GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:18.10.2017

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gün boyu aslında birçok açıdan bu kanunun neden olmaması gerektiği, aslında hiç ihtiyaç olmadığı hâlde getirilmiş bir kanun olduğu ve itirazlar anlatıldı. Ben, gerçekten, aslında bu kanunun geri çekilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek isterim ama bunun böyle olmayacağını biliyorum. Çünkü bu, ciddi müzakerelerle ve herkesin eleştirisi alınarak, özellikle de muhatabı olan kadınların eleştirileri dikkate alınarak incelenen ve hazırlanan bir kanun değil.

İçinde bazı maddelerle, evet, iyileştirmeler yapılmak istenmiş olabilir. Her kanunun içinde zaten mutlaka böyle şeyler vardır. Ama burada bir kez daha söylemek istiyorum ki önemli olan, bu ülkede kız çocuklarının, genç kadınların durumlarıdır ve onlara yönelik şiddetin önlenmesidir; Bedia Vekilimizin az önce de ifade ettiği gibi, o birinci imzalamakla övündüğümüz ve İstanbul'da imzalandığı için adı "İstanbul Sözleşmesi" olan sözleşmenin hayata geçirilmesidir. Bize ciddi yükümlülükler getiriyor bu sözleşme.

Şimdi, baktığınız zaman, aslında ta 1990'lı yıllardan beri yapılan yasal değişiklikler de yani örneğin, bugün 6284 olan, 1998 yılında, o zaman 4320 olan Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun birçok tedbir getiriyor ya da sadece aslında baktığınızda İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi bile kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yetebilir eğer öyle bir yorumla bakarsanız. Ama o yetmemiş, Kadına Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi getirilmiş, CEDAW sözleşmesi ve Anayasa'mıza birçok metin konmuş, madde konmuş, eşitlik ilkesi konmuş. O yasalar da yetmemiş, arkasından çok daha yakın bir zamanda İstanbul Sözleşmesi imzalanmış.

Şimdi, buna engel olanlar kimler? Gerçekten, bu kadar kadının öldürülmesine neden olanlar ve bunu önlemeyenler kimler? Bunu hep birlikte hepimizin başımızı önümüze eğip düşünmesi gerekiyor. Hakikaten Helin Palandöken'in, geçen hafta katledilen genç kızımızın babası "Evet, çok kısa sürede şiddete karşı bir yasa geçirilebilir, neden geçmemiş?" demiş. Aslında yasa geçirmeye de gerek yok. Çünkü, zaten, dediğim gibi, yasalar yeterince var ama önemli olan etkin uygulama. Türkiye'de her zaman gördüğümüz eksiklik bir kanunun uygulanması, onun etkin bir şekilde uygulanması.

Arkadaşlar, "İşkence makbuldür." diyeniniz var mı ya da "Bir çocuğun evlenmesi makbuldür." diyeniniz var mı ya da "Tecavüz, cinsel saldırı, evet, neden olmasın?" diyeniniz var mı ya da kendi çocuklarınızı düşündüğünüz zaman, gerçekten kalkıp zorla evlendirilen bir çocuğun yerine kendi çocuğunuzu koyabiliyor musunuz? Düşünebiliyor musunuz, onlara en iyi eğitimleri vermeye çalışıyorsunuz, istiyorsunuz ki en iyi noktalara gelsinler. Kadın olsun, erkek olsun, herhâlde ayrımcılık yapmıyorsunuz, kız çocuğumu evlendireyim, sadece erkek çocuğumu okutayım demiyorsunuz. Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmişsiniz, hepimiz gelmişiz ve sonuçta herhâlde böyle düşünüyoruz hep birlikte. E, o zaman, böyle düşünüyorsak o genç kızların, genç kadınların çığlıklarına kulak verin. Buna en ufak bir şüphe duyuracak en ufak bir ihtimal dahi varsa öyle bir yasayı geçirmeye çalışmayın. Gerçekten düşünün öncesinde "Böyle bir şey olabilir mi?" diye. Neden bu kadar kadın kuruluşu karşı çıkıyor? Hepsi kentli ya da işte din karşıtı falan oldukları için mi? Hayır. Hüda Vekilimiz burada ya da inanan çok sayıda insan var buna karşı çıkan. Neden karşı çıkıyorlar? Aynı zamanda dinler arasında da ayrımcılık yapıyor. Başka bir görevliye o yetkiyi vermiyorsunuz, nikâh kıyma yetkisini. Ama genç kadınları kurban etmeyelim, gerçekten onların sesine kulak verelim diyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)