimizle ilgili bu ilginç, Parlamentonun çıkarmış olduğu başka bir torba yasanın ürünü olan istinaf mahkemelerinin garip ve ilginç durumu nedeniyle, şu anda adil yargılanma hakkından mahrum edilmiş durumda. ACM, ağır ceza mahkemesi bir karar veriyor, bu kararı istinaf mahkemesi bozuyor ve esastan bozarak mahkemesine iade ediyor. Bu iadeden sonra mahkeme hiçbir şekilde yasada kendisine kararın gözden geçirilmesi için iade gibi bir hak verilmemiş olmasına rağmen ne yapıyor? İstinaf mahkemesinin yani sizin torba yasalarınızdan çıkmış olan bir yasal düzenleme konusunda alabildiğine ilginç bir atraksiyonla bu kararı tekrar istinaf mahkemesine gönderiyor.

Değerli arkadaşlar, bu bir hukuk garabetidir. Bu, aynı zamanda, torba olsun ya da olmasın, Parlamentonun çıkarmış olduğu yasalara uymama kararlılığıdır. 2016 yılında, 25 ya da 26 -sayıda yanılıyor olabilirim- ağır ceza mahkemesi üyesi bu konuda bir imza metni hazırlamışlar, diyorlar ki "Bu usulsüzdür." Peki, yaptıkları usullü mü? Yaptıkları da usulsüz. Ama asıl usulsüzlük Parlamentomuzdadır. Neden? Çünkü herhangi bir torba yasa hazırlanırken bunun taraflarından görüş alınmıyor. Bu yargıçlar bu işin tarafıdırlar, bunlara sormak gerekir, bunların fikrini almak gerekir. Bütün yasal düzenlemelerimizde var olan eksiklik yani kamuoyunu yani STK'ları yok sayma tavrımız, onları veya meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini yok sayma tavrımız burada da kendisini göstermiştir. Bir insanın, bir milletvekilinin özgürlüğüdür söz konusu olan ve bu aradaki anlaşmazlık sebebiyle, bu net olmayan yasal düzenlemelerin yarattığı kaos nedeniyle bir insanı, milletvekili olan, kendisine oy vermiş binlerce insanı temsil eden bir arkadaşımızı özgürlüğünden mahrum ediyoruz.

Yalnız o mu? Biraz önce arkadaşlarım ifade ettiler, korumakla görevli olduğumuz insan hakları savunucularının örgütü olan İnsan Hakları Derneği Başkanını Yüksel Caddesi'nin başında dertop ediyoruz ve emniyete götürüyoruz. Bu nedir? Bu, Değerli Yazar Taha Akyol'un deyimiyle, bu, OHAL hâlini sevmektir, OHAL psikolojisinin bir ürünüdür. Biz bu kadar yasa dışılıklarla meşgulken ve bugün iki genç de ölüme hazırlanırken bizim burada görev ihmali içinde olduğumuzun altını çizmek, sizi sorumluluğa davet etmek istiyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)