GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:07.11.2017

ŞERAFETTİN TURPCU (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı torba Yasa Tasarısı 1'inci maddedeki önergemiz üzerine söz aldım. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Takip ediyor musunuz bilmiyorum ama Zonguldak'ta madencilerimiz kendilerini madene kilitlediler. Torba yasaya eklenerek, maden sahalarının ruhsatlarını parçalayarak bu sahaları özelleştirmenin önünü açan maddenin geri çekilmesini talep ettiler. Dün gece itibarıyla kendilerine ilgili maddenin değiştirilmesi sözü verilmesi sonrasında madenden çıktılar.

Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen ve Meclis Genel Kurulunda görüşülecek olan torba yasa maddesiyle 3213 sayılı Maden Kanunu'nda değişiklik yapılarak "Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmeleri, uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir." ifadesi getiriliyor. Durumun gizlenmesi için "özelleştirme" kelimesi yerine "ihale etme yetkisi" adı altında yeni kavramlar üretilerek kanun metni Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirilmeye çalışılıyor. Madencilerimizin yaptığı eylem sonrası söylenen, ilgili maddede değişiklik yapılarak "TTK'nın devlet eliyle işletilen sahaları hariç tutulacak." ibaresinin eklenmesi sorunu çözmez. Bu maddenin tamamen tasarıdan çıkarılması gerekiyor çünkü bu şekilde, havza madenciliği kavramı bitirilecektir. Yani bir göz boyama ve ölümü gösterip sıtmaya razı etme durumuyla karşı karşıyayız. Daha önce benzer gerekçeyle Türkiye Kömür İşletmeleri darmadağın edildi, parçalanarak taşeronlara verildi, maden işçileri üzerinden birileri zengin oldu. Birileri zengin oldu ama Soma faciasında olduğu gibi 301 madenci hayatını kaybetti, Ermenek'te benzer bir facia yaşadık; özel kömür işletmelerinin üretim anlayışlarına, çalışma şartlarına, iş sağlığı ve iş güvenliği konularındaki tavırlarına acı bir biçimde şahit olduk. Hükûmet de buna her zaman olduğu gibi seyirci kaldı.

Bu kazaların nedeni, havza madenciliği kavramının parçalanmasıydı. Yine birilerini zengin etmek için bu sefer Zonguldak feda edilmek isteniyor. Bugüne gelirken TTK'ya gerekli yatırımlar yapılmamış, daraltılmış işçi sayısı giderek azaltılmış, zararın artmasına göz yumulmuş, âdeta kendiliğinden kapanması hedeflenmiştir. Hükûmetin yıllardır yürütmüş olduğu kömür politikası kömür sektöründe üretimi artıramadığı gibi, ithalat rekor seviyelere ulaşmış, istihdam edilen işçi sayısı da tarihinde ilk defa 10 binlerin altına, bugünlerde de 7 binlere düşmüştür.

Bakanlıktan son aldığım verilere göre, değerli milletvekilleri, yılda 42,5 milyon ton taş kömürü ithal ediyoruz, bunun karşılığında 4 milyar dolar para ödüyoruz. Bu para yabancı şirketlere ve onların ülkemizdeki yandaşlarına, iş ortaklarına gidiyor. TTK'nın üretimi de tarihinde ilk defa 1 milyon tonun altına düşürülmüştür bu Hükûmet tarafından. Yani madencilerimiz ekmek kavgası verirken aynı zamanda da halkın servetini korumayla ilgili mücadele ediyorlar, kendilerini madene kilitleyerek madenlerin parçalanarak satılmasına olanak tanıyacak yasaya karşı duruyorlar.

Selam olsun hak arayan, karanlıkta yıllar boyu sessizce kazma sallayan onurlu madencilere, selam olsun onların ailelerine!

Hükûmetin yaptığı özelleştirme hamlesi, arkasında başka planları da barındırmaktadır. Değerli milletvekilleri, özelleştirme adı altında her müessese, bir holdinge termik santral yapma hakkıyla verilecektir. Sonra da "Zarar ediyoruz." gerekçesiyle ithal kömürlü termik santrallere yöneleceklerdir. Zaten Zonguldak'ta ithal kömürle çalışan, çevreyi mahveden fazlasıyla santral var. Kendilerini madene kapatan emekçilerimizin talepleri çok net, özelleştirmenin onlar için ölüm olduğunu biliyorlar çünkü bunu yaşayarak gördüler. Biz, Zonguldak için iş, aş, gelecek istiyoruz. Hükûmet ise elimizdeki, avcumuzdaki son kalan parçamızı da almak için çabalıyor. Reçete bellidir; TTK'nın işçi açığı acilen giderilerek, yatırım yapılarak yeniden ayağa kaldırılması zorunludur.

TTK'dan bahsedilirken sürekli zarar öne sürüyorlar. Hasta garantili hastaneler, yolcu garantili havaalanları, araç garantili köprülere verdiğiniz garantilerin, paraların akıtıldığı rantçılar hariç herkesin zarar hanesine yazıldığını hatırlatmak istiyoruz. Biz, TTK'yı sadece Zonguldak için değil, stratejik değeri olan taş kömürü için, Türkiye için savunuyoruz. Madencinin onurunu, geleceğini koruma mücadelesinde elinizi vicdanınıza koyarak bu konuyu yeniden değerlendirmenizi talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)