GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:12.10.2017

CHP GRUBU ADINA NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Sayın Başkan ve milletvekilleri; CHP grup önerisi lehinde söz almış bulunuyorum ve bu vesileye yüce heyetinizi selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, grup önerimiz, askerlik görevini ifa ederken ölen ve ölümleri şüpheli sayılan askerlerimizin ölüm nedenlerinin araştırılarak ortaya çıkarılması ve bu ölümlerdeki ihmalkârlıkların önlenmesi ve başka ailelerin evlat acısı yaşamaması için ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğinin belirlenmesiyle ilgilidir.

Bizler evlatlarımızı ellerine kına yakarak askere gönderiyoruz. Devletin bağımsızlığı, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumak için sağ ve sağlıklı gönderiyoruz. Ve her anne baba bunun onurunu yaşarken evlatlarının da sağ ve sağlıklı şekilde geri gelmesini bekler. Evlatlarının şüpheli şekilde ölümlerini hiçbir aile, hiçbirimiz kabul edemeyiz. Bu ölümlerin şüpheli kabul edilmesi, ölümlerin aileler ve toplum nezdinde somut kanıtlarla açıklanamaması, mahkeme kararları ve bilirkişi raporlarının ikna edici düzeyde olmamasından kaynaklanmaktadır. 1992 yılından beri, bu şekilde, sivil toplum örgütlerinin bildirdiği şüpheli asker ölümü sayısı 2.220'dir. Millî Savunma Bakanlığının İnsan Hakları Komisyonuna gönderdiği cevaba göre ise intihar oranının alınan tedbirlerle son yıllarda yüz binde 15'e kadar düştüğü ifade edilmiştir, yani her yıl 60 askerimizin hâlâ intihar ettiğinden bahsetmektedir.

Bakanlığın verdiği yanıtın devamında şüpheli şekilde ölen askerlerin defin işlemlerinin yapıldığına, ailelerine gerekli bilgilerin detaylı bir şekilde verildiğine ve her türlü yardımın yapıldığına dair bilgi de yer almış. Bu bilgi doğru olabilir ama eksiktir. Bu ailelerden 1 lira 11 kuruş mermi parası istenmekte ve kanlı kıyafetleri iki yıl sonra ailelere gönderilmektedir. Genelkurmay Başkanlığı ise bizim sorduğumuz her soruyu geçiştirerek bu konuyla ilgili sorularımızı yanıtlamamaktadır.

Tüm bunların yanında 2014 yılında soruşturmayı yürüten askerî savcı bugün FETÖ'den tutuklu bulunmakta ve "intihar" diyerek kapattığı dosyaların akıbeti ailelerin kafasında birer soru işaretidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yakınlarının askerdeki şüpheli ölümleri için mahkemeye yapılan başvurular da Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesi olan yaşam hakkını ihlal ettiği ve şüphelerin giderilmesini sağlayacak etkin bir soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle mahkûm etmiştir. Bu şekilde şüpheli kabul edilen ölümlerin artması ve sonuçlanamaması ise sadece halkın Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güvenini sarsmamakta, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu'nun 318'inci maddesinde yer alan "halkı askerlikten soğutma" suçunun da işlenmesine neden olmaktadır. Bu suçu işleyenlerin saptanıp devlet yapısından uzaklaştırılması gerekmektedir.

2017 yılından itibaren Mehmetçik Vakfı aracılığıyla, şehit olan veya herhangi bir şekilde hayatını kaybeden asker yakınlarına 50 bin Türk lirası yardım yapılmaya başlandı ancak bu karar yıllardır hukuk mücadelesi veren diğer aileleri kapsamadı.

Size bir de evlatlarını bu şekilde askerdeyken kaybeden bir ailenin mektubundan bahsedeceğim. Hakan Erdoğan, 1989 doğumlu. Usta birliğinde Şırnak Çelik Karakolunda görevini yapmaktayken terhisine otuz gün kala 8 Nisan 2010 günü kırk beş dakika önce telefonda ailesiyle görüşüyor. Sesi kısık konuştuğu için annesi merak ediyor, "Ne oldu oğlum?" diyor. "Komutanlar var." diyor. Görüşmeden kısa süre sonra oğulları Hakan Erdoğan'ın silahla vurularak yaralandığını, helikopterle Diyarbakır Askerî Hastanesine götürüldüğünü öğreniyorlar. Hastanede hayatını kaybediyor. Cenazesi Tokat'a getirildiğinde önce şehit olduğu, sonra da kendisini başından vurarak intihar ettiği söyleniyor. Ailesi cenazeyi açtığında oğullarının başından değil, göğsünden vurulduğunu görüyorlar. Bu dava devam ediyor.

Genç yaşta kaybedilen evlatlarımızın yakınlarının yerine kendinizi koyarak bir dakika düşünün, Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.

"Er Mektubu Görülememiştir" diye bir derleme yapmıştık. Bu kitapçığı bütün milletvekillerimize ve bütün yargı mensuplarına gönderdik, isterseniz tekrar gönderebiliriz.

Gelin, arkadaşlar, bu önergeye destek verelim, hem Türk Silahlı Kuvvetlerimizi koruyalım hem bu vatanın evlatlarını koruyalım, hep beraber sahip çıkalım diyorum. Teşekkür ediyorum ve bir hukukçu olan Meclis Başkan Vekilimize de Divana bu kitabı veriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.