GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şanlıurfa'nın Harran ilçesinde ısınmak için pamuk yığınında uyuyan 14 yaşındaki çocuk işçi Beşar Güneş'in boğularak hayatını kaybetmesine, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'ya baskının artarak devam ettiğine, Avrupa Konseyinde Türkçe konuşulması kararından vazgeçilmesine ve milletvekillerinin Genel Kurul çalışmalarına katılması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:09.11.2017

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bugün Şanlıurfa'nın Harran ilçesinde pamuk yığınının arasında kalan, daha doğrusu ısınmak için orada uyuyan 14 yaşındaki çocuk işçi Beşar Güneş boğularak hayatını kaybetti.

Çocuklarımızı gözümüzden sakınırken daha kaç çocuk işçinin ölüm haberini vereceğiz, gerçekten sormak isteriz. Bunu önlemenin yolu gelir eşitsizliğini önlemek ve her çocuğun güvenle gelişmesini temin etmektir. Bugün zenginlere af, yoksul halka vergi getiren Meclisteki torba yasayı, bir de, kaybettiğimiz çocuklarımızı, özellikle de bugün Beşar Güneş'i, pamuklar içinde ölen çocuk işçiyi düşünerek değerlendirin.

Sayın Başkan, Nuriye ve Semih OHAL KHK'siyle haksız bir biçimde mesleğinden ihraç edilen akademisyenler ve onların "İşimi geri istiyorum." diyerek direnmesinin 1'inci yılı geride kaldı. İki eğitimci iki yüz kırk altı gündür açlık grevinde. Nuriye Gülmen'in babası Şaban Gülmen "Tek istediğimiz kızımıza canlı olarak kavuşmak ve Semih'le birlikte işlerine geri dönmeleri." diyor. Biz Hükûmetten bu genç insanların hayatını kurtaracak bir adım beklerken bu insanlara baskı artarak devam ediyor. Bildiğiniz gibi, daha önce avukatları tutuklandılar, hatta işkence gördüler ve bir avukatın kolu kırıldı. Dün ise Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı olan Selçuk Kozağaçlı gözaltına alındı. Az önce, yine biliyorsunuz, birkaç saat önce İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan gözaltına alındı Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması yapmak isterken. Gerçekten Türkiye'nin bu hâlinden memnun musunuz ve bir sınırınız var mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Nerede duracaksınız? Daha kimler gözaltına alınacak, kimler tutuklanacak? Bunu sormak istiyoruz.

Az önce bazı sevindiğiniz konuları ifade ettiniz, ülkemiz için iyi olduğunu. Şimdi, Avrupa Konseyinde, 20 milyon liralık ek katkının çekilmesi kararı verildi aynı zamanda. Şimdi, insan hakları savunucularından milletvekillerine, hukukçulara, gazetecilere haksız yargılamaları gündeme getirdiğimizde "Yargı bağımsızdır." diyorsunuz ama yargı bağımsızsa neden yargılaması devam eden bir kişiye ödül verildi diye rahatsız oldunuz? Ya da sadece bu nedenle 20 milyon ek katkı geri çekilebilir mi ve bunun gerçekten Türkiye'nin itibarını artıracağını mı düşünüyorsunuz?

Devlette istikrar aranır. Yani bir devletin uluslararası arenada itibar kazanabilmesi, bu itibarı koruyabilmesi için güvenilir bir partner olması gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Tamamlıyorum.

İki yıl önce Sayın Davutoğlu'na konuşma yaptırarak, "Artık Avrupa Konseyinde Türkçe konuşulacak." diyerek söz veren bir ülke iki yıl sonra bu kararından vazgeçerse uluslararası saygınlığını da yitirir.

Son olarak şunu ifade etmek isterim: Ben bu Meclise ilk geldiğimde, burada, bütün grup başkan vekilleri her konuda konuşuyorlardı, defalarca söz istiyorlardı, bu Meclis doluydu ve bu Mecliste insanların asgari de olsa birbirine karşı daha fazla saygısı vardı. Şimdi şu Meclisin hâline bakın, içeride hiç kimse yok. Ben bu hafta iki yakınımı kaybettim ve iki cenazeye gidemeden burada görevime devam ediyorum. Aynı şeyi buradaki milletvekillerinden de bekliyorum. Siz bizim gerçekten Türkiye gündemi için önemli olan sözlerimize "Daha fazla değil, zaten alacaksınız." diye kısıtlama getirmeye çalışıyorsunuz. Bunu da kabul etmediğimi ifade etmek istiyorum.