GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:117
Tarih:24.07.2017

MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük Değişiklik Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Anayasa Komisyonunda altmış saate aşkın süren görüşmelerin ardından İç Tüzük Değişiklik Teklifi'nin Genel Kurul görüşmelerine başladık. Bugüne kadar görüşmelere katkıda bulanan bütün milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, İç Tüzük değişiklikleri partilerüstü bir meseledir. İç Tüzük, Meclisin yasama ve denetim faaliyetlerini yerine getirirken uyulması gereken kuralları, yöntem ve sınırları belirleyen bir kurallar manzumesidir. Bu belge hepimiz için bağlayıcıdır. İç Tüzük'ü partilerüstü bir belge olarak görmemizin sebebi budur, hepimiz için bağlayıcı, hangi parti grubu olursa olsun veya grubu bulunmasın bütün milletvekilleri için, ister muhalefet olsun ister iktidar olsun bağlayıcılığı vardır. İç Tüzük değişikliklerini Mecliste bulunan siyasi partilerle uzlaşma içinde gerçekleştirmek isteyişimizin de sebebi budur. Gerek Komisyon görüşmelerinde gerekse kamuoyuna yansıyan beyanatlarda bu İç Tüzük değişikliğinde uzlaşma arayışının olmadığı eleştirileri yapılmıştır. Bu iddia kesinlikle doğru değildir değerli arkadaşlar. 8 Haziranda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmail Kahraman ile dört partinin grup başkan vekilleriyle birlikte bir araya geldik. İç Tüzük değişikliğine ilişkin görüşlerimizi paylaştık. Bu görüşmede CHP ve HDP'nin temsilcisi sayın grup başkan vekilleri İç Tüzük çalışmalarına katılmayacaklarını ve katkı vermeyeceklerini açık ve seçik olarak belirtmişlerdir. Bugün "Uzlaşma yok.", "Uzlaşma aranmadı." eleştirilerini yapanlar dün müzakereden ve uzlaşmadan kaçınan arkadaşlarımızdır, Milliyetçi Hareket Partisi olarak sorumlu ve ilkeli muhalefet anlayışımızla İç Tüzük değişikliği uzlaşma arayışından biz kaçınmadık. Önümüzdeki metnin biçimlenmesinde destekçi değil, eşit ve aktif bir taraf olarak yer aldık ve neticede birlikte imzamızı attık. Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi Gruplarının temsilcileri olarak 22 Haziranda bir araya geldik. Son derece iyi niyetli ve makul bir çalışma yürüttük. Karşılıklı müzakereler neticesinde her iki partinin de aktif katılımcı olduğu bir İç Tüzük değişiklik metnini hazırladık, imzaladık ve bir uzlaşma içerisinde 18 madde hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk. Bu çalışmalar nedeniyle Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna hassaten teşekkür ediyorum.

Altını çizerek belirtmek istiyorum: İç Tüzük Değişiklik Teklifi'nde, 24'üncü Dönemde kurulan İç Tüzük uzlaşma komisyonlarında katılımcı tüm partilerin, CHP ve HDP'nin de üzerinde mutabakata vardığı metinler esas alınmıştır. 16 maddenin 4 maddesinde öngörülen değişiklikler 24'üncü Dönemde uzlaşılan metinle bire bir aynıdır, teklifin 6, 9, 12, 14'üncü maddeleri; bunların dışında 5 maddede 24'üncü Dönem uzlaşma metni esas alınarak daha iyi düzenlemeler yapılmıştır.

24'üncü Dönem uzlaşma metninden farklı olarak İç Tüzük'ün 3'üncü ve 161'inci maddelerinde öngörülen düzenlemeler, Meclisin mehabetini dikkate alan düzenlemelerdir.

