| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 26.07.2017 |
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuma girmeden önce bence siyaset müessesesi için hoş olmayan, yakışık almayan... "Siyaset müessesesi" deyince sadece milletvekilliği anlaşılmasın, siyaset müessesesinin ana omurgası siyasi partilerdir, siyasi partilerin il ve ilçe başkanlarıdır. Böyle olduğu vakit siyaset müessesesinin itibarını korumak bizim, yüce Meclisin siz sayın üyelerinin de görevi olsa gerek diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 8 Temmuzda bir gazetede "Metal yorgunluğunun röntgeni Erdoğan'da!" diye bir köşe yazısı var; uzun uzun okumayayım, bir kısmını dikkatinize sunmak istiyorum, siyaset kurumunun itibarı açısından önemli olduğunu düşünüyorum: "Fakat kabinede 4-5 isim dışında geniş bir revizyon olmayacağı da kulislerde konuşuluyor." Nitekim, 6 oldu, o bizi ilgilendirmez. "Kaynaklar, asıl büyük değişikliğin teşkilatlarda olacağını söylüyor." Sizin teşkilatları kastediyor. "Çünkü, il ve ilçe teşkilatları ile yerel yönetimlerin A'dan Z'ye değerlendirilmesi için..."
Burası önemli sayın milletvekilleri.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Biz dinliyoruz Engin Bey.
ENGİN ALTAY (Devamla) - "...Millî İstihbarat Teşkilatı ve MASAK dâhil birçok kurumun devreye alındığını duydum. Yani yerel yönetimlerdeki isimlerin sadece kamuoyu algıları ve başarı-başarısızlık karneleri değil varsa yolsuzluk raporları da Erdoğan'ın önüne konulacak."
Değerli milletvekilleri, bu incelemeye alınacaklar AK PARTİ'nin ilçe başkanları, il başkanları, belediye meclis üyeleri ve belediye başkanları; buradan öyle anlaşılıyor. Şimdi, burada iki tane yadırganacak mesele var: Biri, devletin Millî İstihbarat Teşkilatının, mali suçlarla ilgili MASAK'ın bir siyasi partinin iç yapılanmasıyla ilgili siyasi genel merkezine hizmet sunması. Şimdi, bu, devlet adabıyla bağdaşmaz. İkincisi: MİT ve MASAK, bu hizmeti AK PARTİ'ye bedelsiz mi yapacak, bedelli mi yapacak? AK PARTİ'nin MİT'i ve MASAK'ı taşeron olarak kullanması ahlaki mi, değil mi? Denebilir ki: "Efendim, bir gazetede çıkan bir yazı üzerinden buradan konuşuyorsun." Vallahi yazı çıktığı günden beri takip ediyoruz MİT'in ya da MASAK'ın bir tekzibi, bir düzeltmesi oldu mu diye.
Hükûmetten kimse yok galiba.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yok, ara ki bulasın.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Olsa da bir hayırları yok zaten.
Sayın milletvekilleri... (AK PARTİ sıralarından "Aaa!" sesleri) Bunu diyeceğiz, sayın milletvekilim, Hükûmet hayırsız diyeceğiz...
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - "Hayırsız" demeyin ama.
ENGİN ALTAY (Devamla) - ...Hükûmet kötü işler, yanlış işler yapıyor diyeceğiz; siyaseti biraz öğrenin.
Şimdi, burada Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Merkez yöneticisi arkadaşlar vardır, soruyorum: Bu doğru bir iş midir?
SALİH CORA (Trabzon) - Gazete haberleri...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Efendim, tekzip etmemiş MİT. MİT her şeyi tekzip ediyor da kendisiyle ilgili böyle bir konuyu niye tekzip etmiyor?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Erdoğan da tekzip etmemiş.
