| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 24.07.2017 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Görüşmelere başladığımız andan itibaren aslında İç Tüzük'ün dışında da pek çok şey konuşuldu ya da İç Tüzük'le bağlantılı olmakla birlikte bu teklifle alakalı olmayan bir sürü şey konuşuldu. Bir de bunlardan sonra aslında bu bölümün konusu olmayan hususlar da ikinci bölüme ilişkin olarak, vesair bunlar da konuşuldu. Ama ben teklifin imza sahibi bir milletvekili olarak da mümkün mertebe bir genele ilişkin kısa değerlendirmeden sonra birinci bölüme ilişkin maddelerdeki kafa karışıklıklarını da giderebilmek amacına yönelik olarak bir konuşma yapmayı arzuluyorum.
Öncelikle şunu bir vurgulamak lazım değerli milletvekilleri: Üzerinde müzakere yürüttüğümüz İç Tüzük değişikliği, birileri her ne kadar, işte, "mühürsüz referandum" vesair gibi yakışıksız yakıştırmalarla yok saymaya çalışmış olsa da, 16 Nisanda aziz Türk milletinin ortaya çıkarmış olduğu iradesinin bir gereğidir. İşte, Sayın Başbakanın da esasen "Bu İç Tüzük değişikliği tek değildir, bundan sonra da değişiklik olacaktır." derken ifade ettiği, evet, Anayasa değişikliğine uyum için 2019'dan sonra yürürlüğe girmek üzere bir değişiklik yapılacaktır ama o değişikliği dahi yapabilmek için, o Anayasa değişikliği çerçevesinde yapılması gereken uyum değişikliklerini de hayata geçirebilmek için ve dolayısıyla 16 Nisanda aziz Türk milletinin ortaya koymuş olduğu iradesinin bir gereği olarak bu İç Tüzük değişikliğini değerlendirmek gerekmektedir.
Sıklıkla, İç Tüzük değişikliğine bir cümleyle tanımlama yapılmak gibi bir eğilim oldu. Ben de bir cümleyle tanımlarsam bu İç Tüzük değişikliğini: Daha etkin, daha verimli ama daha huzurlu ve daha şeffaf bir Meclis Genel Kurulu çalışması yürütme amacına yöneliktir bu İç Tüzük değişikliği. Onun dışında, biraz sonra maddelerde de konuşacağız, pek çok haksız, mesnetsiz ve konunun bağlamıyla da alakalı olmayan isnatlar da var, yeri geldikçe ben de konuşmamda temas edeceğim, ileriki süreçte de mutlaka bunlarla ilgili değerlendirmelerimizi paylaşacağız.
Şimdi, madde madde neler var birinci bölümde bunlara dair değerlendirmelerimizi arz etmek isterim. Teklifin 1'inci maddesinde yemine ilişkin bir değişiklik söz konusu ve özü, kendisi şundan ibaret: "Andiçmekten imtina eden milletvekilleri, milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamazlar." Ant içemeyen, çeşitli mücbir sebeplerle karşı karşıya bulunan vesaire değil, "Andiçmekten imtina eden milletvekilleri..." Ant, yemin Anayasa'mızda belli. Aynı maddede, bu yeminin Anayasa'da yazan metnin aynen okunması suretiyle yerine getirileceği de düzenlenmekte ama pratikte, uygulamada gördüğümüz çeşitli sıkıntılar da var ve bundan sonra da olmaması bakımından tekrar ifade ediyorum: Ant içmekten imtina eden milletvekilleri bakımından böyle bir değişiklik önerisi söz konusu. Şimdi, bunun neresi, kimi niye rahatsız etmekte? Ant içmekten imtina eden milletvekilinin milletvekili olması değil, milletvekilliğinden kaynaklanan haklardan yararlanamaması çerçevesinde kimin, hangi sebeple, ne amaçla bir rahatsızlığı var, bunu ortaya koyması gerekmekte.
