| Konu: | Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 18.10.2017 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli arkadaşlar, bundan böyle sadece böylece sesleneceğim çünkü zamanla yarışmak durumunda kalıyoruz. Bir saygısızlık diye nitelendirilmesin lütfen.
Bugün sabahtan bu yana, daha doğrusu öğle saatlerinden bu yana tartıştığımız yasa tasarısında, hepimiz dönüp dolaşıp bu tasarıyla kıyametin kopmasına neden olan müftülüklere verilen yetki üzerine konuşuyoruz. Pek çok şey söylendi ve pek çok şey söylenirken laiklik ilkesinin ihlal edildiği konusuna da değinildi. Ben, birkaç şeyden söz ederek bir değerlendirmeyi izninizle bilgilerinize sunmak istiyorum:
Değerli arkadaşlar, bir devletin örgütlenmesinde, hukukunun oluşturulmasında ve işletilmesinde herhangi bir dinin anlayışlarının ve normlarının belirleyici, etkileyici ve yönlendirici olmaması hukuken laiklik kavramının bir karşılığıdır; herhangi bir dinin hukuk sistemini etkileyici, yönlendirici olmaması.
Şimdi, biz bakıyoruz, elimizdeki, tartıştığımız bu soruna ilişkin olarak arkadaşlar 1917'ten bahsettiler, 1924'ten bahsettiler. Zamanı iyi kullanmak için sadece Anayasa'nın 136'ncı maddesine atıf yapacağım, 136'ncı maddesi şöyle diyor: Kuruluş amacı. Kimin? Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amacı. "Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." Şimdi, 136'ncı madde bu. Peki, hiç konuşulmayan bir yasa var, hangi yasa bu? 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa.
Değerli arkadaşlar, bu yasa ne der biliyor musunuz, nasıl tanımlar biliyor musunuz Diyanet İşlerinin kapsamındaki görevleri? Şöyle der: "İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek..." Tekrar altını çiziyorum: "İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek..." 3'üncü madde Başkanın görevlerini ele alır, "din hizmetlerini etkin biçimde yürütmek." 7'nci madde hizmet birimlerinin görevlerinden ve yetkilerinden söz eder, orada tek tek sayar; müftü, vaiz, müezzin, imam, bütün bunların cami içindeki görevlerini ve inançla ilgili görevlerini işaret eder. Şimdi, siz bu yasa tasarısında yaptığınız değişiklikle bir yasayı da ihlal ediyorsunuz, Anayasa'yı ihlal ettiğiniz gibi. Yasadaki düzenlemeye rağmen... Bunu Komisyonda sıkça konuştuk değerli arkadaşlar, şöyle özetledim, dedim ki: Din ve dünya işi. Bu, bir dünya işidir, evlilik bir dünya işidir. Siz dünya işini din işleriyle görevli bir kamu yetkilisine -kamu yetkilisi olmak yetmez- verdiğiniz zaman, gerçek anlamda, Anayasa'da güvence altına alınmış olan laiklik ilkesini ihlal etmiş olursunuz, dünya işine dinin müdahalesini sağlamış olursunuz ki bundan doksan bir yıl önce vazgeçtik.
Şimdi şuna değinmek istiyorum, belki tekrar söz aldığımda da üzerinde duracağım: Komisyonu üç gün süreyle Değerli Sibel Arkadaşımızla ve başka kadın arkadaşlarımızla izleyeme çalıştık. MHP beni hayretler içinde bıraktı. Neden hayretler içinde bıraktı? MHP'li arkadaşlarımız karakolda doğru söylediler, Mecliste şaştılar. (CHP sıralarından alkışlar) Nasıl oldu? Biraz önce elime alıp gelmeyi düşünüyordum, sanıyorum 62'nci sayfa, açıp bakınız, orada kendilerinin açıklamaları var, diyorlar ki: "Evet, 6'ncı madde hukuka aykırıdır, bunu bu şekilde düzenlemek yanlıştır." Acaba şu mu etkiledi, bugün defalarca söylenmiş olan, Sayın Parti Başkanının, Genel Başkanın, Sayın AKP Genel Başkanının sözleri mi etkiledi: "Nasıl olsa geçecek, her hâlükârda geçecek."
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ayıp, ayıp, o kadar da değil artık. Çok ayıp konuşuyorsunuz!
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Biz bunu biliyoruz, bile bile oynuyoruz aslında çünkü çoğunluk el kaldırıyor ve o çoğunluk bizi hiç dinlemeden el kaldırıyor, bunu da gayet iyi biliyoruz.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Bunu biliyorsunuz da niye "Geçmeyecek." diyorsunuz, o zaman sükût edin, oturun aşağıya.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Ama bir muhalefet partisinin hiçbir inandırıcı gerekçe olmadan ki biraz sonra söz aldığımda 6'ncı maddede buna da değineceğim, söz aldığımda anlatacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Size mi soracaklar!
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Bir okusaydın açıklamaları, ikna olurdun ama sen açıklamaları okumuyorsun ki.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Bu tam bir cayma hâlidir, bu hukuka uygun bir durum değildir.
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Grup başkan vekilinin açıklaması var, konuşmalar var, hiçbirini okumuyorsun, ondan sonra ezbere konuşuyorsun.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) - Daha ileri cümleler kurmak istemiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)