GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:07.11.2017

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde söz aldım. Bu madde, Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanun'un 2'nci maddesinde bir değişiklik yapıyor. "Bakanlar Kurulu, bir saati aşmamak kaydıyla ileri saat uygulaması yapmaya yetkilidir." diyor. Biliyorsunuz, bu konuyla ilgili uygulamayı Danıştay iptal etmişti. O nedenle gündeme geldi, böyle bir değişiklik yapılıyor. Fakat biz bunu Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşürken gerekçesini de öğrenmeye çalıştık. Biliyorsunuz, ilk defa geçen yıl uygulandı, ikinci defa da bu yıl uygulanıyor. Kış saatine geçmiyoruz iki seneden beri.

Geçen yıl bunun sonuçları ne oldu diye sorduk, bir türlü cevap alamadık. Şöyle bir rapor verdiler, İstanbul Teknik Üniversitesine yaptırılmış bir çalışma. Çok farklı şeylerden bahsediyor, iklimsel faktörler; ısıtma, derece, günler kaynaklı elektrik tüketimi vesaire, saatlere göre fiyat değişiyor, şu, bu, falan filan derken bir türlü cevap veremiyorlar.

En son, EPDK'den rakamları alabildik. Şöyle değerli arkadaşlarım, bakın, ne kadar garip bir iş yapıyoruz, yanlış bir iş yapıyoruz sonuç olarak: 2012'de EPDK'ya göre elektrik tüketimimiz 242 milyar kilovatsaat, 2013'te 248, 2014'te 257, 2015'te 263, 2016'da da 278 milyar kilovatsaat. 2012'den 2013'e 6 milyar kilovatsaat artmış, 2013'ten 2014'e 9 milyar kilovatsaat, 2014'ten 2015'e 6 milyar kilovatsaat, bakın 6 milyar kilovatsaat. Geçen yıl ilk defa uygulanan bu yaz saati... Kış saatine geçilmemiş. Ne kadar olmuş, biliyor musunuz? Normalde artış 6 milyar kilovatsaat, en fazla 9 milyar kilovatsaat olurken 2016'da 15 milyar kilovatsaat bizim tüketimimizde artış var; anormal bir şey.

Bunu, hani namazla niyazla açıklamaya çalıştılar bazıları. Sabah namazı insana huzur verir. Kalkan o huzuru hisseder, huşu içerisinde gününe huzurla başlar; onunla bir ilgisi yok. Bu sadece nedir, biliyor musunuz? Çok daha fazla üretim yapılıyor Türkiye'de. Bu üretimin devletin üstüne kalmaması için, tüketicinin, vatandaşın üstüne kalması için böyle bir uygulama yapılıyor, tüketim artırılıyor. Bu yapılmasaydı, böyle yapılmasa tüketim bu kadar olmayacaktı. O zaman ne olacaktı? Elektrik üreten firmalara, santrallere ödeme yapılacaktı. Tıpkı köprülerdeki bu, zorunlu geçişte olduğu gibi, KOİ projelerinde olduğu gibi devlet onlara ödeme yapmak zorunda kalacaktı. Bu siyaseten iktidarı zor durumda bırakacaktı, sıkıntıya sokacaktı ama iktidar bu şekilde yaparak yani kış saatine geçmeyerek tüketimi artırdı, bu yükü de vatandaşın üzerine bırakmış oldu; olay bu, bu kadar basit maalesef. Bunun için üzülmemek mümkün değil.

Bakın, 2016'yla ilgili olarak üretim rakamları 275 milyar kilovatsaat, tüketim de -biraz önce okudum- 278 milyar kilovatsaat. Kış saatine geçilseydi muhtemelen tüketim üretimin çok altında olacaktı, aradaki farkı devlet ödemek zorunda kalacaktı. Hükûmet tercihini vatandaşı sıkıntıya sokmak yönünde yaptı. Bunu da sanki -bilgi vermiyorlar- gerçekten sabah namazına kalkan insanları düşünmek gibi gösteriyorlar. Hâlbuki özellikle İstanbul'da, özellikle Türkiye'nin batısında bir yığın ölümcül vaka oldu. Sabah karanlığında çoluk çocuk, o minicik bebeler okula gidiyorlar, sıkıntıya giriyorlar. Gerçek anlamda sıkıntılar söz konusu oluyor, ölümler söz konusu oluyor. Yazıktır günahtır, Allah'tan korkmak lazım. Bunun düzelmesi lazım, bu maddenin bu şekilde geçmemesi gerekir değerli arkadaşlarım, hepinizin dikkatine sunuyorum. Tabii, etik olarak da ahlaki olarak da böyle bir tercih yapılmasının doğru olmadığını da söylemek istiyorum. Bir de işin o boyutu var, o tarafı var, bunun da dikkate alınması gerekir.

Tekrar saygılar sunuyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)