Devam ediyorum, teklifin 2'nci maddesi. Esasen, özellikle grup önerilerini düzenleyen bir madde. Şimdi, önce mevcut mevzuatımıza ve uygulamamıza bakmak lazım.
Değerli milletvekilleri, bizim İç Tüzük'ümüzde "Çalışma olan her gün her siyasi parti bir grup önerisi getirebilir, bunun üzerinden de tüm siyasi parti grupları onar dakika konuşma yapabilir." diye bir hüküm yok. Bu, İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi ile 63'üncü maddesinin ama özellikle 2011'den beri uygulanagelmekte olan bir teamülden kaynaklanan bir grup önerisi müessesesinin aslında ilk defa bir İç Tüzük müessesesi olarak ama çerçevesi de belli bir mahiyete getirilmesinden ibaret. Şimdi, uygulamalarını da biliyoruz. Bir siyasi parti grup önerisi getirdiği zaman ne yazık ki çoğu zaman -diğer partiler bakımından da söylüyorum- o grup önerisinin konusuna ilişkin değil, kendi gündeminde ne varsa... Şunu kastetmiyorum: Siz kendi gündeminizde olanı grup önerisi olarak getirebilirsiniz ama sizin getirdiğiniz grup önerisinin konusuyla hiç alakası olmayan, diğer partilerin kendi gündemine dair konuşmalar izledik, dinledik bu Genel Kurulda defalarca ve İç Tüzük'te doğrudan doğruya bir müessese olarak da dayanağı olmayan bir çerçevede.
Peki, şimdi ne yapıyoruz? "Şu konularda grup önerisi getirilemeyecek mi artık?" Hayır, getirilebilecek, hatta bilakis artık grup önerisi İç Tüzük'te de düzenlenmek suretiyle getirilebilecek ama grup önerisini getiren, beş dakika süreyle o önerideki meramını anlatacak, diğer gruplar da ona ilişkin beyanlarını, yaklaşımlarını düzenlenen sürede Genel Kurulda ifade edecekler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Çekinmeden söyle, "üç dakika" de, "üç dakika." Üç dakika, düzenlenen süre.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Onu da söyleyin, üç dakikada neyi ifade edebilirsiniz Sayın Parsak?
MEHMET PARSAK (Devamla) - Burada aslolan uygulamada da mesela geçtiğimiz haftalarda tartışması yapıldığı gibi, siyasi partilerin oyları, reyleri, yaklaşımları belli olmasına rağmen, burada sözünü tam olarak Genel Kurulda söyleyebilsin diye de getirilmiş olan bir düzenleme söz konusu; bunu göz ardı etmemek lazım.
Şimdi, mukayeseli olarak bakıyoruz, üç dakika hafifleniyor ya, gelin 24'üncü Dönem çalışmasına bakalım. Grup önerisinin, öneri sahibinin beş ya da on dakika konuşması ama diğer partilerin hiç konuşmaması üzerinde, tabii ki yayınla da birlikte değerlendirilmek suretiyle müzakeresi yapılmış. Şimdi, bu noktada kimin ne söylediği belli, tutanaklar belli, mutabakatlar belli. Buna ilişkin komisyon çalışmalarında da, Genel Kurulda da defalarca ifade ettik; o gün, öneri sahibinin beş ya da on dakika konuşabilmesine karşın diğer grupların hiç konuşamaması bağlamında "Ya, bizim nasıl sesimizi kesersiniz!" yaklaşımı yokken -tırnak içinde ifade ediyorum- yayını 19.00'dan 20.00'ye çıkarmaya âdeta fit olunan bir yaklaşımla, bugün geldiğimiz denklemde yayınla da birlikte değerlendirildiği için -birazdan daha detaylı ifade edeceğim- yayın da çalışma süresi de İç Tüzük teminatına alınıp bir saat de daha öteye götürülüyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - 21.00'e kadar, iki saat.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Buna ilişkin, diğer siyasi parti gruplarına da önceki dönemin aksine hiç söz vermemek değil, üçer dakikalık da olsa söz vermiş olmak muhalefetin sesini kısmak değildir, önceki mutabakatlardan daha ileri bir noktaya götürmektir; bunu vurgulamak isterim.