ENGİN ALTAY (Devamla) - MİT, AK PARTİ'nin kuruluşu mudur, devletin bir kuruluşu mudur? MASAK nedir, ne iş yapar? Bu hizmetler için AK PARTİ Genel Merkezinden MİT'e bir ödeme yapılacak mı, bunu soruyorum. Bunu sormayayım da neyi sorayım bu Mecliste ben? Burada bunu kapatıyorum, tutanaklara geçti. MİT bizi mutlaka dinliyordur, MASAK mutlaka bizi dinliyordur. Bu konuda MİT'ten ve MASAK'tan aziz Türk milleti adına -AK PARTİ'de siyaset yapan AK PARTİ'li kardeşlerimin onurunu da inciten bir şeydir bu bence- bu konuda MİT'in bir an önce kamu vicdanını ve AK PARTİ yerel siyasetçilerini tatmin edecek bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Beş dakika gitti.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nü görüşüyoruz. Komisyonda değerlendirmelerimizi sunduk, yaklaşımımızı, anlayışımızı anlattık. Komisyonda sadece 2 kelime değişti bütün o çalışma boyunca, "tahkir ve tezyif" yerine "hakaret ve sövme" değişikliği yapıldı. Yasama organımızın, yasama faaliyetinin mutfağı olan Komisyonda bu teklif, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK PARTİ'nin teklifi olduğu gibi kabul edildi. Esasen, burada da size ne söylersek söyleyelim, sizin parti hiyerarşisi içerisinde bu teklife kabul oyu vereceğinizi öngörüyorum. Ama, bize düşen, size bu değişiklikle ilgili gördüğümüz çekinceleri, yanlışları, mensubu olduğunuz siyasi partinin, hatta partilerin bu konuya bakışındaki usulsüzlüğü, varsa Anayasa'ya aykırılığı dilimizin döndüğü kadar anlatabilmek. Bu Mecliste yapılan her iş ve işlemle ilgili şüphesiz yargı yolu açık olmakla birlikte, aziz milletimizin vicdanındaki karşılığı da büyük bir kıymet ve önem taşımaktadır.
Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü müteaddit defalar değişti. Bu değişiklikler genelde çoğulcu bir anlayışla oldu yani Parlamentodaki bütün siyasi partilerin iş birliğiyle, istişaresiyle oldu; çok nadiren de geçmişte, çoğunlukçu bir yaklaşımla İç Tüzük'te değişiklikler yapıldı. Biz de kabul ediyoruz ki bu İç Tüzük sağlıklı değil, elbette revizyona muhtaç, yeniden yazılmaya belki muhtaç. Ama dünyanın bütün ülkelerinde, bütün parlamentolarda meclis iç tüzükleri eğer şartlar olağansa çoğulcu bir yaklaşım ve anlayışla yazılır, yapılır. Siz çoğunluk hakkınızı, çoğunluk gücünüzü kullanarak, Milliyetçi Hareket Partisini de yanınıza alarak önümüze bir İç Tüzük getirdiniz.
Tümü üzerinde Özgür Özel değerlendirmeleri ayrıntılarıyla yaptı, ikinci bölümde Sayın Gök yapacak, maddelerde arkadaşlarımız genel olarak sakıncaları ve Anayasa'ya aykırılıkları anlatacaklar. Ama bu İç Tüzük, zaten Parlamento çoğunluk partisinin çok riayet ettiği bir iç tüzük değil. "Çoğunluk biziz, istediğimizi yaparız." kafası yanlış bir kafa. "Parlamento gündemine hâkimdir." diye söylenmiş bir laf üzerinden Tüzük'e aykırı bir sürü iş ve işlem burada yapılıyor. Parlamento gündemine hâkimse -bu lafım Başkanlığa- Tüzük'e gerek yok ya. Daha önce de söyledim, seçimden sonra Parlamentoya da gerek yok; en çok oy alan parti genel merkezinde kanun yaparsınız, eğer yetmiyorsa ittifak ettiğiniz partiyle birlikte bir yerde toplanırsınız, kanun yapar, geçersiniz. Bu Parlamentoya ne lüzum var?