Sonuç olarak söylemek gerekirse, imzaları olmasa da bu değişiklik metninin önemli bir kısmında, Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisinin 24'üncü Dönemde kabul ettiği düzenlemeler yer almaktadır. Ne yazıktır ki CHP ve HDP sözcüleri 24'üncü Dönemdeki mutabakatlarını kabul etmemişlerdir, reddetmişlerdir. Komisyon görüşmelerinde "Sakın bize 24'üncü Dönemdeki uzlaşmayı hatırlatmaya kalkmayın." diye ısrarla da belirtmişlerdir. Siz ne kadar kabul etmeseniz de 24'üncü Dönemde üzerinde mutabakata varılmış bir metin vardır. Dört siyasi parti, kurumsal kimlikleriyle bu Uzlaşma Komisyonunda temsil edilmişlerdir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, bizi bulaştırma, kendi mutabakatınızı söyleyin.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - O zaman bir arada yer almış...

MUSA ÇAM (İzmir) - Bizi bulaştırmayın!

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Musa Bey, sana bulaşmayabilir ama Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliği vardır, mutabakatı da vardır, hiç de inkâr etmeyin...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İmza da var.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - İmzalar da var.

Önemli ölçüde anlaşma sağlanmıştır. (CHP sıralarından gürültüler)

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Arkadaşlar müdahale etmeyelim hatibe.

MURAT EMİR (Ankara) - En önemli 6 maddesinde mutabakat yok. Televizyon yayınında mutabakat var mı? Yoklamada mutabakat var mı?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Olanları söylüyor orada, iyi dinleyin.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Onları konuşacağız.

BAŞKAN - Sayın Akçay, siz Genel Kurula hitap edin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dünya tarihinde ilk kez bir muhalefet partisi kendi sesinin kısılmasını sağlıyor. Bravo size vallahi!

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kendi suçunuza bizi ortak etmeyin!

MURAT EMİR (Ankara) - Para cezasında mutabakat var mı?

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Ancak CHP ve HDP şimdi bunları kabul etmiyor, "Bizi bağlamaz." diyorlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Niye? Meclisin 4'üncü partisi olmaktan dolayı kompleksi var. Yazık! Vallahi yazık Sayın Akçay!

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Yani "Dün dündür, bugün bugündür." deniliyor.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kendinize susturucu takıyorsunuz.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Değerli milletvekilleri, İç Tüzük, Meclisimizin...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dünya tarihinde böyle bir şey yok, muhalefet partisi sesinin kısılmasını teklif ediyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bakın, Sayın Grup Başkan Vekili konuşmalarını yapıyor, daha sonra kalkar cevabını verirsiniz gerekirse, lütfen müdahale etmeyelim.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Evet, Sayın Başkan, demek hassas bir konuya temas ettik ki bu kadar tepki gelmeye başladı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dünyanın hiçbir ülkesinde bir muhalefet kendi sözünün kısılmasına izin vermez Sayın Akçay.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - İç Tüzük, Meclisimizin çalışma düzenini belirleyen kurallardır; ihtiyaçlara, uygulamada yaşanan sorunlara göre değişikliğe konu olur.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Alim Işık'ın kulakları çınlasın, Alim Işık'ın!

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Yani Cumhuriyet Halk Partisi olsaydı bu uzlaşma da demokratik olacaktı, mutabakat sağlanmış olacaktı...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, bu konuşmayı siz yapmayın Sayın Parsak yapsın!

ERKAN AKÇAY (Devamla) - ...sen uzlaşmadan, görüşmeden kaçınacaksın, Milliyetçi Hareket Partisi destekçi olacak, payanda olacak.

