| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 27.07.2017 |
MİTHAT SANCAR (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 16'ncı madde, 14 ve 15'inci maddelerde düzenlenen disiplin suçlarına para cezası getiriyor. Her açıdan hukuka aykırı, mevcut Anayasa'ya aykırı, hukukun evrensel ilkelerine aykırı. Artık bunu anlatmanın bir gereği yok. Ama bu maddenin aykırı olduğu başka bir şey var, ahlaka da aykırı. Milletvekillerini sözlerinden, düşüncelerinden dolayı ayrıca para cezasıyla terbiye etme amacı taşıyor. Az değil, kınama cezasına çarptırılan milletvekili, yolluk ve ödeneklerinin üçte 1'ini, geçici çıkarma cezasına çarptırılan milletvekili, yolluk ve ödeneklerinin üçte 2'sini ceza olarak ödeyecek. Şimdi, bunun, hakikaten, savunulur hiçbir tarafı yok. Tekrar ediyorum, faşist bir anlayışın ürünüdür.
Bu arada, belirteyim, bu "faşizm" kelimesinin olur olmaz kullanılmasına hep karşı çıkmış biriyim, akademide de siyasette de tasarruflu kullanılmasını önermiş biriyim. Galiba, ömrüm boyunca kullandığım kadar bu kelimeyi, şu İç Tüzük görüşmelerinin Komisyon ve Genel Kurul aşamasında kullanmış oldum çünkü gerçekten kalpten inanıyorum, faşist bir anlayışın ürünüdür.
Peki, bununla ne yapıyorsunuz? Elbette, toplumu da tek tipleştirme projesi var, Meclisi de iyice susturma amacı güdülüyor bunda. Bugün vekilliklerin düşürülmesi de bütün ahlaka ve hukuka aykırılığına rağmen bunun sizlerin oylarıyla kabul edilmesi de aynı amaca yöneliktir. Ama bizim bir iddiamız ve ısrarımız var, demokratik siyaseti sonuna kadar savunacağız. Meclisi, Parlamentoyu, milletvekilliğinden ibaret görmüyoruz. Burada bulunmamız, milletvekili koltuğuna ya da sıfatına düşkünlüğümüzden değildir, burayı demokratik siyasetin önemli bir mekânı olarak gördüğümüz için bu kadar önemsiyoruz. Vekillerimiz, hukuka ve ahlaka aykırı bir şekilde milletvekilliğinden edildi, yine buradayız, yine konuşuyoruz ve Eş Genel Başkanlarımız Sevgili Selahattin Demirtaş, Sevgili Figen Yüksekdağ bunu savundukları için cezaevindeler, onlar orada bu mücadeleyi sürdürürken biz burada aynı yolda yürüyoruz.
Yine, sevgili arkadaşlarımız İdris Baluken, Çağlar Demirel, Ayhan Bilgen, Selma Irmak, Besime Konca, Gülser Yıldırım, Ferhat Encu, Abdullah Zeydan ve Burcu vekilimiz, Tuğba vekilimiz, Faysal vekilimiz, Nursel vekilimiz; hepimiz, bu mücadelenin neferleriyiz, hep birlikte neferleriyiz. Barış için, demokrasi için, özgürlük için demokratik siyaseti aynı inançla, kararlılıkla sürdüreceğiz. Hiç kimse, içeride olduğu için bundan vazgeçecek değil. Böyle bir beklentiniz varsa çok yanılırsınız. Vekilliği düştüğü için de bu yoldan ayrılacak değil.
Bakın, İlahi Komedya'da pek çok parlak söz vardır, Dante'nin İlahi Komedya'sında. Çok basit bir cümle çok meşhur olmuştur. O cümle şudur: "Sen yolundan şaşma, bırak ne derlerse desinler." Ben biraz değiştireyim: "Bırak ne yaparlarsa yapsınlar." Niye meşhur oldu bu söz? Karl Marx, Kapital'in birinci cildinin önsözüne koydu bu sözü, bu ifadeyi.
Evet, biz yolumuzdan şaşmayacağız, siz ne yaparsanız yapın. Demokrasi için, özgürlük için, barış için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu dönemlerin tarihi yazılırken ahlakı da hukuku da ayaklar altına almanın faturası nereye çıkacak, çok belli. Siyaseti, demokratik siyaseti sonuna kadar savunma kararlılığıyla bedel ödeyenlerin, onurlu sayfalara yazılacağı kesindir. Yolumuzdan şaşmayacağız.
Selam olsun bütün arkadaşlarımıza, selam olsun demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik için uğraşan, didinen bütün insanlara.
Saygılarımla efendim. (HDP sıralarından alkışlar)