GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hazreti Hüseyin'in şehadeti ve aşure olayının yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:2
Tarih:03.10.2017

NURETTİN ARAS (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kerbelâ olayının 1.378'inci yıl dönümünü anıyoruz.

Şam'ı, garibanı geride bıraktık. Vahiy ailesinin Rum esirler gibi şehir şehir dolaştırıldığı günleri yaşıyoruz. Bir müddet sonra, Hazreti Hüseyin ve esirler Şam'a, Yezid'in sarayına getirilecek. Hazreti Hüseyin'in kesik başı Yezid'in önüne bırakılacak, Yezid de elindeki çubukla Hazreti Hüseyin'in dudaklarına vuracak, dudaklarıyla oynayacak ve şöyle söyleyecektir: "Bedir'de Huneyn'deki atalarım sağ olsaydı, bunu görselerdi 'Oğlumuz Yezid çok büyük bir iş başardı.' derlerdi." Bundan da anlaşılıyor ki Hazreti Resulullah'ın getirdiği ahlaki faziletler Emevilerin yüreklerindeki çirkinliği ve Bedir'deki, Huneyn'deki kinlerini kıl kadar temizlememiştir. Hilafetin ve velayetin yetkin mahzarı Hazreti Hüseyin'e düşmanlık eden binlerce insan cenneti kazanmak maksadıyla Kerbelâ'ya gelmişlerdi. Hazreti Hüseyin'in kanını dökerek Allah'a yakınlaşmak istiyorlardı. Bu oyunu ve düzeni kuran ise meşum Emevi saltanatının öncü siyasetçileriydi.

Peki, buraya nasıl gelinmişti? Hazreti Ali'nin şehadetinden sonra, Şam beldesi hariç diğer bütün İslam beldeleri Hazreti Hasan'a biat etmişlerdi. Muaviye'nin biat etmeyi bırakın bu esnada Hazreti Hasan'a tazyiklerini görüyoruz. Hazreti Hasan'ın hilafeti kendisine terk etmesini istiyordu. Bu konuda mektuplar yazıyor, bu konuda elçiler gönderiyor, bu konuda Hazreti Hasan'ın etrafındaki güçleri para gücüyle boşaltmaya çalışıyordu ve bunda da önemli ölçüde muvaffak olmuştur. Zaten Muaviye, zekâsı ve şeytani düşünceleriyle saltanat yönetimini bir İslami yönetim gibi halka kabul ettirmişti. Hazreti Resulullah'ın dediği gibi Allah'ın dinini insanları aldatma kaynağı, Allah'ın kullarını kulağı küpeli köleler hâline getirmişti, Allah'ın malını da kendi malı hâline getirmişti. Değerli milletvekilleri, hak ile batıl birbirine karışmıştı.

Hazreti Hasan şunu anlamıştı: Çok Müslüman kanı dökülecekti. Bu yüzden hilafetten imtina ederek iktidarı Muaviye'ye bıraktı. Tabii, Hazreti Hasan'ın sulhunda ibret alınacak çok şey var. Hem İslam kanının dökülmesini önledi hem de batıl olarak çok önemli bir güce kavuşan Muaviye'nin halk tarafından sınanmasını istedi. Eğer Muaviye'nin tek hedefi iktidarı ele geçirmek olsaydı Hazreti Hasan'ın kenara çekilmesiyle birlikte bu emeline kavuşmuştu. Demek ki Muaviye'nin başka emelleri de vardı. Zira, hem Hazreti Hasan'ın dostlarını idam ettiriyor, sürgünlere gönderiyor, zindanlara atıyordu hem de sonunda Hazreti Hasan'ı da zehirleterek öldürttü. Nihayetinde de oğlu Yezid'i başa geçirerek biat almaya başladı. Yezid'e de vasiyetinde "Hazreti Hüseyin'den mutlaka biat almalısın." dedi.

Tabii ki Hazreti Hüseyin, aynı zamanda nübüvvet aracılığıyla kişiliğine nakşedilen eşsiz karakterin, paha biçilmez seciyenin, vahyin memesinden emdiği terbiyenin, yine Kur'an'ın indiği mekândan aldığı yüksek eğitimin sayesinde bu tür bir rezalete, dünyanın aldatıcı lezzetlerine asla izin vermezdi ve kıyam etme kararı aldı. Kıyam ederken de dedi ki: "Ben, zalimlerle birlikte..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bir dakika daha verelim Sayın Başkan eğer arkadaşlar da razı olurlarsa.

BAŞKAN - Peki.

Bir dakika daha ek süre veriyorum.

Tamamlayın lütfen Sayın Aras.

NURETTİN ARAS (Devamla) - Tarihte tabii ki bu türden gaddarca gerçekleşen savaşlar, cinayetler olmuştur. Bu cinayetlerin tümü, savaşların tümü tarihin derinliklerine gömülüp gitmiştir. Birinin sırf mazlum olarak öldürülmesi onun tarihin hafızasında kalıcı olmasını gerektirmez ancak Hazreti Hüseyin için durum çok farklıdır. Çünkü tarihin yüzüğünde yüzük taşı gibi parlayan cihat ve içtihat, kıyam ve ikdam kadrinin ilk örneği tabii ki âşûrâ vakasıdır. Zira Hazreti Hüseyin, Allah'ın dinini ihya etmek için kıyam etmiştir. Allah indinde de, ilahide de ölümü olmayan diri olduğuna göre Hazreti Hüseyin de Allah'ın dinini ihya eden birisi olarak asla ölmeyecektir, âlem levhasında adı daima kayıtlı kalacaktır.

Ben de kardeşimiz Abdulkadir Yüksel'in ölümü nedeniyle ailesine sabırlar diliyorum. Bana hususen Antep'te ehlibeytle ilgili yardım etmişti. Allah bugünlerin şehidi Hazreti Hüseyin'e Abdulkadir Yüksel kardeşimizi komşu etsin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)