GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:113
Tarih:18.07.2017

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 12'nci madde üzerinde grubum adına söz aldım.

12'nci maddede bizim eski maddedeki gibi kalması talebimiz, "Ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir." kısmına.

İstinaf mahkemelerinin kuruluş amacı, vatandaşın hakkının, hukukunun çok zaman kaybedilmeden teslimidir, bu nedenle istinaf mahkemeleri kurulmuştur. Ancak görüyoruz ki bugün istinaf mahkemeleri de tıpkı yerel mahkemeler gibi, tıpkı Yargıtay, Danıştay, HSK ve Yüksek Seçim Kurulu gibi ne yazık ki siyasetin emrinde ve egemenin talep ettiği kararları vermek üzere organize edilmektedir. Bu nedenledir ki yıllarca burada HSYK'nın seçim yöntemiyle ilgili ve Anayasa değişikliğinde de HSK'nın siyasetin emrinde olacağına dair itirazlar konuşulmuş ve bugün gelinen noktada istinaf mahkemesinin ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü de şu anda HSK'nın görevi içerisinde sayılmak üzere bir düzenleme yapılmıştır.

Bu düzenlemenin doğru olmadığını burada açık ve net ifade etmek zorundayız çünkü bu düzenlemenin asıl amacı, bir an önce istinaf mahkemelerinde de adaletin sağlanması değil, bu düzenlemenin asıl amacı siyasetin yani egemenin emrine vermektir yargıyı.

İstinaf mahkemelerinde de diğer mahkemelerde de tabii hâkimlik ilkesi ve hâkimlerin tarafsız ve bağımsız davranması, yargının tarafsız ve bağımsız olması aslolandır ve bu, evrensel hukuk ilkesidir ama ne yazık ki ülkemizde artık "adalet" sadece isimlerde kalan bir kavramdır ve Türkiye'de ne yazık ki yargıda adalet bitmiştir, tüketilmiştir.

Örneğin, dün Aladağ yangınıyla ilgili Kozan Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmaya girdim. Yeni bir heyet vardı ve yeni heyet, nedense geçen duruşmadaki heyetin vermiş olduğu bazı sivil toplum kuruluşlarının ve odaların, derneklerin müdahil olma kararını kaldırdı.

Bu kararın kaldırılmasıyla birlikte hepimiz şunu düşündük: Buraya da mı el atıldı? Çocukları ana kucağından, baba ocağından kopararak 11 canımızın bir yangında ölümüne yol açan bir davada asıl sorumlular üstelik de o mahkemede yargılanmıyorken, o mahkemenin vermiş olduğu kararların yeni bir heyetle birlikte değiştirilmiş olması bizim hemen Türkiye'de yargının hangi emirlerle işlediği sorusunu aklımıza getirdi.

Başka bir şey daha söylemek istiyorum: Adana'ya bölge adliye mahkemesi kurulması konusunda kanun vardı ama nedense bölge adliye mahkemeleri ilk kurulurken Adana çıkarıldı ve yerine Gaziantep konuldu ve sorduk Sayın Adalet Bakanına: "Niçin böyle bir karar?" "Adana'ya da kurulacak, merak etmeyin." denildi ama neden mevcut kararda Adana varken kanunda o çıkarıldı da yerine Gaziantep konuldu? Burada birilerinin hemşehrilik duygusuna mı hitap edildi diye aklımıza bir soru gelmiyor değil.

Bütün bunları yüzlerce, binlerce örnekle çoğaltmak mümkün değerli milletvekilleri. Ama sonuçta geldiğimiz noktada Türkiye'de artık neredeyse 80 milyon adaletin olmadığına inanmakta. Bu nedenledir ki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tüm siyasi gömleklerini bırakmış ve "adalet" diye 500 kilometreye yakın yürümüştür, yanına da milyonları alarak. Adalet Yürüyüşü'müz bitti ama Türkiye'de adaleti arama duygumuz asla bitmedi çünkü dün adalet yoktu, bugün de yok, bu yapılan düzenlemelerle de ne yazık ki adaletin gelmesini engelliyorsunuz.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Doğan Türkmen