| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 07.11.2012 |
ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin ana dilde savunma hakkından mahrum bırakılan vatandaşların uğradıkları hak kaybı ve yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi ve bu hususun çözümüne ilişkin araştırma yapmak amacıyla vermiş oldukları Meclis araştırması önergesi aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Cezaevinde açlık grevinde bulunanların gerekçelerinden bir tanesi de ana dilde savunma hakkından mahrum bırakılmalarıdır. Görüyoruz ki bu konuya ilişkin BDP Grubu Meclis araştırması açılmasını istemiştir. Oysa AK PARTİ İktidarı ile birlikte, Türkiye, tam bir ileri demokrasi yolculuğuna başlamış, temel hak ve özgürlükler noktasında peş peşe adımlar atmıştır.
14 Ağustos 2011'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi daha baştan "3Y" yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele ile göreve ve işe başlamıştır. Bu üç konuda gece gündüz çalışmak suretiyle Türkiye'ye büyük mesafeler katettirmiştir. Geldiğimiz nokta ve bu anlamda vadettiği hedeflere doğru yürüme kararlılığı anlamında gıpta ile izlenen bir ülke konumundayız çok şükür.
Özellikle, demokrasinin derinleşmesi ve kökleşmesi anlamında yapılanlar âdeta devrim niteliğindedir. AK PARTİ İktidarıyla birlikte temel hak ve özgürlük alanları fevkalade bir şekilde genişlemiştir. Örnek verecek olursak, ret, inkâr ve asimilasyon politikalarına son verilmiştir. AK PARTİ, bu sorunun toplum hayatımızda neden olduğu olumsuzlukların bilinci ile bölge halkının mutluluğu, refahı, hak ve özgürlüklerini gözeten, Türkiye'nin bütünlüğünü ve üniter devlet yapısıyla birlikte bölgeyi tehdit eden terörün önlenmesinde zaaf yaratmayacak bir şekilde, gerçeğin tespitinin ötesinde kalıcı, tüm toplumun duyarlılıklarına saygılı, etkili ve sorunları kökünden çözmeye yönelik bir politika izliyor ve bundan böyle de inşallah izlemeye devam edecektir.
Farklılıkların zenginlik olarak kabulü de yine temel politikalarımızın arasındadır.
Ayrıca, OHAL uygulamasına son verilmiştir. 19 Temmuz 1987 tarihinde geçici olarak başlayan ancak kırk altı kez uzatılan olağanüstü hâl uygulamasına, AK PARTİ'nin demokratikleşme adımlarının ilk büyük hamlesi olarak, AK PARTİ Hükûmetinin kurulmasından sadece on iki gün sonra 30 Kasım 2002'de son verilmiştir. Bölge böylece rahat bir nefes almış, ikili yönetim sisteminden kurtulmuş, normalleşmiş ve vatandaşın günlük yaşamı kolaylaşmıştır.
İşkenceye karşı yasal mücadele güçlendirildi. Türkiye, AK PARTİ İktidarından önce işkence ve kötü muamele iddialarıyla birlikte anılan, soruşturulmayan ve cezasız kalan işkence olayları nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince mahkûm edilen bir ülke görünümündeydi. İşkence ve kötü muamele konularına ilişkin mahkûmiyet kararlarının tecil edilmesini ve para cezasına çevrilmesini önlemek amacıyla Türk Ceza Kanunu'nun 243 ve 245'inci maddeleri değiştirildi. Bu çerçevede işkence ve kötü muamele suçunun tanımı genişletilerek cezaları artırıldı, bu cezaların tecili ve paraya çevrilmesi de önlendi.
İşkence davalarının zaman aşımına uğramasının önüne geçildi. Türkiye'deki birçok işkence davası zaman aşımı nedeniyle düşmüş, sorumlu kamu görevlileri cezalandırılamamıştı. Yapılan değişiklikle, davaların acele ve öncelikli olarak görülmesi, davaların otuz günden daha uzun bir süre ile ertelenmemesi ve davalara adli tatilde de devam edilmesi sağlanmış oldu.
Özel kurslarda farklı dil ve lehçelerin öğretilmesinin yolu açıldı. Ülkemizin kültürel zenginliğinin bir göstergesi olarak farklı dil ve lehçeler uzun yıllar tam bir inkâr ve ret politikasına tabi tutulmuşlardı. Farklı dil ve lehçelerin öğretilmesi amacıyla kurs açılması serbest bırakıldı. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılarak yönetmelik ve müfredat hazırlandı.
Farklı dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkân tanındı. Türk vatandaşının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yapılacak radyo ve televizyon yayınları hakkında yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konmuş oldu. Farklı dil ve lehçelerde yayın hakkı yasal güvence altına alındı. Vatandaşlarımızın günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapma imkânının hem kamu hem de özel radyo ve televizyon kuruluşları aracılığıyla sağlanması yasal güvenceye kavuşturuldu. Böylece, özel televizyonlarla birlikte TRT'nin de bu alanda yayın yapmasının önündeki yasal engeller kaldırılarak yayın hakkı güvence altına alındı.
Herkesin çocuğuna istediği ismi verebilmesinin önü açıldı. Yıl 1993. Bir dostum Sakarya Akyazı'da çocuğunun adını "Musab" olarak koyamıyor. İlkokula yazılıyor ve yazıldığı esnada ancak bir dava açmak suretiyle bu meseleyi çözüyor. Şimdi o Musab kardeşimiz on dokuz yaşında ve o gün yaşadığı bu sorun sebebiyle hukuk fakültesini tercih ederek hukuk fakültesinde öğrenimine devam etmektedir. Türkiye bu derece mesafe katetmiş ve basamak atlamıştır.
Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, tekrar başa dönecek olursak ana dilde savunma hakkıyla ilgili bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğu aşikârdır. Görüldüğü üzere, bu kapsamda AK PARTİ İktidarı bundan önce birtakım adımlar da atmıştır. 30 Eylül 2012 tarihinde yapılan AK PARTİ 4'üncü Olağan Büyük Kongresi'nde 2023 siyaset vizyonu çerçevesinde 63 maddelik bir liste yayınlamıştır. Burada "Millî birlik ve kardeşlik süreci" başlığı altında "Ana dilde savunma konusunu yasal bir düzenleme ile sorun olmaktan çıkaracağız." demek suretiyle, bu konuya ilişkin çözüm irademizi net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyoruz.
Esasen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 202'nci maddesinde "Sanık ve mağdur meramını anlatacak ölçüde Türkçe bilmiyorsa mahkeme tarafından atanan tercüman aracılığıyla duruşmadaki iddiaları ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar tercüme edilir." denilmiştir. Ancak, bu konuda uygulamada birtakım sorunlar ortaya çıkmış, dolayısıyla bu sorunları ortadan kaldırmak üzere AK PARTİ İktidarı, Başbakanımızın da birçok kez belirttiği gibi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 202'nci maddesine yeni bir fıkra ekleyerek bu meseleyi sorun olmaktan çıkarmaya kararlıdır.
Bu hususta gerekli çalışmalar yapılmaya çoktan başlanmış olup dolayısıyla Meclis araştırması açılmasına gerek olmadığı kanaatini tekrar ifade ediyor, bir kez daha yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.