| Konu: | İstanbul Milletvekili Mehmet Muş'un yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 02.11.2017 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın mevkidaşım, bak, ben 8 tane eve, ocağa ateş düşmüş, gel bu işi çözelim diyorum, sen zevahiri kurtarmaya çalışıyorsun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Haydaa! Ne zevahiri ya?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Yazık günah ya, yazık, vallahi yazık.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sahiden öldü o insanlar.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bundan daha somut bir teklif olur mu? Bana birisi çıksın -4 siyasi parti var burada, iktidar partisi milletvekillerine sesleniyorum- şundan daha somut bir önerisi olan gelsin, burada söylesin, biz ona uyalım.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Çözümden niye korkuyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bakın, altını tekrar kalın çiziyorum, Hükûmet PKK terör örgütüyle şüphesiz etkin bir mücadele etsin, bu ayrı bir şey ama bunun böyle bitmediği de görüldü. Otuz üç yıldır... Hatırlayın -siz belki o zaman daha gençtiniz, hatırlamazsınız- rahmetli Özal "Bir avuç çapulcu" diye bu işi nitelendirdi, geldiğimiz nokta bu.
Demek ki ne yapmak lazım? Bir kere bu işi siyasi değerlendirmelerden uzak tutmak lazım. Ne yapmak lazım? Kardeşlik duygusu içinde, Kürt'ün Türkle bir olduğu anlayışı içinde bu işe bakmak lazım.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Zaten buna bakıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Buna bakamazsanız, Kürt ile Türk'ü bir saymazsanız, Alevi ile Sünni'yi bir saymazsanız zaten bu işi çözmekle ilgili sizin yapacağınız bir şey yoktur.
Çok net tekrar çağrı yapıyorum: Var mısınız, yok musunuz? Artık kan akmasın diyorum ben.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)