GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:06.11.2012

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Meclis Grubunca, cezaevlerinde başlayan açlık grevi sebebiyle hükümlü, tutuklu ve ailelerinin yaşadığı sorunların araştırılması için Anayasa'nın 98 ve İç Tüzük'ün ilgili maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması yönündeki taleplerin gündeme alınması için verilmiş olan grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerle iktidara gelen ve o günden bugüne kadar ülkemize ve aziz milletimize hizmet eden, devletle millet arasındaki tüm engelleri kaldıran, devlete hizmet eden anlayış yerine millete hizmet eden devlet anlayışını hâkim kılan ekibe, kadrolara, başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bugüne kadar hizmet etmiş herkese teşekkür ediyorum. Şunu da açıkça belirtiyorum ki, bizler AK PARTİ kadroları olarak, 14 Ağustos 2001 ruhunu taşımaya devam ettiğimiz müddetçe daha nice on yılları aziz milletimizle birlikte kutlayacağız.

Değerli milletvekilleri, grup önerisinin içerisini incelediğimizde, ceza infaz kurumlarında bulunan PKK, KCK terör örgütü hükümlülerinin, tutuklularının ceza infaz kurumlarına vermiş oldukları dilekçelerinde ileri sürdükleri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan'a uygulanan sözde hukuksuz tecridin son bulması, müzakerelerin başlaması için sağlık, güvenlik ve özgürlük şartlarının oluşturulması; askerî operasyonlara, siyasi, yargısal ve psikolojik saldırılara son verilmesi, sözde inkâr ve imha politikalarının son bulması, Kürt kimliği ve Kürtçe ana dilde eğitim hakkı gibi ceza infaz kurumlarının koşullarıyla hiçbir ilgisi olmayan taleplerle süresiz açlık grevi eylemlerine başlamışlardır. Hükümlü ve tutukluların talepleri irdelendiğinde, ortaya koydukları nedenlerin tamamı da kendi konumlarıyla ilgili değildir. Bu taleplerin hiçbirisi tutuklu ve hükümlülerin kişisel durumları ve cezaevi şartlarıyla ilgili bulunmamaktadır. Bu taleplerin tamamını siyasi ve ideolojik talepler olarak görmek mümkündür.

Yine, bu durum, dışarıda yürütülen, kana dayalı sürdürülen siyasi hesaplar için ölüme sürükleme oyunudur. Açlık grevine sürükleyen nedenler Hükûmetten kaynaklanan nedenler değildir. Bu grevlerin tetikleyicisi terör örgütüdür. BDP yetkilileri eğer samimiyseler kalksın ve açlık grevlerinin bitirilmesi yönünde samimi iradelerini ortaya koysunlar. Biz, millet olarak, BDP yetkililerinin samimiyetini bu çağrıyı yaptıkları anda göreceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; açlık grevi yapanların temel talepleri irdelendiğinde, bu nedenlerle açlık grevi yapılmasının hiçbir mantıksal, hiçbir hukuksal ve hiçbir vicdani dayanağı yoktur. Neden yoktur? İmralı  F tipi yüksek güvenlikli cezaevinde hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm bir kişidir. Son iki-iki buçuk yıldan beri Abdullah Öcalan aynı konumda bulunan hükümlülerle cezasını çekmektedir. Ayrıca, hükümlü, istediği zaman yakınlarıyla görüşme imkânına sahiptir. Bunun için ya yakınları talepte bulunacaktır ya da kendisinin istemesi gerekmektedir. Türkiye bir hukuk devletidir, herkes aynı haklara sahiptir. Onun için, hukuk ne gerektiriyorsa Öcalan'a da o imkânlar tanınmaktadır.

İkinci husus: Sözde imha ve inkâr politikalarının son bulması talebidir. Türkiye'de 2002 tarihinden itibaren her türlü inkâr politikasına son veren, vesayeti kaldıran, devletle milleti barıştıran AK PARTİ'dir. On yıldan bu yana gerek dil gerek kültür gerek insan hakları alanında Anayasa, yasa ve idari tedbirlerle hemen hemen bütün inkâr ve ret politikaları ortadan kaldırılmıştır. Bugün artık Türkiye'de Kürtçe konuşulmaya, öğrenilmeye başlanmış, radyo ve televizyonlarda Kürtçe yayınlara başlanmış, cezaevlerinde ana dilde görüşme imkânı başlamıştır. AK PARTİ hükûmetleri bugüne kadar her türlü ret ve inkâr politikalarını yok etme yönünde irade koymuş ve bundan sonra da bu, böyle olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün itibarıyla terör örgütü  sivil - asker, Kürt - Türk ayrımı yapmadan kan dökmeye devam etmektedir ve bunu bir amaç edinmiştir. Terör örgütünün kanlı saldırıları sonucu sönen ocaklar karşısında tepkisiz olanların barıştan, kardeşlikten ve insan haklarından bahsetmesinin hiçbir anlamı yoktur. Kürt - Türk, sivil - asker demeden masum insanlara karşı işlenen cinayetleri kınamayanlar ve açıkça terörle arasına mesafe koymayanlar bu cinayetlerin bir parçasıdır.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Roboski'yi de kınıyor musun, onu da söyle.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Ben bu yüce kürsüden açlık grevinde olanların anne ve babalarına sesleniyorum...

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Roboski için ne düşünüyorsun?

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Çocuklarınızı birilerinin kirli emellerine alet etmeyin.

SIRRI SAKIK (Muş) - Senden önce Başbakan onları söylüyordu.

HİLMİ BİLGİN (Devamla) - Onlar sizin sıkıntınız, çileniz üzerinizden parlak bir gelecek kurmak istiyorlar. Onlar masum Kürt vatandaşlarımızın çocuklarını okula göndermezken kendi çocuklarını yurt içinde ve yurt dışında en iyi kolejlerde okutuyorlar. Bunu biz milletimizin takdirine sunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz açlık grevlerinin bitirilmesi, sona erdirilmesi için üzerine düşeni yapmış ve yapmaya devam edecektir. İnsan canı ortadayken herkesin samimi olarak çözüme katkı sunması gerekmektedir. Meclis araştırma komisyonları süreli çalışan komisyonlardır. Oysa Meclis çatısı altında çalışmalarına devam eden ve bünyesinde Cezaevlerini İnceleme Alt Komisyonu bulunan İnsan Hakları Komisyonunun çalışmaları devam etmektedir. Önergeye konu olan iddialar bu Komisyon tarafından araştırılabilecek konulardır, bu nedenle grup önerisinin aleyhindeyiz.

Bu vesileyle heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)