GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:19.07.2017

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısı üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bundan tam bir ay kadar önce Genel Başkanımız öncülüğünde "hak, hukuk, adalet" adını verdiğimiz bir yürüyüş başlattık. Bu yürüyüşte Türkiye'de adalete olan güvenin ne kadar sarsıldığını, milyonlarca yurttaşımızın, insanımızın adalet haykırışının bir yansımasını, onların hislerine bir tercüman olmayı kendimize görev saydık. Yürürken kimi zaman taş attılar kimi zaman hakaret ettiler, her birini anlayışla karşıladık, olgunlukla karşıladık. "Niçin sokaklardasınız, yürüyorsunuz?" diyenlere alkışlarla cevap verdik çünkü anayasal bir hakkımızı kullandık, demokratik bir hakkımızı kullandık. Dünyanın Gandhi'nin rekorunu geçen en uzun soluklu, en kitlesel yürüyüşünü gerçekleştirdik bir tek kişinin burnu kanamadan. "Hak" dedik "hukuk" dedik "adalet" dedik. Dün burada Adalet Bakanlığı görevinde bulunan Sayın Bekir Bozdağ vardı. Dün kendisine sorduk "Adalet var mı?" diye, kendisi "Adalet var." dedi ama bugün kendisi yok.

Yeni bakanlara da hayırlı olsun dileklerimi iletirken, yeni bakanlarımızın da, Hakan Bey'in, Osman Bey'in ve diğer arkadaşlarımızın da görevlerinde başarılar diliyorum. Umuyorum ve diliyorum ki bu bakanlık görevlerinde arkadaşlarımız toplumun hissiyatını, muhalefetin hissiyatını daha iyi özümseyerek değerlendirirler ve görev yaparlar. Örneğin, bugün görevi sona eren Adalet Bakanı tarihimizde "Türkiye'de Türk yargısının, adaletin en güvensiz olduğu bir bakanlık" sürecini yaşayarak bitirdi. Yeni gelen Bakan artık bu hissiyatları dikkate almalı değerli arkadaşlarım.

"Sokaklarda yürüdük." dedik. E, "Sokaklarda yürünmez." diyenler 15 Temmuzda meydanlarda, sokaklarda oldular haklı olarak ve meşru olarak, bizler de olduk. Demek ki sokakların bir anlamı var, meydanların bir dili var, tıpkı bu cuma Tunceli'de olacağı gibi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gencecik bir öğretmen, Necmettin Yılmaz, ailesinin dar olanaklarıyla, kıt olanaklarıyla okutuldu, kura çekti, öğretmen oldu, Tunceli'de, kara yoluyla gittiği sırada PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldı, vahşice katledildi. Buna seyirci mi kalacağız? Buna sessiz mi kalacağız? Necmettin Yılmaz, o gencecik beden, tertemiz beden, ailesinin geleceği olan, öğrencilerinin geleceği olan bir öğretmen bugün aramızda yok maalesef. Suçu? Hiçbir suçu yok. Masum, tertemiz. Görev yapıyor, Türkiye'nin en uzak illerinde görev üstleniyor, saygıyla karşılanması gereken bir davranışla gitti Şanlıurfa'ya öğrenci yetiştirmek için ama bir hain terör saldırısı, bir PKK terörü onu aramızdan aldı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, biz, cuma günü, PKK terörünü kınamak üzere, Necmettin Yılmaz kardeşimizin şahsında, masum, öldürülen tüm sivil yurttaşlarımız, askerlerimiz ve polislerimiz anısına Tunceli'de yine sokaklarda yürüyüş yapacağız değerli arkadaşlarım; teröre karşı, terörün karşısında durmak için, elimizde parti bayrağı olmayacak. Ben de yarın Tunceli'ye gidiyorum, arkadaşlarımızla beraber elimizde Türk bayrağı olacak, karanfiller olacak, hepinizi bekliyoruz bu yürüyüşe. Teröre karşı ortak bir duruş sergilenmediği müddetçe, bir millî beraberlik sergilenmediği müddetçe terörün üstesinden gelemeyeceğimize inanıyorum. Tunceli'de yakılan bu fitilin, ateşlenen bu kıvılcımın Türkiye'ye yayılması gerekiyor. Yeter artık diyoruz teröre. PKK'sını, DHKP-C'sini, DEAŞ'ı, IŞİD'i, her neyse, elinde silah tutan herkesi lanetliyoruz ve Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekili olarak, elimizde parti bayrağı taşımadan sadece karanfil ve Türk Bayrağı taşıyarak Tunceli'de bir yürek olmaya sizleri de davet ediyoruz değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) Gelin, burada beraber olalım; gelin, o sokaklarda teröre karşı beraber omuz omuza yürüyelim. Türkiye'nin buna ihtiyacı var, Türkiye'nin bu moral değere ihtiyacı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika daha veriyorum Sayın Gök.

Buyurun.

LEVENT GÖK (Devamla) - Böylesine bir ortamda hak, hukuk, adalet derken herkesi içine alan bir kavram, terör de herkesi içine alan bir kavram. Şimdi, yüreğimizi ortaya koymanın zamanı. Şimdi, hep beraber, bu gencecik öğretmenin şahsından, onun anısından ve ona olan saygımızdan güç alarak teröre karşı birlik olma zamanı.

Türkiye'nin terörü yenecek birikimi, dinamikleri, potansiyeli vardır, Türkiye'nin her türlü sorunu konuşarak çözecek bir aklı vardır. Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye'de biz bütün devasa sorunlarımızı konuşarak çözebiliriz değerli arkadaşlarım, bunu yapacak gücümüz var. Hem bunu yapacak gücümüzü harekete geçirelim hem de teröre asla prim vermeyelim.

Hepinizi cuma günü Tunceli'de hiçbir parti bayrağı altında olmaksızın gerçekleştireceğimiz yürüyüşe davet ediyorum. Biz de Tunceli'den yükselecek sese tercüman olmaya çalışacağız. Bu sese sizler de kulak verin diyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gök