Şimdi İç Tüzük'ün 128'inci maddesini açın okuyun "121 ve 122'ye dayalı kanun hükmünde kararnameler otuz gün içinde -bak, gün vermiş gün- görüşülür." diyor. Orta yerde 26 tane KHK var 20 Temmuz darbesinden sonra çıkardığınız; 5eş tanesi yasalaşmış, Parlamentoda görüşülmüş; 21 tane KHK'yı -kimisi bir yıl önce kimisi bir hafta önce çıkmış- bizim İç Tüzük'ümüz "Bunu otuz günde görüşmek şarttır." diyor, görüşmüyorsunuz. Ne diyorsunuz? "Genel Kurul gündemine hâkim, biz sıraya koyduk, Genel Kurul istiyorsa öne alır." Bazı şeyler vardır ki yüzde 99'a bile terk ve teslim edilemez Sayın Başkan. Burada açık yazılmış "Otuz gün içinde bunu görüşeceksin kardeşim." diyor. Buna burada milletvekili olurken bir yemin ettik. Bu, İç Tüzük hükmü ama Anayasa'ya dayalı bir İç Tüzük hükmü. Siz bu ettiğiniz yemini ve Anayasa'yı ayaklar altına alıp çiğniyorsunuz. Ondan sonra biz "hak, hukuk, adalet" diye bağırınca bizi kriminalize etmeye çalışıyorsunuz. Milletin gözünden bunlar kaçmıyor. Milletten aldığınız destek sizde ağır bir çoğunluk şımarıklığına yol açtı. Hep söyledim, bir kere daha inatla söyleyeceğim: Demokrasi el kaldıran iki ördeğin bir file üstünlük sağladığı rejimin adı değildir. "Benim çoğunluğum var, istediğimi yaparım." Yap, yap da kanun, nizam, kural, iç tüzük, bunlara saygı göstermiyorsan, sen her vesileyle çıkıp burada ileri demokrasi masalı anlatmayacaksın.
Şimdi arkadaşlar da söyleyecek, bizim zorumuz ne burada çene patlatıyoruz ya? Çoğunluğunuz var, geçeceğini biliyoruz. Ama ben AK PARTİ Grubunda da hakikaten hukuka saygılı, temel hak ve özgürlüklere saygılı, orta yerdeki -beğenelim, beğenmeyelim- Anayasa'yı kabul eden, ona saygılı ve İç Tüzük'e saygılı milletvekillerinin çokça olduğunu biliyorum. Bizim burada muradımız şu: Yasama ve denetim faaliyeti yapıyoruz -zaten 2019'dan sonra Meclisi kapatsak daha iyi, o ayrı bir şey- bir şey gözden kaçmasın istiyoruz, Anayasa'ya aykırı olmasın istiyoruz, hukuksuzluk olmasın istiyoruz; burada üretilen kanunlar ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı olmasın istiyoruz, hakkaniyetten kopulmasın istiyoruz, kamu yararı göz ardı edilmesin istiyoruz, temel değerler tahrip edilmesin istiyoruz. "Efendim, Anayasa'nın ilk 4'üne atıfta bulunarak hakareti suç saydık. Bak, işte bu!" Değil, değil! Bu, temel değerlerin daha fazla tahrip olmasına yol açacak bir İç Tüzük'tür.
Arkadaşlar, herkesin kendi görüşü, kendi bakış açısı vardır, herkes hadiselere ve dünyaya bir pencereden bakabilir ama toplumsak, birlikte yaşıyorsak herkesin uymakla mükellef olduğu kural ve kaideler vardır ve orta yerde durduğu sürece, değişene kadar herkes buna saygılı olmak zorundadır.
Ve bir şey daha: Efendim, bazen bu kürsüdeki hatipleri Başkanlık uyarıyor 64'ü ihlal ederek. Burası şu kürsü değil, şunun yeri değil: "Oh ne güzel; hukuk var, adalet var, ne iyi bir Anayasa'mız var, ne iyi bir Türk Ceza Kanunu'muz var, ne iyi bir İç Tüzük'ümüz var." demek zorunda değil kimse. Bilakis buradaki herkesin daha iyiyi aramak gibi bir misyonu var, mükellefiyeti var. "Yok, orta yerde bu var, aman bunu eleştirme, aman buna laf söyleme." İstibdat devrinde değiliz, aşağı kalır yanı yok belki ama böyle bir şey olamaz. Milletvekilleri özgürdür. Bu yasayla -diğer getirdiğimiz grup önerilerindeki beş dakika, on dakika meselesinden geçtim ben- bu değişiklikle milletvekillerinin düşünceleri bir kalıba sokulmak isteniyor, bu değişiklikle milletvekillerinin seçim bölgelerinden ve aziz milletimizden aldığı yetkiye uygun bir şekilde milletin duygularına, hissiyatına tercüman olunmasının önüne bariyer çekiliyor.
