| Konu: | Mersin'de kurulması planlanan balık üretim çiftliklerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 12.10.2017 |
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; balık etinin insan sağlığına yararları hepimizce malum ancak üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balıktan maalesef yeterince faydalanamıyoruz. Bunu ülkemizdeki kişi başına düşen balık tüketiminden anlamak mümkün. Avrupa'da kişi başı tüketilen balık miktarı 23 kilogram, dünya ortalaması ise yaklaşık 19 kilogram iken Türkiye'de bu oran sadece 6 kilogram civarındadır. Devletimiz özellikle doğal yollarla çoğalan balık üretimini teşvik etmeli ve vatandaşlarımızın tüketebilmesi için ekonomik bir ortam yaratmalıdır.
Sayın milletvekilleri, şu an huzurunuza çıkma sebebim olan balık çiftlikleri de bu üretimi sağlamada önemli bir işlev üstlenmektedir fakat bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağı önemli bir konudur. Dünya örneklerine baktığımızda balık çiftliklerinin soğuk ve açık denizlerde kıyılardan uzakta kurulduğunu görüyoruz. Deniz sıcaklığı 30 derecenin üstüne çıkan yerlerin üretime elverişli olmadığı, üretilecek balıkların da halk sağlığı açısından riskler barındırdığı bilinmektedir. Balık çiftliklerinin kurulması için gerekli iklim ve doğal şartlara uygun olmayan Mersin'e kurulması önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Mersin'de Aydıncık ve Silifke sahillerine yapımı planlanan balık çiftliklerinin kurulum yerlerinin geneli birinci derecede doğal sit, arkeolojik sit ve ilan edilmiş turizm bölgeleridir. Birinci derece doğal sit alanları uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmıştır. Koruma altına alınan alanlara çiftlikleri kurmak uluslararası sözleşmelere, ülkemizdeki yasa ve yönetmeliklere de aykırılık teşkil etmektedir. Mersin'in sahillerine yapımı planlanan çiftlikler de Akdeniz'in ekosistemini ve halk sağlığını etkileyecek, turizme de zarar verebilecektir. RIS- Mersin Bölgesel Yenilik Stratejisi'nin Mersin genelinde yaptığı kamuoyu araştırmasında Mersinliler kentin turizm, tarım ve lojistik alanlarında gelişebileceği konusunda hemfikir ancak deniz kirliliği söz konusu olunca turizmin gelişemeyeceğinden endişe edilmektedir. Nitekim, Çukurova Kalkınma Ajansı da bu üç alanın önemi üzerinde hassasiyetle durmaktadır. 2007'de, Mersin halkı, STK'ları ve kamuoyu baskısıyla balık çiftliklerinin kuruluşu durdurulmuştu. O gün olduğu gibi, bugün de Mersinliler sahillerine kurulmak istenen balık çiftliklerine karşılar ancak Mersin Çevre İl Müdürlüğüne şimdiden 15 başvuru yapılmış. Buraya gelen taleplerden anlaşıldığı kadarıyla Anamur'dan Erdemli'ye kadar boş yer kalmayacak. Özellikle Mersin'imizin tertemiz sahillere sahip Aydıncık ilçesi ve Dana Adası civarında üretim çiftliklerinin yoğunlaşacağı görülüyor.
Değerli milletvekilleri, balık çiftliklerinin üretim kapasitesi bin tonun altında olunca ÇED raporuna ihtiyaç duyulmuyor. Bu nedenle bin ton üretim kapasitesi altında birden fazla balık çiftliği kurularak yasal boşluktan faydalanılıyor. ÇED raporu dışına çıkılınca uluslararası standartların da dışına çıkıp balık üretimini kontrolsüz bir ortamda gerçekleştiriyor ve bunların denetimi de oldukça zor oluyor.
Değerli arkadaşlar, biz balık çiftliklerine karşı değiliz. Ekolojik sistemi bozmayan, insan sağlığını gözeten ve bilimsel olarak sıkı denetlenen koşullarda üretim yapılmasını savunuyoruz. Denetimi daha kolay olan büyük ve orta ölçekli üretimin desteklenmesi ve çevreye zarar vermeyecek biçimde üretimin yaygınlaştırılmasının önü açılmalıdır. Yönetmelikler açık, bunların takibini ilgili bakanlık kuruluşları hassasiyetle yapmalıdır. Ayrıca, var olan yasal boşlukların bir an önce giderilmesi sağlanmalıdır. Bölgemize yatırım yapılırken farklı ekonomik faaliyetlerimizin de gözetilmesini ve ilgili kuruluşların kent planlamasını buna göre yapmasını arzu ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çamak.