GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:07.11.2017

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz torba kanun tasarısının vatandaşlarımızın meselelerini ne kadar çözdüğünü, ne kadar, nimet ne kadar külfet getirdiğini oturup uzun uzadıya tartışmamız lazım. 3 kuruşluk nimet varsa bu tasarının içerisinde, 300 kuruşluk da külfet gelmektedir.

Kanun tasarısının hazırlanış aşamasında, özellikle hazine arazilerinin kullanımı konusunda birçok vatandaşımız ciddi manada beklentiye girmiş, yaşanan ve yaşanması muhtemel mağduriyetlerin önüne geçilmesi için bu kanun tasarısına gözlerini dikmiştir. Ancak, maalesef, gözüken odur ki bu beklenti boşa çıkmıştır. Örneğin, seçim bölgem olan Muğla ilinin Ortaca ilçesinin Ekşiliyurt Mahallesi'nde hâlihazırda yaşanan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: Ekşiliyurt Mahallemizde 176 dönümlük bir hazine arazisi Büyükşehir Kanunu'ndan sonra, büyükşehir belediyesinden kaçırılmak üzere Özelleştirme İdaresine devrediliyor, bu hazine arazisinin üzerinde çoğunluğu seracılık yaparak geçinen yaklaşık 100 hane var.

Şimdi, bu araziler, Özelleştirme İdaresi tarafından ihaleyle satışa çıkartılmış durumdadır. Hazine arazilerini kovalayan birtakım insanların, bu arazileri satın alarak oradaki köylüyü, şu anda içinde üreticilik yapan insanları perişan etmesi mümkündür. Yapılacak olan ihalelere bu arazileri onlarca yıldır kullanan, ecrimisillerini ödeyen, vergisini veren vatandaşlarımızın dışında hazine arazisi avcılarının girmesi çok büyük sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bu durum, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan diğer hazine arazileri için de geçerlidir. Hâlihazırda vasıflı tarım arazisi olarak kullanılan bu yerlerin kullanıcılarına belirli ve makul bir ücret karşılığında verilmesine yönelik bir düzenleme yapılması en doğrusu olacaktır. Bunu Sayın Bakanla defalarca paylaştık ama Sayın Bakan maalesef, bu tarım arazilerinin içinde bulunan vatandaşlarımıza satışı konusunda hep köylümüzü yokuşa sürmektedir. Hiç bir vatandaşımız bu arazilerin ücretsiz bir şekilde kendilerine verilmesini de beklememektedir. Vatandaşlarımız, yapılacak bir düzenlemeyle bu arazilerin en azından, tıpkı 2/B kanununda olduğu gibi, kendilerine birtakım kolaylıklar çerçevesinde satılmasını beklemektedir. Yine, seçim bölgem Muğla başta olmak üzere birçok ilimizde evi barkı bu araziler üzerinde bulunan vatandaşlarımız bu beklentisinde de haklıdır.

Tasarının 59'uncu maddesinde araziyi kiralamak suretiyle kullananlara kiraladığı araziyi satın alma hakkı tanınmakta ancak ecrimisil karşılığında kullananlara bu hak getirilmemektedir. Ecrimisil karşılığında kullanılan arazilerin çiftçilerimize makul bir bedel karşılığında, gerekli ödeme kolaylığı sağlanarak verilmesi gerekmektedir. Gariban çiftçimizin bu şartlar altında, mevcut kullanmakta oldukları, içinde evinin barkının olduğu arazileri satın alması mümkün değildir.

Yine, ecrimisil ödeyerek hazine arazilerinde işletmecilik yapan turizmcilerimiz de buradan gelecek hayırlı bir haberi beklemektedir. Bu vatandaşlarımızın ödemeleri ertelenmiştir ancak erteleme, sorunların çözümü için yeterli değildir. Bugün Muğla gibi birçok turistik yerde artık Maliye Bakanlığının bu kolaylıkları yapmaması sebebiyle paravan şirketler devreye girmiş ve paravan şirketler üzerinden yapılan kiralamalarla hiçbir ödeme yapmadan bu arazilerin kullanılması şu anda devam etmektedir. Dolayısıyla bu işten ne devlet alması gereken parayı alabiliyor ne de gerçekten o yerlerde hakkıyla işini yapan insanlarımız dertlerine derman bulabiliyor. Ecrimisil ücretlerinin makul bir seviyeye çekilmesi, son yıllarda sıkıntılı sezonları peş peşe geçiren turizmcimizi rahatlatacaktır. Bu durum devletimiz açısından da avantajlıdır, devletin de kasasına para girmesini sağlayacaktır. Eğer bu düzenleme yapılmazsa gene paravan şirketler üzerinden sahte birtakım işlemler devam edecek, sonra pılını pırtısını toplayıp giden insanlardan Hazinenin de Maliyenin de herhangi bir para alması mümkün olmayacaktır. Alanın memnun, verenin memnun olacağı bir çıkar yol varken işini hakkıyla yapmaya çalışan vatandaşlarımızı yanlış yollara sevk etmenin bir anlamı yoktur.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)