İç Tüzük değişikliklerinde bir amaç Meclisin faaliyetlerinde verimliliği ve etkinliği artırıcı düzenlemeler yapılmasıyken ikinci bir amaç da vatandaşlarımızın beklentilerini karşılayacak hükümler içermesidir.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Meclisi fesheden düzenlemeyi geçiriyorsunuz; hâlâ "etkinlik, verimlilik" diyorsunuz.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bu aşamada vatandaşlarımızın bizlerden beklentisi Meclisimizin bir mehabet içinde çalışmasıdır, kötü görüntülere yol açılmamasıdır...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Doğan Kubat, artık sana da ihtiyaç kalmayacak, Sayın Doğan Kubat.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - ...Anayasa ve İç Tüzük'e, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türk milletine ve üniter millî yapımıza saygılı davranılmasıdır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu teklif en çok Doğan Kubat ile Ramazan Can'ı etkiliyor.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - İç Tüzük değişikliklerindeki temel motivasyon, Meclisin etkin, verimli, siyasi, kültürel ve hukuki değerlere saygılı çalışmasını temin etmektir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ramazan Can, sana yazık ettiler, Doğan Kubat'a da yazık ettiler. Doğan Kubat'ın o kadar emeği var, o kadar çalıştı...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bir çırpıda sildiler.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Unutulmamalıdır ki bu kürsü milletin kürsüsüdür, Genel Kurul ve kürsü eylem alanı değildir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi artık o da gitti, sen de gittin.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bu İç Tüzük değişikliğinde Meclis içi dengeleri gözetme, etkinlik ve verimliliği artırma, Meclis içi işleyişleri sağlam hukuki zeminlere oturtma arayışı hâkim olmuştur.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir tek senin şahsına yönelik bir teklif Doğan Kubat.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Doğan Kubat'ın şahsına verilmiş bir teklif.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Etkinlik ve verimlilik, hızlı olmak değildir; aksine, bu iki kavram çalışmalardaki kaliteye işaret etmektedir. Diğer bir ifadeyle, İç Tüzük değişikliğiyle Meclisin yasama ve denetim faaliyetlerindeki kalitesini artırmayı amaçlıyoruz. Değişiklikler Meclisin ihtiyaçları çerçevesinde hazırlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, eleştirilere baktığımızda teklifin tam olarak anlaşılmadığı veya anlaşılmak istenmediği dikkatimizi çekmektedir. Eleştirileri de göz önüne alarak değişiklikleri anlaşılabilir kılmak için madde madde bahsedeceğim ancak bu teklifte neler yok, neler var, önce kısaca bunları özetlemek lazım.

Öncelikle milletvekillerinin konuşmalarına bir engel yoktur.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Nasıl yok?

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Nasıl yok? Bunu inanarak mı söylüyorsun Başkan?

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Meclisin yasama ve denetim faaliyetlerini sekteye uğratacak hükümler yoktur. Gündem dışı konuşmalarda, usul tartışmalarında veya milletvekillerinin kısa söz taleplerinde herhangi bir değişiklik yoktur. İç Tüzük'ün 3'üncü maddesinde bir değişiklik yapılıyor. Öncelikle, Meclisin devamlılığının ve bir an önce çalışmalarına başlamasının temin edilmesi için seçimi takiben -Yüksek Seçim Kurulunun seçim sonuçlarını açıklamasını takiben- üçüncü gün saat 14.00'te toplanması öngörülüyor ve milletvekillerinin göreve başlarken yemin metnini aynen okumaları hüküm altına alınıyor. Milletvekillerinin ant içerek göreve başlayacağı, ant içmekten imtina eden milletvekillerinin milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamayacağı hükmü maddeye eklenmiştir. Bu hükme göre, yeminden kaçınan, iradi olarak imtina eden milletvekili, ödenek ve yolluğunu alamayacak, kendisine oda ve personel tahsis edilemeyecek ve pasaport da alamayacaktır. Yemin sadece bir ritüel değildir değerli arkadaşlar. Her ne kadar "yemin töreni" şeklinde ifade edilse de yemin sadece bir ritüel değildir. Milletvekili yemini, Anayasa'nın 81'inci maddesinde hüküm altına alındığı üzere milletvekillerinin göreve başlamasının bir şartıdır. İç Tüzük'e konulan bu hüküm, Anayasa'ya aykırı değil, aksine, Anayasa'nın tamamlayıcısı niteliğindedir. Çeşitli dönemlerde yaşanan yemin krizleri milletimizi rahatsız ettiği gibi, Meclis çalışmalarında da huzursuzluk yaratmıştır. Milletimizden gelen tepkiye sessiz kalamazdık.