Teklifin 3'üncü maddesinde kanun tekliflerini doğrudan işleme alma önergelerine ilişkin 37'nci madde uygulaması var. Yani bu, bir milletvekilinin lütfukeremiyle diğer siyasi partilerden olan milletvekillerinin gelip "Ben de bu yönde bir hak kullanabilir miyim? Lütfederse kullanabilirim, değilse kullanamam." noktasından her hafta ayrı bir siyasi parti grubundan ve bir milletvekilinin bir yasama yılında bir kere kullanması suretiyle hakkın kullanılarak ama istismar edilmesi de engellenerek yapılmış olan düzenlemedir. Karşı çıkılacak da hiçbir boyutu yoktur.
4'üncü maddede Genel Kurulun çalışma saatleri ve televizyon yayını var. Bunu da bir aydınlığa kavuşturalım. Mevcutta İç Tüzük'ümüzde gene Genel Kurul çalışma saatleri ve televizyon yayınına ilişkin bir düzenleme yok. Bundan uzun yıllar önce Meclis Başkanlığı ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun yapmış olduğu bir protokol var ve bu protokol dâhilinde yayınlar TRT üzerinden... Yoksa özel televizyonlar istediği zaman verebildiği gibi TBMM web TV'den de sınırsız olarak verilebilen bu yayınlarla ilgili ilk defa İç Tüzük'e bir hüküm getiriyoruz. Yani ilk defa bu işi İç Tüzük teminatı altına almış oluyoruz.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teminat mı, sınırlama mı? "21.00" yazmasan belki... "21.00" yazınca sınırlamış oluyorsun.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Yani şimdiye kadarki uygulamada Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu protokolü iptal etse ya da bununla ilgili farklı bir değerlendirme yapılsa ne yazık ki bunun aksini savunanların elinde hiçbir argüman yok. Ve burada sadece 21.00 de değildir güvence altına alınan, özel ve önemli hâlleri de yayın süresi sınırı olmaksızın yayınlatılabilen bir durum söz konusudur.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Anayasa değişti, yayınlamadınız ya.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Yani yeniden 24'üncü Dönemle mukayese ettiğimizde, Şeker TV'ye de mahkûm olmadan 21.00'e kadar bu yayınların sadece TRT tarafından da değil, gerekirse Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda bir kanal da kurması hâlinde, onu da kapsayacak mahiyette bir düzenleme getiriliyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Saat dokuzdan sonra...
MEHMET PARSAK (Devamla) - Alışkanlıklar şöyle: "Efendim, daha sonrasına dair niye yayın yok?" Sayın milletvekilleri, şu anda salı günü için üç, çarşamba ve perşembe için iki yani on dört. Çalışmalar başladıktan sonra, çoğu zaman, zaten o yayın bittikten sonra biz kanuna ilişkin görüşmelere geçiyoruz ve asıl, Meclisin gündeminde olan, milletimizin de beklediği sosyal, ekonomik meseleler başta olmak üzere her türlü konu âdeta milletten, onun gözünden kaçırılıyor, onun dikkatinden kaçırılıyor mevcut uygulamada. Onun yerine... (CHP sıralarından gürültüler)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Kim kaçırdı Başkan, kim kaçırıyor? Siz kaçırıyorsunuz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yasaklayan iktidar değil mi?
MEHMET PARSAK (Devamla) - Bakın, burada istismar edilen bazı düzenlemelere de âdeta bir çekidüzen vermek kaydıyla eğer yeni istismarlar olmazsa, deve ve delik denklemlerinin peşine düşülmezse...
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - İstismar mı yaptık? Nedir? Derdini burada anlatmak mı istismar?
