| Konu: | Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 19.10.2017 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının bu maddesiyle, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 62'nci maddesinde teknik bir değişikliğe gidilmesi öngörülmektedir.
Tabii, daha önce de belirttik, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yurttaşlara verilecek kimi hizmetlerin kolaylaştırılmasına dönük düzenlemelere karşı değiliz. Bununla birlikte, bizim özellikle muhalefet ettiğimiz nokta, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun kapsamını ve yetki alanını hayli aşan bir düzenleme olan ve makul bir müzakere süreci işletilmeden Genel Kurul gündemine getirilen ve tasarının aslında içini de boşaltan müftülüklere nikâh kıyma yetkisi verilmesine ilişkindir.
Değerli milletvekilleri, farklı teknik düzenlemeler içeren ve 37 madde barındıran bu yasa tasarısı, sağlıklı bir müzakere süreciyle Meclisten geçirilebilecek iken, tasarı içerisine konulan müftü nikâhı meselesiyle, tasarı bir bakıma tek madde etrafında kilitlenmiştir.
Kamuoyu gündeminde müftülüklere nikâh kıyma yetkisi veren tasarı olarak yer bulan bu düzenleme, Anayasa madde 2'de belirtilen "Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." ilkesinin, Anayasa madde 174/4 maddesiyle koruma altına alınan Medenî Kanun'un resmî nikâh hükmünün ihlaline yol açacaktır. Yani bu tasarı laiklik ilkesinin çiğnenmesine yol açacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, bu düzenleme sadece laiklik ilkesi açısından değil, din ve vicdan özgürlüğü açısından da sorunludur ve düzenlemenin iddia ettiği özgürlük alanı açısından da faydadan çok zarara sebebiyet verecektir. Sizlere Anayasa'nın 10'uncu maddesini hatırlatmak isterim: "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Buna karşın, tasarıda yer alan, nikâh kıyma yetkisinin bir din kurumu olan müftülüklerle paylaşılması kanun önündeki bu eşitliği açıkça bozmaktadır. Kaldı ki Diyanet kurumunun mevcut hâli bile çağdaş, özgürlükçü laiklik uygulamalarına aykırıyken bu tasarı, Meclise ve topluma âdeta dayatılan düzenlemeler neticesinde, laiklik ilkesinin içeriğini bir basamak daha boşaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu düzenleme toplumda gittikçe artan ayrışma katmanlarına yeni bir katman ekleyecek, bunun yanı sıra müftü huzurunda evlenenler/evlenmeyenler ayrımıyla yeni bir ötekileştirme ve yeni bir mahalle baskısı yaratacaktır.
Çocuklara cinsel taciz ve tecavüzlerin arttığı, çocuk gelinlerin ve çocuk annelerin ülkenin en acı gerçekleri arasında yer aldığı bir zaman diliminde şu an üzerinde görüştüğümüz tasarı son derece suni bir tartışmadır. Tasarıya eklenen bu düzenleme, halkımızın içerisinde bulunduğu yoksulluğun ve diğer taraftan her geçen gün bir yenisinin tanığı ya da mağduru olduğumuz hak ihlallerinin izlenmesini amaçlayan bir düzenlemedir.
Değerli milletvekilleri, dert kazanında kaynayan bu ülkede yoksulluk ve gelir adaletsizliği sorunları her geçen gün daha da büyürken, bu ülkenin geleceği olan çocuklarımız ikide bir değişen sınav sistemi cenderesine sıkıştırılmışken, kadın cinayetleri orta yerde dururken, çocuk ölümleri görmezden gelinirken müftülere resmî nikâh yetkisi verilmesi tartışmasının ülke gündemine sokulmasının iyi niyetli bir girişim olmadığını değerlendirmekteyiz.
Bakınız, iki gün önce Şırnak'ta yine bir madende işçiler feci biçimde hayatlarını kaybettiler. Yakın zamanda, Soma ve Ermenek gibi, dünyada eşine zor rastlanacak iki büyük işçi kıyımı yaşamış bir ülkede bundan ders çıkartılmamış olması acı vericidir. İşçilerin çalışma güvenliklerine dair esaslı yapısal tedbirleri bir türlü hayata geçirmeyen bir Hükûmetin, toplumda acil hiçbir sorunu gidermeyecek olan müftü nikâhı tartışmalarıyla ülkenin gerçek gündemini gözlerden kaçırma girişimini asla doğru bulmuyoruz. Bu nedenle bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.
Bir kez daha Hükûmetin ülkenin gerçek sorunları konusuna daha ciddiyetle, evleviyetle dönmesini ve bu konularda çözümler araması gerektiğini belirtiyor, bu duygu ve düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)