GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nı görüştüğümüz bir günde Aliağa'da patlamada 4 emekçimizi yitirdik; buradan onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Kanun çıkardığımız kadar iş güvenliğine de önem vermemizin önemini bir kez daha dile getirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, 491 sıra sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 17'nci maddesinde yeni bir bent getiriliyor, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde ara bulucunun çözüm önerisi getirebileceğine dair. Şimdi, burada önemli bir sorun var, teknik anlamda bir sorun var: İşçi ne kadar tazminata hakkı olduğunun farkında değil, henüz onun hesaplanması söz konusu değil çünkü yasal bir mesnede dayanmamış, bir işlem yapılmamış, bir bilirkişi incelemesi olmamış. Bu noktada, belli bir sürede ne kadar bir tazminat sonucunu yaratacağı bilinmeden ara bulucuya çözüm önerisi getirme hakkı vermek işçinin hak kaybına neden olabilecek sonuçlar doğurabilecektir. Bu anlamda, ben özellikle bu düzenlemenin mevzuatta, uygulamada pek çok sakıncalar yaratacağı düşüncesindeyim.

Öte yandan, böyle bir düzenleme getirilmiş olması kıdem tazminatının uzun vadede sınırlandırılmasına yönelik olarak bir alt yapıyı da teşkil etmektedir. Öyle anlaşılıyor ki ileriki aşamalarda kıdem tazminatı sınırlandırılacak, emekçilerin önemli derecede hakları ellerinden alınacak ve bunu hesaplamada artık sorun çıkmayacağı için de ara bulucunun kolaylıkla bu sonuca varmasına olanak sağlanacaktır ki bunu da gelecek açısından, emek dünyası açısından endişe verici buluyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Kadri Enis Berberoğlu bir ameliyat geçirdi, öyle hayati tehlikeye neden olacak bir şey değil, gerekli olan bir ameliyattı. Buradan kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletmekteyim. Genel Kurulda bu aşamadan sonra Kadri Enis Berberoğlu'nun hukuksal durumuna ilişkin bir saptamada bulunmakta yarar görüyorum, o da şudur: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Dairesi iki önemli karar vermiştir bozmada. Bir tanesi, casusluk suçunun oluşabilmesi için Yargıtayın 1942'den bu yana yerleşmiş içtihatlarına göre mutlaka karşı bir devlet olmasını, o karşı devlet ile casusluk yapanın anlaşma sağlamasını şart koşmuştur. Bu noktada ortada bir devlet olmadığına göre casusluk suçunun unsurlarının oluşmadığı düşüncesini dile getirmiştir. İkinci olarak bir suçun, devlet sırrı kapsamında bir belgenin sayılabilmesi için önceden ifşa edilmemiş olmasını da koşul olarak ortaya koymuştur. Yani 29 Mayıs 2015 günü Cumhuriyet gazetesinde Can Dündar tarafından yayınlanan haberin içeriği daha önce başka bir kişinin, grubun eline geçmiş ise bu takdirde devlet sırrı aleyhine suçların unsurları oluşmayacaktır.

Bu noktada, önemli bir belgeyi bugün basın toplantımızda açıkladık. Şöyle bir konu var: 25 Haziran 2015 günü Takvim gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ergün Diler bir haber yapmış, demiş ki: "Malum yapıya ait 4 kişi -isimlerinin ve soyadlarının baş harflerini vererek- bunlar Hollanda'ya gittiler. Hollanda'da ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Partinin Pieter Omtzigt isimli mlletvekiliyle temas kurdular ve 19 Ocak 2014 günü Adana'da MİT tırlarının aranmasına ilişkin bütün bilgi ve belgeleri bu Hollandalı milletvekiline teslim ettiler." ve bunun üzerine Hollanda'daki o milletvekili de açıklama yapmış, kendisine gelen, ayrıntı içeren arama tutanakları, jandarmanın kriminal tutanaklarının hepsini Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı ile Hollanda İstihbarat Şefine teslim etmiş. Buna ilişkin bütün belgeler elimizdedir. Bu noktada artık Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan, bu devlet sırrı sayılan belge çok daha önceleri Hollanda devletinin elindedir. Bu işi fazla uzatmamak gerekmektedir. Bir an önce Enis Berberoğlu'nun özgürlüğüne kavuşturulması önemlidir, artık suçun unsurları tamamıyla ortadan kalkmıştır.

Milletvekillerinin tutuksuz yargılandığı günler yaşamak dileğiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)