| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.
491 sıra sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
3'üncü madde bu kanun tasarısının özünü teşkil eden ara buluculuğun dava şartı olması durumunu düzenlemektedir. Ara buluculuk müessesesi yargının yükünü hafifletmek ve uyuşmazlıkların süratle hâllini temin etmek bakımından gereklidir. Bununla birlikte, ara buluculuğun dava şartı hâline getirilmesinin özellikle işçi aleyhine bazı olumsuz sonuçları ortaya çıkarabileceğini değerlendiriyoruz. Verdiğimiz önergeyle de kanunun bu gibi mahzurlarının giderilmesi ve daha uygulanabilir hâle getirilmesini öngörmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, uygulamada iş mahkemelerinin yükünü en çok artıran dava türünün sendikalar tarafından organize edilen ve "seri davalar" olarak da anılan toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı davalar oluşturmaktadır. Önergemizle (1)'inci fıkradan "bireysel iş sözleşmelerinden kaynaklı davalar" ile "işe iade davaları" ibareleri kaldırılarak toplu iş sözleşmesiyle çalışmayan ve arkasında sendika desteği bulunmayan bir işçinin işveren karşısında uğrayabileceği mağduriyetlerin önüne geçilmesi öngörülmektedir.
Yine tasarıya göre, ara buluculuk görüşmelerinde iki saatin üzerindeki süreler için ara bulucunun ücreti taraflarca eşit olarak karşılanacaktır. Tarafların anlaşamadığı ve bu ücreti ödemekten imtina ettiği durumlarda ara bulucunun hazırladığı tutanağı taraflara verme zorunluluğu ise düzenlenmemiştir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nda da bu hususta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Anılan kanunun 17'nci maddesinin (4)'üncü fıkrasıyla ara bulucuya sadece son tutanağın bir örneğini ara buluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne gönderme yükümlülüğü getirilmiştir. Dolayısıyla işçinin son tutanağı dava dilekçesine ekleyebilmesi veya eklemediği takdirde kendisine mahkeme tarafından verilen bir haftalık süre içerisinde temin edebilmesinin herhangi bir yolu bulunmadığından dava açma hakkı son derece zorlaştırılmaktadır.
(2)'nci fıkraya ilişkin değişiklik önergesiyle, dava dilekçesine uyuşmazlık tutanağının eklenmesi zorunluluğu kaldırılarak tarafların ara bulucuya başvurup başvurmadığını mahkeme tarafından ilgili ara buluculuk bürosu aracılığıyla araştırılması yönünde bir düzenleme getirmek suretiyle olası hak kayıplarının önüne geçilmesi öngörülmektedir.
6325 sayılı Kanun'un 21'inci maddesinde kendisine verilen yükümlülükleri yerine getirmemesi hâlinde ara bulucunun ara buluculuk sicilinden silinmesi yaptırımı öngörülmüştür. Ara bulucunun (10)'uncu fıkrada anılan sürede kendisine verilen uyuşmazlığı çözememe ihtimali iş yoğunlukları dikkate alındığında yüksektir. Bu sebeple söz konusu fıkrada geçen sürenin üç haftadan dört haftaya uzatılması ve bu sürenin zorunlu hâllerde ara bulucu tarafından iki hafta daha uzatılabilmesi suretiyle sonuçlandırılmamış başvuruların ve sicilden silinebilecek ara bulucu sayısının en aza indirilmesi öngörülmektedir.
Diğer taraftan, Avukatlık Kanunu'nda düzenlendiği üzere, dava sonucunda hükmedilecek vekâlet ücreti avukatın emek ve mesaisine karşılık olmak üzere avukata ait olduğundan (12)'nci fıkranın ikinci cümlesinin tasarı metninden çıkarılmasını, savunma hakkının zafiyete uğramaması ve avukatların emeklerinin karşılığını alabilmesi açısından gerekli görmekteyiz.
(15)'inci fıkra ise sadece işe iade talebiyle ara buluculuğa başvurma hâlini düzenlemiş, işçilik alacakları ve tazminat için durumun ne olacağı belirtilmemiştir. Bu hususların da anılan fıkrada düzenlenmesi işçilerin hak kaybının önüne geçilmesi için gereklidir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde ise ara buluculuk görüşmelerine işverenlerin birlikte katılmaları yönündeki düzenlemenin anlaşmanın gerçekleşebilmesi için en az bir işverenin görüşmelere katılmasının yeterli olacağı şeklinde değiştirilmesi uygun olacaktır.
Son olarak, (18)'inci fıkraya ilişkin önergemizle işverenin yetkilendirdiği herhangi bir çalışanın da görüşmelerde işvereni temsil edebileceği hükmünün metinden çıkarılması suretiyle ara buluculuk görüşmelerinin gizli kalması ve işçi aleyhine oluşabilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi öngörülmektedir.
Bu açıkladığımız gerekçelerle değişiklik önergemizin kabulünü saygıdeğer Genel Kuruldan talep ediyoruz.
Böylelikle önergemize ilişkin sözlerimizi tamamladıktan sonra şehitler diyarı Afyonkarahisar'dan geldiğimizi, cumartesi günü defnettiğimiz Sinanpaşa'daki şehidimizin ardından bugün de yine Bolvadin'den bir şehidimizi daha ne yazık ki toprağa verdiğimizi ifade ediyorum. Şehitlerimize bir kere daha Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı saldırıda gazi olarak şu anda hayatta kalma mücadelesini devam ettiren gazilerimize de bir kere daha Cenab-ı Allah'tan şifa diliyorum.
Genel Kurulu bir kere daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)