GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:01.11.2017

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; millî egemenliğe geçişimizi sağlamak ve demokratik bir düzenin kurulabilmesine olanak tanımak için 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı. Saltanatın kaldırılmasının, egemenliğin millete verilmesinin yıl dönümünü ve ayrıca okuryazarlığın önündeki en büyük engeli ortadan kaldıran Harf Devrimi'nin 89'uncu yıl dönümünü kutluyorum.

Helal akreditasyon; "helal" i biliyoruz da "akreditasyon" nedir Allah aşkına? Fransızca kökenli bir kelime; belli kriterleri sağlarlık, denklik hakkında bilirkişi veya kurumlarca verilen bir belge. Helal Akreditasyon Kurumu da bu durumda, olsa olsa bir ürünün, hizmetin helal mi, haram mı olduğunu tespit edecek kurum.

Peki, bu kurum, o ürünün veya hizmetin helal mi, haram mı olduğunun tespitini nasıl yapacak, gerçekten merak ediyorum. Örneğin, elmanın, armudun, kirazın, patatesin helal mi, haram mı olduğuna nasıl karar verecek?

Şimdi, çiftçi "Ağacı besmeleyle dikip suladım." dese, "Bu ürün helaldir." dese buna helal sertifikası mı verilecek? Ya da örneğin, patates üreticisi "Ben patatesleri sökerken besmeleyle söktüm, helaldir." deyince helal belgesi mi verecek? Yazı yazdığımız kalemin helal olup olmadığına nasıl karar verecek? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.

BURCU KÖKSAL (Devamla) - Ya, merak ediyorum, hakikaten, yirmi yıllık bir kiraz ağacının, on yıllık üzüm bağının vermiş olduğu meyveye, ürüne neye göre helal sertifikası verilecek? Ya da mesela balık için helal belgesi almak istiyorsunuz, ne diyecek balıkçılar? "Biz abdest alıp ağları besmeleyle attık, avladığımız, tuttuğumuz balık helaldir, helal sertifikası verin." mi diyecek?

Helal Akreditasyon Kurumunun, bunun verdiği helal belgesine nasıl güveneceğiz? Öyle ya, bu kurumun üyelerini belirleyecek olan şu andaki Adalet ve Kalkınma Partisi; yolsuzluk algısında ülkemizi 176 ülke arasında 75'inci sıraya yükselten Adalet ve Kalkınma Partisi; 59,3 milyar dolarlık özelleştirme yapıp bu özelleştirme paralarını nereye harcadığının hesabını veremeyen Adalet ve Kalkınma Partisi; "FETÖ'yle mücadele ediyorum." diye suçlu suçsuz binlerce insanı işinden, aşından, özgürlüğünden eden, kendi itirafıyla at izini it izine karıştırdığı bir süreci yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi.

2006 yılında, kendi iktidarı döneminde çıkardığı Tarım Kanunu'na göre "Çiftçiye verilecek destek, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz." dediği hâlde buna bile riayet etmeyip çiftçiye eksik destekleme veren Adalet ve Kalkınma Partisi; bu kanun yürürlüğe girdiğinden bu yana çiftçiye 87,5 milyar liralık eksik destekleme veren, sadece 2017 yılında çiftçiye vermesi gereken 26 milyar liralık desteği vermeyip 12,8 milyarlık desteği vererek yani bir anlamda kul hakkı yiyerek çiftçiyi bankalara, sağa sola borçlandıran Adalet ve Kalkınma Partisi.

Kendi çocukları yatlarla, katlarla, gemiciklerle sefa sürerken 18 milyonluk 15-29 yaş arası gençlerimizin yüzde 27'sini işsizliğe mahkûm eden Adalet ve Kalkınma Partisi; seçim meydanlarında eveleyip geveleyip "Taşerona kadro vereceğim. Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetini çözeceğim. Terörü bitireceğim." deyip, vaatlerde bulunup kendi verdiği sözü tutmayan Adalet ve Kalkınma Partisi; askerî okulları kapatıp orada okuyan, FETÖ'yle alakası olmadığı hâlde FETÖ'cü damgası yediği için perişan olan çocukların vebalini taşıyan Adalet ve Kalkınma Partisi.

Lop etten buğdaya, samandan mercimeğe birçok ürünün ithalatına kapı açarak kendi çiftçisini bitirmeye çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi Helal Akreditasyon Kurumunu belirleyecek, öyle mi? Helale karar verecek, öyle mi? Hadi oradan!

Herkese saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)