Arkadaşlar hep söylüyor "Bu kürsü; konuş..." Ya, konuşurken bizim kendimizce bir meramımız var, diyoruz ki: " Anayasa'nın 2, 6, 7, 11, 25, 67, 68, 83, 87, 96 ve 98'inci maddelerine aykırı." Allah belamı versin, Allah canımı alsın, Anayasa Mahkemesinin, Komisyonda söyledim... Anayasa Mahkemesinin kaç üyesi vardı şimdi? 14, 13,12...
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - 15.
ENGİN ALTAY (Devamla) - 15; şimdiki 15 üyesinin hepsini değiştirin, 15 üyeyi de...
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - 17.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir karar verin 15 mi, 17 mi?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - 17.
ENGİN ALTAY (Devamla) - 15 üyeyi de AK PARTİ...
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - 17.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak dinle!
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - 17.
ENGİN ALTAY (Devamla) - 17 üyeyi de AK PARTİ Kurucular Kurulundan, sağ olanlardan oluşturun; Anayasa Mahkemesinin 17'sini de, 15'ini de -neyse- AK PARTİ Kurucular Kurulundan oluşturun; bu iş burada yasalaşırsa, geçerse, biz bunu mahkemeye götürdüğümüzde en az 6 maddesini iptal etmek zorunda, edecek. Siz Milliyetçi Hareket Partisine şöyle bir kazık atmayı düşünüyorsanız ben onu bilmem: Milliyetçi Hareket Partisinin gösterdiği hassasiyetler noktasındaki konularda onlara "Tamam." deyip, "Bunu da Anayasa Mahkemesi halleder, böylece biz alacağımızı alırız." diye bir hinlik içindeyseniz ben onu bilmem.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Vallahi hiç düşünmedik öyle bir hinlik ya! Bu, Engin Altay'ın aklına geldi.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ama, aha, burada söylüyorum Sayın Şentop: Anayasa Mahkemesi bunun 3-4 maddesini iptal edecek. Sonra ne olacak?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Vallahi siz neler düşünüyormuşsunuz ya! Vallahi sizden korkulur!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak, ben demin dedim, "Biz burada şu, şu sebeplerle konuşuyoruz: Hukuka uygun olsun diye konuşuyoruz; gözden kaçmasın diye konuşuyoruz; ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı olmasın diye konuşuyoruz; kamu yararı göz ardı edilmesin ve Anayasa'ya aykırı olmasın buradan çıkan şeyler diye konuşuyoruz." diyorum. Bunu bile bile -bu, Komisyonda günlerce, şimdi Genel Kurulda günlerce- iptal edileceğini bile bile bu hırsın, bu ihtirasın gereği ne? Gereğini de söyleyeyim, "Düşünce okuyorsun." diyebilirsiniz, AK PARTİ Genel Başkanı dedi ki: "Bu İç Tüzük değişecek, sonra tatil." Keskin, kesin bir mesaj, net bir talimat. Olabilir, siyasi parti genel başkanlarının gruplarına talimat verme hakkı vardır. Adamı da kandırıyorsunuz; Tayyip Erdoğan'ın istediği bu değil, yemin ederim bu değil. Siz, şimdi, gideceksiniz; "Efendim, işte, yaptık İç Tüzük'ü, 18 maddeyi değiştirdik." diyecekseniz; o da size "Aferin, aferin." diyecek. Sonra Meclis açılacak. 2019 Kasımına kadar bu sistemle devam edeceğimiz için siz gene burada sabahlara kadar sürüneceksiniz, gene kanunlar çıkmayacak; bu sefer yiyeceğiniz fırçayla sınırlı kalmaz. O Elitaş'ın hâline üzülüyorum, Tayyip Erdoğan'ı kandırıyor, o Elitaş'ın hâline üzülüyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Demek siz öyle yapıyorsunuz Genel Başkanınıza. Siz, Genel Başkana öyle mi yapıyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu sefer fırçayla kalmayacak, Genel Başkanınız diyecek ki: "Siz beni kandırdınız."
