GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ankara ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:08.11.2017

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ankara'nın sorunları hakkında bugün söz aldım. Bu kürsüde daha önce Melih Gökçek'in hukuksuz uygulamalarına dair söz söylediğimizde genelde oturduğunuz yerden laf atar ve itiraz ederdiniz ama bugün anlaşılan o ki hiçbirinizi Melih Gökçek ilgilendirmiyor, hiçbirinizin umurunda değil. Daha doğrusu, bugün ondan uzak durmaya çalışıyorsunuz ve aslında ona vebalı gibi davranıyorsunuz, onunla görüntü vermek istemiyorsunuz. Şunu belirtmek isterim ki: Aynı veba yarın size de bulaşabilir çünkü bir kişinin ağzından çıkacak sözlerle aynı veba size de sirayet edebilir. Şunu söylemek isterim ki: Hiçbirinizin ama hiçbirinizin yarına dair garantisi yok.

Şimdi "İstanbul'a ihanet ettik, ihanet etmeye de devam ediyoruz." diyor ya AKP Genel Başkanı, sadece İstanbul'a değil, yönettiğiniz birçok şehre, aynı zamanda Ankara'ya da ihanet ediyorsunuz. Hatta ihanetin en büyüğünü de Ankara'ya yapmaktasınız. En son Akyurt'ta daha dün mezarlıkların satışı ihalesi yapıldı, mezarlıklar satışa çıkarıldı, ihale edildi; ölülerimizi satıyorsunuz. Ankara'yı parsel parsel sattınız, sıra maalesef mezarlıklara geldi.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - İftira atmayalım lütfen.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Başkentimizde 5 milyondan fazla insan yaşamakta ancak maalesef başkentimiz sahipsiz. Parklarda ve köşebaşlarında uyuşturucu satıcıları kol geziyor ve bu satış her geçen gün yaygınlaşmaya devam etmekte. Yine, 2016 yılında Ankara'da 888.410, 2017'nin Eylül ayı itibarıyla da 719.611 kişi psikolojik rahatsızlığı sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvurmuş. Ankara'da son bir yılda 785 kişi intihar girişiminde bulunmuş. Maalesef Kızılay'ın göbeğinde dükkânlar kapanıyor birer ve kapanmaya da devam ediyor. Yol diye ODTÜ ormanlarını katlettiniz ancak Ankara'ya yirmi üç yılda sadece 64 kilometre yani yılda 2,7 kilometre demir yolu döşenmiş, raylı sistem döşenmiş.

Beraber yürüdüğünüz parselcinin Ankara'ya zulmünü biz anlatmakla bitiremeyiz. Ancak istifasını istediğiniz o zatın, o koltuğun gerçek sahibi olmadığını sizler de çok iyi biliyorsunuz, bizler de çok iyi biliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Ankara'da yaklaşık bir yıldır eylem yasağı devam etmekte. İnsan Hakları Anıtı abluka altına alınmış, gözaltına alınmış ve bu çevrede Nuriye ve Semih'in ismini zikretmek yasak. Önce haksız yere işlerinden edildiler; sonrasında, seslerini çıkardıklarında gözaltına alındılar; seslerini yükseltip ülkeye duyurduklarında da terörizmle suçlanıp hapishanelere atıldılar. Bir kolu olmayan Veli ve Acun Hoca her gün Yüksel'de gaza, dayağa ve plastik mermiye maruz kalıyor. Peki, bu eziyet yetti mi? Yetmedi, yetmedi, avukatları da gözaltına alınıp tutuklandı. Geçen hafta, Nuriye ve Semih'in avukatlarından Engin Gökoğlu hazır olda tekmil vermediği gerekçesiyle kolu kırıldı, şu an tedavi altına dahi alınmış değil. Yine, aynı odada kalan avukat Murat Deniz'in de aynı müdahalede maalesef eli parçalandı. Yetmedi, biliyorum yetmeyecek. Size göre, sizin gibi düşünmeyen, haksızlığa karşı direnen kişiler terörist ilan ediliyor. Oysa, asıl terörist, ülkeyi bölen, bombalar patlatan, bunlara göz yumanlardır; asıl terörist, "yandaş" ve "diğerleri" diye ülkeyi bölenlerdir; asıl terörist, ülkenin kurucu değerlerine kastedenlerdir. (CHP sıralarından alkışlar)

Son zamanlarda Atatürk'ü ağzınızdan düşürmez oldunuz. Şunu belirtmek isterim: Kemalizm, hava durumuna göre değiştirebileceğiniz bir gömlek değildir; Kemalizm, ülkenin kuruluş ve kurtuluş felsefesidir.

Genel Kurulunuzu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.