| Konu: | Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 01.11.2017 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve ekranları başında bizleri izleyen değerli yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Marketlerimizi ayrıştırdınız, okullarımızı, bayramlarımızı ayrıştırdınız, gazi ve şehitlerimizi ayrıştırdınız, şimdi de tükettiğimiz gıdaları ayrıştırıyorsunuz. Ne yani, helal gıda sertifikası almayan ürünler şimdi haram mı sayılacak? Öncelikle, şunu da peşinen belirtmek isterim ki bizim helalle sıkıntımız yok, sıkıntımız haramla. Bir hükûmetin görevi vatandaşların sağlıklı gıdaya erişimini ve sağlıklı gıda tüketimini sağlamaktır, gıdalar üzerinden toplumu bölmek değil. Helal gıda helal parayla, alın teri, el emeğiyle kazanılan parayla alınırsa helaldir.
Değerli milletvekilleri, şimdi, Diyanet İşleri Başkanlığının 255 bin lira faiz geliri elde ettiği, Müslümanların Kurban Bayramı'nda ithal angus kestiği, Sırbistan'dan et ithal edildiği, Moldovya Cumhuriyeti'nden sıfır gümrük vergisiyle 500 ton domuz eti ithal edilen bir dönemde ihracat için Helal Akreditasyon Kurumu kuruluyor, kurumun adı da HAK. Kurumun adı HAK ama hak yeme mekanizmasını içinde barındırıyor, adı HAK ama âdeta haram yeme, yedirtme kurumu. Bir taraftan HAK diye bir kurum kuruyorsunuz, diğer taraftan, size karşı olan, muhalefet eden kim varsa haklıyorsunuz. HAK diye bir kurum oluşturuyorsunuz ama haksızlık yapmaktan da geriye durmuyorsunuz. Ağlayan belediye başkanlarınızı tehdit etmeyi, tehditle istifa ettirmeyi kendinize hak görüyorsunuz...
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Öyle bir şey yok, öyle bir şey yok.
ÇETİN ARIK (Devamla) - ...tıpkı yandaşı kayırmayı, kamu imkânlarıyla yandaşı zengin etmeyi kendinize hak gördüğünüz gibi. Hak yemek yandaş için ise Kamu İhale Kanunu'na tabi tutmuyorsunuz.
Haksızlığı bir yönetim biçimi hâline getirdiniz. Çadır mahkemeleri kurup bu ülkenin hâkimlerini teröristlerin ayağına götürmeyi kendinize hak gördünüz, tıpkı sözde "çözüm süreci" adı altında İmralı'da Apo'yla pazarlık masası kurmayı kendinize hak gördüğünüz gibi. FETÖ'yle beraber farklı yollardan aynı menzile yürümeyi kendinize hak gördünüz, tıpkı devletin kozmik odasına teröristleri sokmayı hak gördüğünüz gibi. Barzani'nin Atatürk Havalimanı'na bayrak astırıp sözde bağımsızlık referandumu yapmasını kendinize hak gördünüz, tıpkı bu milletin seksen yıllık birikimini yok pahasına satmayı, yandaşa peşkeş çekmeyi kendinize hak gördüğünüz gibi. Har vurup harman savurmayı, israfı kendinize hak görüyorsunuz, tıpkı FETÖ'ye her istediğini vermeyi kendinize hak gördüğünüz gibi. Şimdi "HAK'ı kurduk, verdik helal gıda sertifikasını, ye." diyorsunuz, tabii yerseniz.
Bakınız değerli milletvekilleri, Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna'dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan'dan arpa, Gürcistan'dan saman, Türkmenistan ve Hindistan'dan pamuk, Arjantin ve Brezilya'dan mısır, Vietnam, Tayland'dan çelik ve pirinç, Mısır ve Çin'den kuru fasulye, Kanada'dan nohut ve yeşil mercimek, Ukrayna ve Kanada'dan bezelye, Bulgaristan'dan kurbanlık koyun, Şili, Uruguay ve Fransa'dan büyükbaş hayvan, Sırbistan'dan lop et ithal ediliyor. Peki, ihracat için HAK yeterli mi?
Bugün dost olduğumuz kaç ülkeyle yarın "Ey" diye başlayan bir cümlenin ardından düşman olmayacağız. Bölgemizde ve dünyada kavga etmediğimiz komşu kalmadı. Bu, ihracat rakamlarına da yansıdı. Rus uçağını düşürdünüz, "Uçağı düşürdük." diye hava bastınız, turizmciler havasını aldı, turist gelmedi, domates gitmedi. İbadi'ye "Sen benim kalitemde, seviyemde değilsin." dediniz, sonra milyarlık sarayınızda "Ben sana 'Benim seviyemde değilsin.' demedim, 'Seni seviyem dedim.'" diye ağırladınız. Maceracı, ulusal çıkarlarımızı korumaktan uzak, kravatıyla bile kavga eden bu dış politika anlayışınızla HAK değil ne yaparsanız yapın ihracatı artıramazsınız sayın milletvekilleri. Bunun için, sözüne güvenilen, adaletine inanılan, verdiği sözü tutan, vatandaşlar arasında ayrım yapmayan, kul hakkı yemeyen, helal bir hükûmete ihtiyaç vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)