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sizde öyle mi oluyor?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Altay, siz öyle mi yapıyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla) - "Hani bu değişiklik olunca Meclis hızlı çalışacaktı, hani bu değişiklik olunca kanunlar tıkır tıkır geçecekti?"
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Kemal Bey'e üzüldüm şimdi.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu kanunların geçeceğini zannediyorsanız, milletin menfaatine olan her şey buradan en seri şekilde geçecek bugüne kadar olduğu gibi ama Anayasa'ya aykırı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici, hakkaniyetten uzak hiçbir teklif ve tasarınızın buradan geçmemesi için aziz milletimizin bize verdiği görev ve sorumluluk bilinciyle hareket edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, Parlamento önce şu KHK'ları buradan geçirsin. Bu KHK'ları buradan geçirmeyen bir Parlamento asli görevini yapmamış, asli görevinden uzaklaşmıştır. Sonra bu Parlamento ve bu iktidar grubu, 15 Temmuzla yüzleşsin kardeşim, çözüm süreciyle yüzleşsin, 17-25 Aralıkla yüzleşsin, terörle mücadelede ya da mücadelesizlikte yapılan yanlışlarla yüzleşsin, yaşam tarzı siyasetinin, inanç siyasetinin, etnik siyasetin bu ülkede nelere mal olduğuyla yüzleşsin, dünyayla olan kavganızın ve sonuçlarınızın Türkiye'de nelere mal olduğuna ve olacağına ilişkin değerlendirmelerle yüzleşsin. FETÖ'ye teslimiyetinizle, IŞİD'e empatinizle, PKK'yla ilgili tutarsızlığınızla da yüzleşmek AK PARTİ'nin bir an önce yapması gereken işlerdir. İsrail'le çelişkiler noktasında Mavi Marmara dâhil yapılan yanlışlarla AK PARTİ yüzleşmelidir. Allah'tan af, milletten helallik dileyerek bu sorumluluklardan kurtulamazsınız. Bu dünyası var, öbür dünyası var. Adliyeleri ele geçirdik bize bir şey olmaz zannetmeyin.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Öyle bir şey yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ergenekon, Balyoz, kumpas davalarında kürsüde oturan hâkimler şimdi sanık sandalyesinde ve AK PARTİ bir şeyle daha yüzleşsin; yargıyı siyasallaştırmanın Türkiye'de nelere mal olduğu ve mal olacağıyla da AK PARTİ'nin yüzleşmesi lazım ve AK PARTİ'yi buraya getiren Anayasa'da devletin laik niteliğini, sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika açalım, tamamlayınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - ...korumak hepimizden daha çok aslında AK PARTİ'nin işi ve görevi olmalıdır. Bu cumhuriyetin laik niteliği, bu devletin hukuk devleti olma özelliği size on beş yıldır bu ülkede iktidar imkânı sağlamıştır.
"Millî eğitimde müfredat değiştiriyorum." diye müfredattan ve ders kitaplarından Mustafa Kemal Atatürk'ü çıkarmak size bir şey kazandırmayacak. Bir tane tavsiye: Bu milletin, AK PARTİ seçmenleri dâhil, gönlünden ve kalbinden Mustafa Kemal Atatürk'ü silmek sizin haddiniz değil.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Öyle bir şeyimiz yok ya!
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Öyle bir şey yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sizin içinizde de Atatürk'e sevgiyle, saygıyla bağlı olan insanların olduğunu biliyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Öyle bir çabamız yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Öyle bir şey yoksa yapalım bir konferans, Millî eğitim müfredatını yatıralım masaya. Olur mu öyle şey?
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Yatıralım.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ve göreceksiniz, bazen, insanların dokunduğu şeyler yakar. Bugünlerde sizi yakacak şeylere dokunuyorsunuz, benden söylemesi.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Altay.