İç Tüzük'ün 19'uncu maddesinde değişiklik yapılıyor. Grup önerilerinin görüşülme usulü yeniden düzenlenmekte. Grup önerisinde öneriyi veren gruptan bir milletvekili beş dakikayı geçmemek üzere önerinin gerekçesini açıklayabilecek, diğer gruplardan birer milletvekili de isterse üçer dakika söz alabilecektir. Bu en çok tartışılan maddelerden birisi oldu fakat 23'üncü ve 24'üncü Dönemde yine dört partinin mutabık kaldığı maddelerden birisidir ve üstelik 24'üncü Dönemdeki mutabakatta sadece grup önerisini veren partinin sözcüsü beş dakika gerekçesini açıklayacak, onun dışında, gruplara söz hakkı da yoktu. Bu, kısmen de olsa diğer gruplara daha da söz hakkı veren bir düzenleme.

Gelelim İç Tüzük 37'ye. İç Tüzük'ün 37'nci maddesinde yeni düzenleme yapılarak milletvekilinin kanun teklifinin doğrudan gündeme alınma talebinin her hafta sırayla farklı parti grubuna veya milletvekiline ait olması hüküm altına alınıyor. Mevcut düzenleme ve uygulama son derece haksız ve adaletsizdir. Ne hazindir ki adalet arayanlar daha adil ve demokratik olan bu düzenlemeye Komisyon görüşmelerinde itiraz etmişlerdir.

İç Tüzük'ün 54'üncü maddesinde de Genel Kurul çalışma süresinin iki saat artırılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmaktadır. Bu maddedeki bir diğer önemli düzenleme de Türkiye Büyük Millet Meclisinin televizyon yayınlarına ilişkindir. Bilindiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi televizyon yayınları, Meclis Başkanlığı ile TRT arasında yapılan bir protokol gereği, İç Tüzük'te hüküm altına alınan çalışma gün ve saatlerine bağlı olmaktadır. Buna göre, Meclis TV yayın süresi iki saat daha artırılmaktadır. Ayrıca, yeni bir hüküm daha getirilmektedir. Televizyon yayınlarına ilişkin "önemli ve özel haller saklı kalmak kaydıyla" ibaresi İç Tüzük'e eklenmiştir. Bu ibarenin önemi şudur: Örneğin, 15 Temmuz gecesi bu çatı altında tarihî bir oturum yaptık, Parlamento tarihimizin belki de en önemli gecesini yaşadık. İç Tüzük ve TRT'yle yapılan protokol gereği bu tarihî oturumu Türkiye Büyük Millet Meclisi televizyon yayınıyla yayınlayamadı. Ayrıca, Anayasa ve toplumun tümünü ilgilendiren -örneğin bütçe gibi veya daha önemli ve kapsamlı kanunlar gibi- yasa görüşmelerinde bu İç Tüzük hükmü dikkate alınmaktadır. Meclis televizyon yayınlarına ilişkin düzenlemenin bütün partiler tarafından desteklenmesi gerekir diye düşünüyoruz.

İç Tüzük'ün 63'üncü maddesindeki değişiklik de usul tartışmalarındaki konuşma süreleriyle ilgilidir ve konuşma süresi İç Tüzük'te yazılı olan on dakikadan üç dakikaya indirilmektedir. İç Tüzük'ün mevcut hâli bu konuşma sürelerini lehte ve aleyhte ikişer milletvekilline ve uygulama itibarıyla da ikişer dakika olarak veriyordu, şimdi bu İç Tüzük'te üçer dakika olarak belirtiliyor. Fiilen herhangi bir azalma söz konusu değil; aksine, uygulamada birer dakika daha artma imkânı olacak.

İç Tüzük'ün 87'nci maddesinde düzenlenen ve Genel Kurul için zaman kaybına neden olan kanun maddelerine ilişkin değişiklik önergelerinin hem veriliş hem de aykırılık sırasına göre okunmasından vazgeçiliyor, sadece aykırılık sırasına göre okunup işleme alınması öngörülüyor.

