GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:11
Tarih:19.10.2017

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 497 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın 37'nci maddesinde öngörülen İstanbul'un Eyüp ilçesinin adının Eyüpsultan olarak değiştirilmesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kuruluş tarihî İstanbul'un fethine kadar giden Eyüp ilçesi ismini tarihî bir kişilikten yani Eyüp Sultan olarak bilinen Ebu Eyyûp El-Ensari'den alıyor. İstanbul'un fethinin ardından surlar dışında kurulan ilk yerleşim birimi olan Eyüp bu bakımdan İstanbul'un tarihî yarımada dışında kalan en eski yerleşim yeri konumunda. Tarihî bir kişilikten ismini alan bir ilçenin bu isimle anılmasına elbette ilkesel olarak karşı değiliz ancak Eyüp yerine Eyüpsultan isminin öngörülmesi gerçekten tarihe olan bir saygı mıdır, yoksa pragmatik bir yaklaşım mıdır, bunu takdirinize sunuyoruz. Eğer gerçekten böyle olsaydı Türkiye'de isimleri değiştirilen yüzlerce yerleşim yerine de aynı duyarlılıkla yaklaşmak gerekmez miydi?

Yüz yıl önce ünlü Fransız yazar Pierre Loti'nin İstanbul'da yaşamak için tercih ettiği Eyüp'e bugün baktığımız zaman içinden çıkılmaz sorunlarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Eyüplüler isterdi ki Eyüp'ün ismi gündeme getirilirken Eyüp'ün katlanarak, artarak sorunlarına da bir çözüm önerisi getirilsin. Gönül isterdi ki Eyüp'ü bu kadar düşünen bir anlayış Eyüp'ün trafik sorununu, altyapı sorununu ve tarihî dokusunun giderek kaybolmasını da burada gündeme taşısın. Oysa bu sorunlar Eyüpsultan ismiyle örtülemeyecek kadar büyük.

Eyüp, bugün kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüme kurban edilmiş durumda. Eyüp halkının ve mahalle muhtarlarının hiçbir görüşü alınmadan birbiri ardına kentsel dönüşüm projeleri hayata geçiriliyor. Altyapısı hazırlanmış, bölge halkının da rıza gösterdiği kentsel dönüşüm projelerine bizler de "evet" diyoruz. Ancak gecekonduları yıkarak orada yaşayanların aidatlarını bile ödeyemeyeceği lüks siteler dikilmesine "hayır" diyoruz.

Bildiğiniz üzere Eyüp ilçesi içinde Hasdal'da 5. Levent isimli bir kompleks yapıldı. 515 bin metrekareden büyük bir alanı kapsayan bu alanda 15 bin kişi ikamet edecek. Peki, kent içinde âdeta yeni bir kent yaratılırken bunun trafiğe olan etkisi hiç hesaba katıldı mı, altyapının yeterli olup olmadığına bakıldı mı? Hayır, 15 bin nüfus artışı yaratacak bu proje için ne bir trafik önlemi alındı ne de bir altyapı düzenlemesi yapıldı. Yine, üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı bağlantılarının bir kısmı Eyüp'ten geçiyor. Giderek artan araç sayısı Eyüplülerin yaşamlarından çalıyor.

Eyüp ilçesi aynı zamanda kozmopolit bir ilçe. Bir dönem Musevi vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ve tarihî sinagoglara ev sahipliği yapan Eyüp bugün de Alevi vatandaşlarımızın yoğun olarak oturduğu bir ilçe. Bir yere hizmet götürülürken elbette bu demografik yapının da göz önünde bulundurulması gerek. Ancak Eyüp'te bu da yapılmadı, tam tersi yapılıyor. Ne yapılıyor? Bütün okullar neredeyse imam-hatip liselerine çevrilerek oradaki ailelerin çocuklarını hangi okula gönderecekleri konusunda zorlanmasına sebep olunuyor.

Keza, Eyüp Belediyesinin daha önce kullandığı bina yandaş bir vakfa bedelsiz olarak verildi. Eyüp halkının kolektif kullanımına sunulması gereken bir bina, soruyoruz, hangi gerekçelerle yandaş vakfa bedelsiz verilmiştir? Bunun Eyüp halkına bir faydası var mıdır?

Hani, tarihe olan saygıdan bahsediyorsunuz ya... İstanbul'da bulunduğu zamanlarda Eyüp'te kalan ünlü yazar Pierre Loti, bugün kendi ismiyle anılan tepeden Eyüp'e baksaydı neler düşünürdü acaba, Eyüp Sultan Camisi'nin çevresinde dolaşsa neler yazardı?

Burada sayamayacağımız kadar çok sorunla boğuşan Eyüp'ün ismini değiştirseniz de inanıyoruz ki Eyüp halkı ilk seçimlerde metal yorgunluğuyla geçiştirilemeyecek kadar çökmüş bu yerel yönetim anlayışına son verecektir.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)