GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:119
Tarih:26.07.2017

BEDİA ÖZGEKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tüm beyanlarımızda belirttiğimiz gibi, bu İç Tüzük değişikliğinin tamamı ya kişiye ya da gruba özel. Bu da gruplara özel bir düzenleme. Bu değişiklik teklifiyle yasama organının çalışma düzeni açısından en önemli konularından biri olan oylama işlemi tırpanlanıyor. Oturumu yöneten başkan ve divan üyelerinin müzakereye ve oylamaya katılmaları mümkün değil iken yoklamaya dâhil edilmeleri ise tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmayan bir uygulamadır.

Değerli arkadaşlar, bir yasa tasarısı ya da teklifi oylanırken hangi partinin hangi tutum içerisinde olduğunu biz oylamalarla anlıyoruz ve bu, oylamalarla ancak ortaya çıkıyor. Bu görüntü bir fotoğraftır ve genellikle de çok önemli bir fotoğraftır. Sizler de kabul edersiniz ki çok önemli görüşmelere dair yapılan oylamalar Türkiye'nin tarihine bir fotoğraf olarak da yansımıştır ve hafızasında kalmıştır. Örneğin, gizli oylamaya sırıtarak ve hangi oyu verdiğini göstererek oy vermek bir fotoğraftır ve aynı zamanda bir utançtır. Keza, Denizlerin idamına el kaldıranların resmi, bugün Türkiye tarihinin en önemli ve unutulmaz fotoğraflarından biridir. Ben şu ana kadar yürütülen bütün faaliyetlere dair şunu söyleyebilirim ki yasama organının işlevini olması gerektiği şekilde işletmeye gayret eden kesim muhalefet partileridir. Büyük bir gayret harcayarak hem yasama fonksiyonunun yerine getirilmesi için hem de bu emeği ortaya çıkarabilmek için büyük gayretler harcıyoruz. Tek başına bunu kaldırmak, bu maddeyi kaldırmak İç Tüzük'ün bütünlüğünü, genel kurgusunu ve genel kompozisyonunu bölme amaçlıdır. Bu teklif, HDP'yi susturalım, muhalefeti susturalım teklifidir. Dolayısıyla çoğulculuğu değil, çoğunluğun tahakkümünü hedefleyen bu İç Tüzük Değişiklik Teklifi'nin bu maddesini kabul etmiyoruz ve çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.

Sayın Başkan, AKP ve MHP ittifakı İç Tüzük'ün 57'nci maddesini değiştirerek kendi durumlarına aslında yasallık kazandırma çabasındadırlar. Şöyle ki hepimiz şahidiz şu duruma: İktidar partisinin milletvekilleri bu salonda ne konuşulursa konuşulsun genellikle bizleri duymamak için -sanıyorum- sürekli olarak dışarıda, bahçedeler. Genel Kurulda bizler söz söyleme ve toplumun derdini anlatma çabası içerisindeyiz ve iş sadece oylamaya geldiğinde ya ara veriliyor ya da içeride ne konuşulduğunu bile bilmeyenler koşarak içeri girip oylamaya katılıyorlar. Bu görüntü aslında çok ayıptır hem de -kusura bakmayın ama- çok komiktir fakat biz buna gülmüyoruz. Çünkü çok acı bir tablodur bu Meclis adına. Siz, muhalefetin 57'den kaynaklanan durumunu suistimal etiğini ve Meclisi kapatma amacı taşıdığını iddia ediyorsunuz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Biz, Meclisin çalışmasını, hakkıyla çalışmasını istiyor ve sizi buna zorlama araçlarını kullanıyoruz. Asıl siz toplumun sorunlarını duymak istemiyorsunuz.

Sayın Ramazan Can, görüşmelerin ilk gününde açıkça suistimalden bahsetti. Özel olarak ilgimi çekti. Benim de içimde kalmasın, buradan söylemek istiyorum. Anımsayın, iki ay kadar önce çocuğa yönelik cinsel istismar başta olmak üzere çocuk istismarının bütün boyutlarının araştırılması için bir araştırma önergesi vermiştim. Grup önergesi oylanmasın ve gündemden düşsün diye iktidar partisi belki de ilk defa bu Mecliste yoklama talep etti ve o gün vekiller Meclise gelmeyerek, oylamaya katılmayarak Meclisi kapatmaya vesile oldular. Evet, o gün Genel Kurul oturumu kapatıldı. Bu yoklama talebini de Sayın Can istemişti. İşte asıl suistimal sizin yaptığınızdır.

BAŞKAN - Sataşmayın lütfen Sayın Ertan.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Ve emin olun ki iktidarın talep ettiği bu yoklama fotoğrafı da toplum olarak hafızamızda ve Meclis tutanaklarına yansımıştır.

Bizler buradayız, çalışma, Genel Kurulu çalıştırma derdindeyiz ama siz ne yapıyorsunuz? "Genel Kurula gelmesek de olur." diyorsunuz, Meclisin fonksiyonunu yok etme gayretindesiniz. İki yıldır Meclisin anlamsız bir yer olduğu imajını işte böylesi düzenleme ve davranışlarla sağlıyorsunuz. Sizin en büyük işleviniz artık Meclisi hiçleştirmek olmuş. Ve Başkanlık Divanını toplantı yeter sayısına dâhil etmek de ne oluyor, ben bunu anlamış değilim. Bu hangi mantıkla açıklanabilir? Mutlaka açıklamanız gerekiyor.

Eğer her önüne gelen çiğneyecekse biz neden "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anayasası vardır." diyoruz? Ülke, kanun tanımazların, hukuk bilmezlerin tahakküm kurduğu bir yere dönüşüyor gitgide. İç Tüzük 57'de yapılmak istenen değişikliğin Anayasa'nın 96'ncı maddesine, amir hükmüne açıkça aykırı olduğunu görmüyor musunuz? Anayasa'nın 96'ncı maddesi bu durumu açıkça düzenlemiş. Bütün işlerin üçte 1 çoğunlukla olmasını emrediyor bu madde. Bu kadar açık şekilde Anayasa'ya aykırılığı savunmanız suistimal değil de nedir, tahakküm kurma değil de nedir? İstiyorsunuz ki muhalefet her daim hazır kıta, Genel Kurulda hazır bulunsun; kendi çalsın kendi söylesin. Biz bunu kabul etmiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)