Yine, İç Tüzük'ün 102'nci maddesinde düzenleme yapılarak genel görüşme ve Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulda okunmaması, sadece milletvekillerine ve hükûmete duyurulması öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri, Komisyonda en çok tartışılan maddelerden biri de 15'inci madde olmuştur. İç Tüzük'ün 161'inci maddesinde bir değişiklik yapılmaktadır. Buna göre, görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Başkanına, Başkanlık Divanına, Başkanlık görevini yerine getiren başkan vekiline, milletvekiline, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasa'nın ilk 4 maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzene hakaret etmek ve sövmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak Meclisten geçici çıkarmanın bir gerekçesi olarak kabul edilmektedir.

Yapılan itiraz ve eleştirilerin Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama dokunulmazlığıyla, düşünceyi ifade özgürlüğüyle, demokrasiyle, Parlamentonun çalışma düzeniyle hiçbir ilgisi yoktur değerli arkadaşlar. Bu düzenleme Anayasa'nın ruhuna da lafzına da uygundur. Bu düzenlemeyle kastedilen, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü hedef alan hakaret, sövmeler ve tanımlamalardır.

Ayrıca, biraz evvel bu kürsüde, maalesef, İsrail devletinin, İsrail'in uygulaması ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu İç Tüzük uygulaması karşılaştırıldı ve bundan hicap ettim. İsrail devleti bizatihi kendisi zaten ırkçı ve insan haklarına tamamen aykırı bir şekilde uygulamalar yapan ve bu hususiyetiyle tanınan bir devletken bunu fevkalade talihsiz bir kıyaslama olarak gördüğümü de ifade etmek isterim. Burada aslolan ve vurgulanan, hakaret ve sövmedir, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü hedef alan hakaret ve sövmelerdir.

Anayasa Komisyonundaki görüşmeler sırasında değerli görüşlerini ve eleştirilerini getiren milletvekili arkadaşlarımız oldu. Ancak bazen öyle zorlama ve gerçeklerden kopuk yorumlar yapıldı ki meseleler çoğu zaman bağlamından koparıldı. Bu zorlama yorumların, İç Tüzük değişikliğinin amacı ve özüyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu zorlama yorumlar, işin özünü amacından saptırmaktan başka bir gayeye hizmet etmez.

Zaman zaman bazı hükümlerin ibarelerinin muğlaklığından şikâyet edilmiştir. İç Tüzük değişikliğinde herhangi bir muğlaklık söz konusu değildir. Muğlaklık iddiası zorlama yorumlardan kaynaklanmaktadır; muğlak görmek istenmesinden ve zorlama yorum yapılmak istenmesinden.

Türkiye Cumhuriyeti'nin... Ülkemizin bir tek adı vardır, o da "Türkiye"dir.

"Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." Anayasa, madde 3.

"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür."

"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Yine Anayasa'nın 10'uncu maddesi.

"Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." Anayasa'nın 11'inci maddesi.

Değerli milletvekilleri, disiplin, belli bir kurumun iç düzeninin bozulmasını veya topluluğun yararlarının zarar görmesini engelleyen çeşitli kurallar öngören bir sistemdir. Bütün kurumsal yapılarda ve bütün parlamentolarda da disiplin hükümleri vardır. Milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulu ve komisyonlarının görüşme düzenini bozacak tutum ve davranışlardan kaçınması beklenir. Öte yandan, disiplin cezalarının Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama faaliyetiyle ilgisi olduğunu söylemek mümkün değildir. Yasama faaliyeti ile disiplin kurallarını ilintilendirmemek gerekir değerli arkadaşlar. Milletvekillerine uygulanan disiplin cezaları, Meclisin yasama faaliyeti kapsamında yürüttüğü bir faaliyet değildir. Disiplin cezası kararı, Meclisin, yasama fonksiyonu dışında almış olduğu idari bir karardır. Bu özellik iyi ayırt edilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Akçay siz de.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Son olarak ifade etmek isterim ki disiplin hükümleri ve cezaları, Anayasa'nın 83'üncü maddesindeki yasama dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemez, sadece Meclis içi bir disiplin uygulamasıdır. Bu düşüncelerle muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.