GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası ve lösemili çocuklara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:09.11.2017

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2-8 Kasım haftası Lösemili Çocuklar Haftası'dır. Bu nedenle bugün sizlere lösemi hakkında paylaşımlarda bulunmak istiyorum.

Lösemi kemik iliğindeki kök hücrelerde meydana gelen bir bozulma sonucu oluşur, kan kanseri olarak da bilinir. En sık 2-8 yaş arasında görülür ama son yıllarda 1 yaşın altına inmiştir. Ülkemizde çocuk kanserlerinde birinci sırada lösemi yer alır. Tedavisi çok pahalıdır. Bazı hastanelerimizde tedavi başarımız Avrupa'daki hastaneleri geçmiştir. Her sene yaklaşık 2 bin çocuğumuz lösemi tedavisi görüyor. Tedavi olan lösemili çocuklarımızın iyileşme oranı yüzde 92, geriye kalan yüzde 8 hastaya da kemik iliği nakli yapılmaktadır. Ancak ülkemizde kemik iliği bankası yetersizdir. Bu açık sadece Sağlık Bakanlığı ihaleleriyle kapanamaz, ilgili kuruluşların ve lösemi vakıflarının da desteğine ihtiyaç var.

Ben Lösemili Çocuklar Haftası'nda o masum çocukların adına buradan bir çağrıda bulunuyorum: Gelin, o saçları dökülen, o maske takan çocuklarımızı yalnız bırakmayalım. Nasıl mı? Lösemili Çocuklar Vakfı LÖSEV'e sahip çıkalım. Nedir LÖSEV? Bir hayır kuruluşudur. Ne yapmıştır LÖSEV? Yıllar önce, sadece lösemili çocuklar için bir hastane açtı. Burada tamamen parasız tedavi sunuldu. Bırakın para almayı onların etini, sütünü, yiyeceğini evlerine kadar götürdü, banka hesaplarına para yatırdı, giysilerini, oyuncaklarını, kömürlerini hediye etti ve yüzde 90 tedavi başarısını yakaladı. Başka? Lösemili çocuklar için tamamen ücretsiz bir okul açtı. Anne ve babaları sokaklarda, hastane bahçelerinde yatmasınlar, soğuktan donmasınlar diye Ankara'da "Lösemili Çocuklar Köyü" açtı ve burası da ücretsiz. Başka? LÖSEV, bir sene sonra Ankara'da çok büyük bir hastane açtı; öyle sıradan değil, Avrupa'da bile benzeri olmayan çok donanımlı bir hastane, bir sağlık kenti, LÖSANTE hastanesi. "Bir Tuğla da Sen Koy" kampanyasıyla tüm milletimizin bağışlarıyla yapıldı ama ne yazık ki hastane tam kapasite çalışmıyor çünkü engelleniyor. 400 yataklı dev hastane tam kapasite çalışamıyor ve bu hastanenin sadece 75 yatağına ruhsat verildi. Türkiye'de yüz binlerce hasta varken ve en iyi tedaviyi beş yıldızlı bu hastanede alabilecekken biz bu hastaneye engel oluyoruz. Lösemili, kanserli çocuklar, yetişkin kanser hastaları tedavi için sıra beklerken biz bu hastaneyi açmıyoruz. Bu hastaneye dünyanın en iyi radyoterapi cihazı alınmış, kuruluş izni verilmiş ama Sağlık Bakanlığı ruhsat vermeyerek "Çalıştıramazsın." diyor. Bugün özel hastanelere tonlarca para ödenirken, devlet hastanelerinde radyoterapi alacak hastalar kuyrukta beklerken tamamen parasız tedavi edeceğini ve tedavi vereceğini söyleyen "Lösemili ve kanserli çocuklardan tek kuruş fark almayacağım." diyen LÖSEV'e engel oluyoruz ve karşılığında 4 çocuk ile 4 annenin aynı odada yattığı, tek tuvaleti kullandığı kalabalık poliklinikleri olan hastanelere gidin diyoruz.

Arkadaşlar, LÖSEV'in siyasi bir tarafı yok. LÖSEV, kamu yararına çalışıyor ve lösemili çocuklardan tek kuruş almıyor ve biliyor musunuz bizim görmezden geldiğimiz bu vakfı dünyanın en saygın çocuk kuruluşları World of Children ve UNICEF gördü. Geçtiğimiz hafta LÖSEV Başkanı Doktor Üstün Ezer'e sağlık alanında Çocuk Nobel'i ödülü verildi. Bu ödülü ilk kez Türkiye'den birisi aldı; bu, ülkemiz adına gurur vericidir.

Burada vicdanlarınıza sesleniyorum: Gelin, bürokratik engellere dur diyerek bu yanlışı düzeltelim; gelin -Ankara'da, 10 kilometre ötemizde- LÖSEV'e ve LÖSANTE hastanemize sahip çıkalım -bu halkın parasıdır, millî servettir- gelin, on binlerce lösemili çocuğumuza ve ailelerine, kanser hastalarımıza sahip çıkalım; gelin, lösemili çocuklarımızın birinin bile ölmesine izin vermeyelim; gelin, Lösemili Çocuklar Haftası'nda LÖSEV'in hastanesinin tam kapasite olarak açılmasına izin verelim, bayram yaptıralım; bu çocukları seven herkesin asli görevi budur. Bütün vatandaşlarımız ve lösemili çocuklar sizden ve bu Meclisten bir müjde beklemektedir.

Hepinize teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)