| Konu: | Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 01.11.2017 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, "helal" kelimesi Arapçadan gelmektedir ve "izin verilmiş" anlamını taşımaktadır. İslam dinine göre yasaklanmamış yani "kurallara uygun" anlamı taşıyan bu kelimenin kapsamı en başta yalnızca gıda ürünleriyle ilişkilendirilirken günümüzde gıdanın yanı sıra, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik ve hizmetler gibi sektörel olarak çok geniş alana hitap etmektedir.
Helal belgesi, İslami kurallara uygun olarak hazırlanan ürünlere verilen sertifikadır. Dünyada yaklaşık 1,8 milyar Müslüman nüfusun helal ürün ve belgelendirilmesine ilişkin ilgi ve talebin giderek arttığı belirtilmektedir ancak ne yazık ki dünyadaki helal ürün ticaretinin büyük bir kısmı Müslüman olmayan ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünyada pek çok kuruluş helal sertifikası vermektedir ancak bunların arasında henüz bir uluslararası standart sağlanamamıştır. Helal ürün ticaretinin artması, farklı ve yeterli olmayan helal standartlarını da beraberinde getirmektedir.
Helal standartlarını oluşturan birtakım unsurlar söz konusudur. Bunların başında İslami şartlar, yasal şartlar, denetim gibi birtakım gereklilikler gelmektedir. Bu, çok önemli bir konudur. Türkiye gibi Müslüman ülkelerde tüketilen ürünlerin helal olup olmadığı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır ancak özellikle gayrimüslim ülkelerde Müslümanlar açısından bu büyük bir hassasiyet taşımaktadır.
Görüşmekte olduğumuz tasarıyla, ortak helal standartlarına dayanan bir helal belgelendirme sisteminin Müslüman ülkelerde tesisini sağlamak amaçlanmaktadır. Kurulması hedeflenen bu yeni yapının İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü standartları çerçevesinde bağımsız ve tarafsız olması bir gerekliliktir ancak Ekonomi Bakanlığı bünyesinde oluşturulması amaçlanan bu yapının bağımsız ve tarafsız olacağı konusunda soru işaretleri getirmektedir akla.
Bilindiği gibi, 57'nci Hükûmet döneminde, 1999 tarihinde kurulan Türk Akreditasyon Kurumu yani TÜRKAK bugüne kadar sayısız helal ürün çalışmalarına imza atmıştır. Türk Akreditasyon Kurumu kurulurken amaçları arasında bu tasarının gerekçeleri de yer almaktaydı. Neden bu kurumdan bağımsız bir oluşuma gidildi? TÜRKAK'ın bu konuda eksikleri nelerdir? Neden mevcut kurumun eksikleri tamamlanarak tek bir sistem üzerine çalışmak yerine, iki başlı yapılanmaya gidildi? Bunlar elbette ki merak uyandırmaktadır.
Zamanında söylenmiş olan "TÜRKAK sayesinde diğer ülkelerin önündeyiz. TÜRKAK, İslam İşbirliği Teşkilatıyla da birlikte çalışmaktadır. Özellikle helal ürün konusunda uzmanlaşmıştır." gibi sözler, Helal Akreditasyon Kurumunun kurulmasıyla yok sayılmıştır. Bu yeni yapılanmayla TÜRKAK yetersiz bulunmuş, bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalar da bir nevi göz ardı edilmiştir.
Kurum hazır sertifikalandırma yapacak ise bizim bunu gençlerimizin sorunlarına da bağlama imkânımız olacaktır. Evet, millî projelere geçilmesi ülkemiz açısından şart. Gıdada, tarımda, ziraatta elbette ki millî projeler şart ki ülkemiz güçlü bir ülke olsun, güçlü daha da güçlensin.
Bunun için özellikle gençlerimizin, işsizlerimizin ve birçok alanda bu konuda destek verecek olan, bu projelerde yer alacak olan gıda mühendisleri, veteriner hekimler, ziraat teknisyenleri, ziraat mühendisleri ve su ürünleri mühendisleri gençlerimizin taleplerini dile getireceğim.
Gıda denetimi konusunda dört yıl eğitim görerek bu konuda en yetkin kişiler hâline gelen gıda mühendisleri istihdam beklemektedir. Bunu mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor.
Ziraat teknisyenleri yine aynı şekilde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının projelerinde yer almak istiyorlar. Veteriner hekimler için ülkemizde, gelişmiş ülkelerin tersine, özellikli uygulamalara gidilmesi şart ve bu anlamda millî projelerde veteriner hekim kardeşlerimizin istihdamı da şart.
Yine, ziraat mühendislerimiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yeni projelerinde yer almak istemektedirler. Su ürünleri mühendisi kardeşlerimize ise -üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamız hasebiyle yerli ve millî projelere, su ürünleri projelerine gittiğimiz vakit- gerekli olan istihdamın verilmesi noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmesini ben buradan dile getirmiş oluyorum.
Saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)