| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 18.10.2017 |
CHP GRUBU ADINA NİHAT YEŞİL (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Dönemi yapılarına ait ve korunması gereken yapılar üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi, yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, başta, eski dönem Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal'ın rahatsızlığından dolayı öncelikle acil şifalar diliyorum. Maden kazasında şehit olan, ölen vatandaşlarımızı da rahmetle anıyorum. Mersin'de menfur bir saldırıyla karşı karşıya kalan güvenlik görevlilerimize acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, başkent Ankara modern Türkiye'nin ve modern Türk şehrinin örneğini oluşturuyordu, modern Türkiye'nin ve cumhuriyet rejimi ideallerinin bir sembolüydü. Ankara'nın öncelikle kent olması yalnızca kentsel, mekânsal değil, sosyal ve kültürel boyutlarıydı. Dolayısıyla Ankara yalnızca yapılan örnekler açısından değil sembolize ettiği değerler açısından cumhuriyet tarihi ve kültürü için çok önem arz ediyordu.
Değerli arkadaşlar, yıkılma tehdidi bulunan yapılar içerisinde Ankara Ulus'ta Cumhuriyet Dönemi eseri olarak kabul edilen tarihî İller Bankası binası da vardı ve bir gece yarısı operasyonla haziran ayında yıkıldı. Melih Gökçek yıkıntılarının üzerinde zafer pozu verdi. Gökçek'in Ankara'daki temel görevi, cumhuriyetin bu kentteki izini silmekti. 16 Haziran 2017'de bir gece baskınıyla yıkılan cumhuriyet mirası İller Bankası binasının yıkıntıları üzerinde zafer pozu vermesinin nedeni de buydu. Biz önergeyi mayıs ayında vermiştik.
Ankara'nın yine bir cumhuriyet mirası olan, en önemli yeşil alanlarından Atatürk Orman Çiftliği de bu süreçte yol projeleriyle paramparça edildi. Atatürk Orman Çiftliği'nin yok edilmesi süreci, kaçak saray inşa edilmesiyle de sürdürüldü. Cumhuriyetin ilk yıllarında 20 bin dekarlık çorak ve bataklık bir arazinin ıslah edilmesiyle kent çiftliği olarak kurulan ve 52 bin dekarla hazineye emanet edilen arazi yıllar içinde paramparça yağmalandı. Cumhuriyet döneminin önemli sanayi hamlesi olarak kurulan hava gazı fabrikası, Ankara'nın hava gazı, kok kömürüyle çalışan ilk elektrik üretim tesisiydi. Ülkemizde 2000 yılı ve öncesi yıllarda yapılan tüm yapılarda asbest içeren malzemeler kullanıldığı herkesin bilgisi dâhilinde olduğu hâlde ve 350 ton asbestli malzeme bulunan Maltepe Hava Gazı Fabrikası, insan sağlığına telafisi mümkün olmayan zararlar verdiği bilindiği hâlde yıkıldı.
Cumhuriyetin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi de yine hedefteki alanlardan biriydi. Ankara'nın en önemli merkezî noktasında bulunan konut alanı büyük bir rantın odağında yer alırken cumhuriyetin ilk toplu konut projesi olan mahalle zorla tahliyelerle boşaltılmıştır. Tarihî dokusu, özgün mimarisi ve yeşillik içindeki görüntüsüyle başkent havzasında önemli bir yere sahip mahallenin başka kurumlara ve özellikle değişik, TÜRGEV gibi vakıflara peşkeş çekildiğini hepimiz duyduk.
Değerli arkadaşlar, AKP cumhuriyet döneminde bir tek yapılarla uğraşmadı, aynı zamanda tüm cumhuriyet değerlerinin tümüyle uğraşmak için elinden gelen her türlü şeyi yapmaya çalıştı. Daha şimdi görüşmekte olduğumuz kanunla ilgili, kadınlarımız dün gelip imam nikâhı dedikleri meseleyle bunları gündeme getirmeye çalışırken her türlü zulümle baş başa kaldılar. Onun için, AKP sadece yapılarla uğraşmıyor, cumhuriyetin tüm değerleriyle uğraşıyor. Cumhuriyetin kurmuş olduğu, bize nimet olarak sunduğu tüm değerleri yok etmek için elinden gelen her türlü çabayı sarf ediyor. Eğitimde, kültürde, sağlıkta, her alanda olduğu gibi bu alanda da böyle bir çabanın içerisindedir. Burada saymakla bitiremediğimiz yüzlerce yapının bu dönem içerisinde tarumar edildiğini -zaten müstafi durumda olan- AK PARTİ yönetimi içerisindeki Sayın Belediye Başkanı -resmî müstafi sayılmasa da gayriresmî sayılan- Melih Gökçek'in, giderayak bu tür yöntemlerine, parsel parsel Ankara'yı parsellediğine hepimiz gözlerimizle tanık olduk. Biz de Ankara milletvekilleri olarak bunu gündeme getirirken ne garip ki buna karşı seyircisiz kaldı. Çeşitli bahanelerle bunları gündeme getirmek için uğraş veriyorlardı ama nedenlerini ve niçinlerini hiç açıklamadılar, sadece görevden istifa ettirmek için böyle bir baskıyı uygulamaya çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki, niçin istifa ettiklerini, önce bunun hesabını, parsel parsel sattığı bu kenti, bunun hesabını vermeden gitmesini asla doğru bulmuyoruz. O anlamda, Sayın Melih Gökçek buradan gitmeden, bunların nedenlerini açıklamadan biz hep davacı olacağız, Ankaralı olarak bunun hesabını sormaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)