MEHMET PARSAK (Devamla) - ...Mecliste yaptığımız çalışmaların tamamını Türk milletinin dikkatine sunabilme imkânımız var. Dolayısıyla daha şeffaf bir Meclis Genel Kurul ortamından gönül rahatlığıyla söz edebiliriz. (CHP sıralarından gürültüler)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Verin bir önerge, yapalım o zaman.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Efendim, 5'inci maddede kıyafet düzenlemesi var.
6'ncı maddede yoklama. Tabii ki yoklama istenebilir ama şunu da gene dikkatlerden kaçırmamak lazım: Yoklama da istenilsin...
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Kıyafet düzenlemesi diye geçiştirmeyin bence. Mustafa Kemal Atatürk'ten kalan frak niye kaldırılıyor? Burada söyleyin.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Ne konuşacağımı ben tayin edeyim. Ne konuşacağımı şimdiye kadar hiç kimse tayin etmediği gibi siz de tayin edemezsiniz. Dolayısıyla ben tayin edeyim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Zaten öyle.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ya, hazırlamışsınız, anlatın işte vekilim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bir dinler misiniz ya!
MEHMET PARSAK (Devamla) - Şimdi, biraz önce de birkaç defa, ondan önce de birkaç defa, aslında on beş dakika önce var olduğu görüldüğü hâlde müessese istismar edilmek suretiyle asıl çalışmalarımız âdeta sabote edildi. Biz burada yoklamayı kaldırıyor değiliz ama yoklamayı oylamaya tabi tezkereler, kanunun bütününe geçilmesi ve tümümün oylanmasında gene muhafaza etmek suretiyle belli bir çerçeveye getiriyoruz. Deniliyor ki: "Efendim, şimdi başlanacak, iki hafta sonraya kadar milletvekillerini..." Öyle değil, yeni dönemin çalışmasında istismarlar da engelleneceği için böylesi bir kanunun çalışmasına başladığımız vakit belki de o gün 21.00'i de bulmadan o çalışmayı tamamlama imkânına sahibiz. Yeter ki çalışmayı isteyelim, yeter ki Türk milletinin beklediklerinin gereğine bakalım. Dolayısıyla bunu da bu çerçevede değerlendirmekte fayda var.
Efendim, 7'nci maddede, geçen tutanakta düzeltme... Bunun da sıklıkla istismar amacına yönelik olarak taktik gereği bir önceki tutanağa geçecek şekilde düzeltmeye yol açabilecek, ertesi gün konuşmayı da sağlayabilecek şekilde uygulandığını ben gözlerimle defalarca gördüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bu gerçek değil, bu doğru değil.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Siz, buna ilişkin düzeltme beyanınız varsa yazılı olarak ifade ediniz ve aslolan zabıtlarda bu da bu çerçevede yer alsın, biz gündemimizi işletebilelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Genel Kurulu Dilekçe Komisyonuna çevirdiniz.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Usul tartışmasının düzenlendiği 8'inci maddeye gelelim. Mevcuttaki 63'üncü madde çerçevesinde "on dakikayı geçmemek üzere" denilen ama eğer istenirse -doğru bulduğumuz için değil- bir dakika da, iki dakika da uygulanabilecek bir düzenleme var ama bir teamül ortaya çıkmış, lehte ve aleyhte ikişer milletvekiline üçer dakika söz vermek suretiyle bu usul tartışması tüketiliyor ve biz bu teamülü de bir müessese hâline getirip ona göre de bunu düzenlemiş oluyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Grup başkan vekilleri imza attık.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Mevcut teamülden aykırı bir durum olmadığı gibi, daha pek çok maddede olduğu gibi, öncesinde de gene uzlaşılan maddelerden birisi olan bu maddede de esasen bundan başka bir durum söz konusu değildir, bunu da dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Son olarak, kanun teklifinin komisyona havalesine itirazla ilgili 9'uncu maddede yani mevcuttaki İç Tüzük'ümüzün 73'üncü maddesinde de tıpkı biraz önce, 58'inci madde çerçevesinde yaptığım açıklamalardaki gibi bir durum söz konusu. Birinci bölümdeki 9 maddeye ilişkin hakikatler bunlardan ibarettir. Öncelikle bunu sizlerin dikkatlerine arz etmek isterim.
