GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:12.10.2017

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 32'nci maddesi üzerinde partim Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Sendikaların yetki almaları ve bu konudaki yasal süreleri düzenleyen bir madde. Sendikalar demişken, 2002 yılı kamu çalışanlarının sendikalarda temsil oranlarından bahsetmek istiyorum. KESK yüzde 43, KAMU-SEN yüzde 50,6, MEMUR-SEN yüzde 6,5. 2017'ye geldiğimizde KESK yüzde 9,9, KAMU-SEN yüzde 23,5, MEMUR-SEN yüzde 59,2. Bir oran daha vereceğim. MEMUR-SEN'in 2002'den 2017'ye üye kaydındaki değişim oranı yüzde 2.273. Bu oranları gördüğümüzde Adalet ve Kalkınma Partisinin, iktidarının sendikaları nasıl arka bahçesi olarak gördüğü ve arka bahçesi olarak görmüş olduğu bir sendikaya nasıl destek vererek yüzde 2.273'lük üye artışı sağladığı gözler önündedir. Bunu yapabilmek adına, örneğin, eğitim sektöründe EĞİTİM-SEN'li öğretmenlerin sendikalarını bırakarak MEMUR-SEN'e geçmeleri karşılığı birçoğuna yöneticilikler teklif ettiği kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.

Bu nedenle, yasada yer alan on beş günlük uygulama olumlu bir gelişme olmasına rağmen, ülkemizde ne yazık ki işçilik haklarının yerlerde süründüğü, bugün ve dün, daha önceki gün üzerinde görüştüğümüz bu yasa tasarısıyla işçileri patronlara bir kez daha mecbur eden bir anlayışla yasalardaki bu on beş günlük olumlu olan düzenlemeler dahi kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur. Bir hukukçu olarak biliyorum ki Yargıtayda işe iade davalarında, verilen kısa sürelere rağmen, yıllarca Yargıtaydan gelmeyen işe iade davaları, altı aylık sürelerle mahkemelerde duruşma günü verilen iş hukuku dosyaları... Şunu söylemeyin: "İşte, bu nedenle ara buluculuğu getiriyoruz." demeyin. Ara buluculuk da yine, işçiyi bir kez daha patrona mahkûm eden ve işçinin yasal haklarını, anasının ak sütü gibi helal olan haklarını elde etmesini engelleyecek bir düzenlemedir. Bunu biz de biliyoruz, emekçiler de biliyor.

Hazır emekçiler demişken bir konuyu daha söylemek istiyorum. KHK'larla ihraç edilenler için komisyon kurdunuz. Bu komisyonlar KHK'larla ihraç edilenlerin işe iadesine karar verdiğinde, peki, örneğin, bir buçuk yıldan bu yana ihraç edilen bir kamu çalışanının o süreç içerisindeki ekonomik hak kaybı ne olacak? Ekonomik hak kaybını ne yazık ki alması mümkün değil. İşte, çalışan için, emekçi için Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının layık gördüğü sonuç bu; paralel yürüdüğü FETÖ'nün Türkiye'de yarattığı ortamdan sonra, bunu fırsat bilerek, kendisine muhalif gördüklerini önce KHK'larla ihraç etmek, sonra lütfedip işe iade etseler bile onların ekonomik haklarını ödememek. Bu nedenle diyoruz ki: Adalet bu ülkede şart. Bu nedenle diyoruz ki: Adında "Adalet" olan ve adaleti sağlamayan Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarının artık bu ülkede bitmesi şart.

Bunları belirtirken bir şey daha söyleyeceğim. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü... Dört, dört, dört sistemiyle eğitimden aldığınız, eve hapsettiğiniz, iş yaşamından kopardığınız ve 18 yaşından küçük çocuk gelinleri hortlattığınız bir Türkiye'de kız çocukları günü kutlamak değil, farkındalığı artırma günüdür diyorum, teşekkürlerimle saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)