GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın en önemli düzenlemesi mecburi ara buluculuk sistemidir. Bunu konuşmacılar dile getirdiler.

Evet, bu mecburi ya da zorunlu ara buluculuk sistemi nasıl bir sistemdir, neden getiriliyor, bunlar üzerinde değerlendirmelerde bulunacağım. Süre çok sınırlı.

Sadece şunu hatırlatayım: İş mahkemeleri ve iş hukuku, genel olarak iş hukuku, sosyal devlet ilkesinin ışığında güçlenmiş, yerleşmiş alanlardır. İş hukukunun temel özelliği işçiyi korumaktır. Biz üniversitede iş hukuku derslerini okurken bize ilk söylenen cümlelerden biri, iş hukukunun işçiyi koruma hukuku olduğudur. Neden işçiyi korumak amacına dönüktür iş hukuku? Çünkü iki taraf var iş ilişkisinde, işçi ve işveren. İşverenin orantısız, kıyaslanamaz büyük gücü vardır, işçininse emeğinden başka bir imkânı yoktur. Bu nedenle işçiyi koruyucu düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. İş hukukunun temeli de bunun üzerine oturtulmuştur. Daha doğrusu iş hukuku bu temel üzerine oturtulmuştur.

İş mahkemelerine gelince: Aslında, iş yargılaması ya da iş mahkemeleri de iş hukukunun bu özelliğinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Tesadüf eseri, benim ilk akademik çalışmam, yüksek lisans tezim aynı zamanda iş mahkemelerini de içeren bir konudaydı. İş mahkemelerini o zaman da çalışmıştık ve belirttiğimiz şuydu: İş yargılamasının temel özelliği işçi haklarını korumaya dönük bir ruhla işlemesidir. İş yargılaması, en temel ilke olarak işçi lehine yorum ilkesini kabul eder, bu çerçevede yargılamayı yürütür. Şimdi, eğer siz zorunlu ara buluculuk sistemini getirirseniz, iş hukukunun da iş yargılamasının da bu temel özelliklerini çok büyük ölçüde budamış olursunuz.

Esasen, ara buluculuk sisteminin kabul edildiği ülkelere baktığımızda bu kadar net ve çıplak zorunlu bir sistemin olduğu bir örneği göremezsiniz. Çeşitli ülkelerde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Bazı ülkelerde ara buluculuk sistemi yarı mecburi olacak şekilde, mahkemelerin işin içine katıldığı bir yöntemle de uygulanıyor. Ama dava şartı hâline getirilmiş bir ara buluculuk sisteminin olduğu ülke benim bildiğim kadarıyla yoktur. İlk defa, bu konuda Türkiye bu kadar net bir düzenleme getiriyor.

Ara buluculuğa zorlamanın çeşitli olumsuz sonuçları olacaktır işçiler için. Bir defa, ara buluculuk konusu olacak uyuşmazlıkların neredeyse tamamı işçilerin alacaklarıyla ilgilidir. İşçilerin alacakları da kanunlarda net bir şekilde tespit edilmiştir. Bunların mahkeme aracılığıyla hüküm altına alınması ve işçilerin bu haklarına ulaşması pekâlâ iyi işleyen bir yargı sisteminde kısa sürede gerçekleşebilir. Şimdi, yargı sistemi kötü diye, geç ve bozuk işliyor diye böyle bir sistemi getirirseniz, ara buluculuğu zorunlu hâle getirirseniz aslında, açıkça faturayı işçiye kesmek istediğinizi de ortaya koymuş olursunuz. Bakın, ara buluculuk sisteminin kabul edildiği ülkelerde iş uyuşmazlıklarıyla ilgili böyle bir düzenleme yer almaz. Bir tek İtalya'da 2000'li yıllarda denendi fakat şu anda iş uyuşmazlıkları için zorunlu ara buluculuk orada da uygulanmıyor, ara buluculuğun zorunlu gibi göründüğü ülkelerde de hukuki ve ticari alanlarla sınırlı tutuluyor. Yapılması gereken şey, iş hukukunu sosyal devlet mantığından uzaklaştırmak değil, işçilerin kazanımlarını gasbetmek değil, etkili, adil ve tarafsız bir yargı sistemi kurmaktır.

Saygılarımla efendim. (HDP sıralarından alkışlar)