Şimdi, birkaç önemsediğimiz hususa da cevap vermeden de geçemeyeceğim. Özellikle adını da zikretmiş olayım, çünkü komisyonda da söylendi, bugün bir basın toplantısı da düzenlendi, geneli üzerindeki görüşmede de söylenildi, Sayın Özel, bize hitaben sıklıkla "Kedi buradaysa ciğer nerede?" diye kedi-ciğer metaforu üzerinden, kendi siyasi projesi dâhilinde bir isnatta bulundu. Sayın Özel, şimdi biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ciğercinin kedisi değiliz. Dolayısıyla, memleketin ciğeri yanarken, Türk milletinin ciğer yanarken, Türk devletinin, Türk vatanının ciğeri yanarken ciğercinin kedisi misali "Hani benim ciğerim?" ya da "Hani benim siyasi menfaatim, siyasi beklentim, siyasi amaçlarım?" diyemeyiz. Onun yerine, Türk milletinin, Türk devletinin, Türk vatanının ciğerlerindeki yangını söndürmenin peşine düşeriz. (MHP sıralarından alkışlar) Bu bizim siyaset anlayışımızın gereği. Sizinki öbür türlüyse ona da söyleyecek bir şeyimiz yok. Karar aziz Türk milletine ait.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kalem aldım elime ya, on günde bulduğunuz cevap bu mu? Not alıyordum ne cevap verecekler diye.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Şimdi, bir defa, biraz önce söylediğim prensibin biraz dışına taşarak, onda da bu bölümde çok konuşulduğu için, esasen ikinci bölümün konusu olan bu disiplin cezalarıyla ilgili özellikle en çok tartışılan 15'inci maddeyle ilgili de birkaç söz söylemeden edemeyeceğim. Bizim o maddeyle ilgili önerimizi okuyorum: "Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Başkanına, Başkanlık Divanına, Başkanlık görevini yerine getiren başkan vekiline, milletvekiline, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasa'nın ilk 4 maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzene hakaret etmek ve sövmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak." En çok tartışılan fıkra bundan ibaret.
Şimdi, Komisyonda da ifade ettim, bizim teklif sahibi olarak Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak tutumumuz net. HDP'nin temsilcileri ve yetkilileri de hem Komisyon aşamasında hem Genel Kurul aşamasında burada dediklerini dediler, onların da duruşu bize göre net ama biz hâlâ bir hususun netleşmediğini düşünüyoruz.
Size bir önerge okuyacağım şimdi: "Görüşülmekte olan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi'nin 15'inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi teklif metninden çıkarılmıştır."
Biraz önce okuduğum (3) numaralı bendi. Kimlerin imzası var? Sayın Muharrem Erkek, Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Sayın Murat Emir, Sayın Akın Üstündağ, Sayın Bülent Tezcan.
Şimdi, biraz önce okudum bu metni. Bu metinle alakalı olarak, bu değerlerimize hakaret eden ve sövenlerle alakalı böylesi bir disiplin cezası verilmesini öneren bu hükmün çıkarılmasını hangi amaçla, ne gayeyle, neyi hedefleyerek resmen öneriyorsunuz? Ve Sayın Özel dedi ki: "Sizi kendi partililerinize de şikâyet ediyoruz."
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Mevcut İç Tüzük koruyor hepsini, siz merak etmeyin.
MEHMET PARSAK (Devamla) - Biz sizi sadece kendi partililerinize değil -evet, elbette onlara da ama- koskoca bir Türk milletine şikâyet ediyoruz ve aslolan, Türk milletinin bu şikâyetler neticesinde vereceği karardır.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.