GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığına, Türkiye'de "adalet" kavramının giderek yara aldığına ve tutuklamaların sanıklar için âdeta bir ceza aracına dönüştüğüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:26.10.2017

LEVENT GÖK (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Pazar günü cumhuriyetimizin 94'üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. Cumhuriyetimiz kutlu olsun. Cumhuriyetimizi bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm cumhuriyet kadrolarını saygıyla, minnetle andığımı ifade etmek istiyorum. Onların açtığı yoldan Türkiye, bugün uygar dünyayla bütünleşmenin ve beraber olmanın mücadelesini veriyor. Eğer cumhuriyet kurulmasa Mustafa Kemal Atatürk'ün laik Türkiye üzerine inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti bugünlere gelemezdi. Ne mutlu ki Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderimiz var ve tüm aksaklığına rağmen bir cumhuriyete sahibiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de adalet kavramı giderek yara alıyor. Tutuklama, tüm sanıklar için âdeta bir ceza aracına dönüştü. Tutuklama bir istisnai tedbirdir ama öyle bir Demokles'in kılıcı gibi sallandırılıyor ki mahkemelerce sanıklar üzerinde, tutuklanan kişinin hem çevresinde hem Türkiye'de hem de kendi kamuoyunda bir anda suçlu ilan edilmesine neden olacak uygulamalar yaşıyoruz. Bakın, geçtiğimiz günlerde tutuklanan Büyükada'da toplantı yapan kişiler tahliye oldu, bir kısım gazeteciler tahliye oldu ama havuz medyasının manşetlerinde, sürmanşetlerle ajan gibi, provokatör gibi suçlamalara muhatap oldular. Ne hazin bir tablo. Yani bu insanların itibarları yok mu, bu insanların çoluk çocuğu, sevenleri yok mu? Şimdi, bir tutuklamayı siz böyle ceza gibi infaz eder ve herkesi baştan, peşinen suçlu ilan ederseniz, bu kişiler tahliye olsalar bile hayatları boyunca bir travma mutlaka geçireceklerdir. Dolayısıyla tutukluluğun, bundan sonraki uygulamalarda cezai bir müeyyide değil, tam tersine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, Sayın Gök.

LEVENT GÖK (Ankara) - ...tutuksuz yargılamaların esas alınacağı bir adalet sistemini Türkiye hızla yaşamalıdır; yaşatmalıyız bunu. Yapılan pek çok yanlışın faturası ne olacaktır Sayın Başkan? Bu insanların hak mahrumiyetlerini, cezaevinde geçen sürelerini, o yaşadıkları olumsuzların hesabını kim ödeyecektir? Birileri yanlış yapıyor, mahkemeler yanlış yapıyor, talimatlar, kararlar alıyorlar, havuz medyasında sürmanşetleri çıkartılıyor; oluyor size insanlar suçlu ama daha ilk mahkemede çöken iddianameler. Türkiye bu hukuksuzluktan, adaletsizlikten bir an önce kurtulmalı ve tutuksuz yargılamanın esas alınacağı bir süreci adalet dünyamızda mutlaka yaşamalıyız Sayın Başkan.

Teşekkür ederim.