GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:18.06.2017

SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; az önceki konuşmamada da ifade etmeye çalıştığım gibi yakın siyasi tarihimizin en önemli demokratik, sivil eylemlerinden birini Sayın Genel Başkanımız önderliğinde gerçekleştiriyoruz, tüm halkımızın desteğiyle. Adalet ona ihtiyaç duymayan biri için soyut bir kavram olarak görülebilir. İhtiyaç duyduğunuzda ise yakıcı ve ertelenemez bir ihtiyaç olarak karşınıza çıkar. Bu bakımdan adalete ihtiyaç duyan toplumsal kesimleri ya baskıyla kontrol altına alırsınız ya da tüm vatandaşlarınıza eşit adalet dağıtarak bütünleştirici olursunuz. Bunun için, adalet toplumsal barış için olmazsa olmaz şartlardan biridir. Adaletin olmadığı yerde toplumsal barıştan da söz edilemez.

Adalet dağıtamayan iktidarlar baskıyla ayakta kalırlar. İşte, biz günlük hayatımızı sarmalayan ve siyasal yönü ağır basan şiddet sarmalının son bulması için yürüyoruz, Türkiye normalleşsin diye yürüyoruz, vatandaşlarımız artık Türkiye'den kaçmasın diye yürüyoruz. Biz kim için yürüyoruz biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Biz burada daha önce saatlerce tartıştığımız hâlde dün yine zehirlenen yüzlerce askerimiz için yürüyoruz. Sorunu milletvekili arkadaşlarımız TBMM'de gündeme getirdiğinde bunu önemseseydiniz, dün yüzlerce çocuğumuz zehirlenmeyecekti.

Bütün sorunlar bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı aslında. Biz, milletvekillerinin hiçbir yerden talimat almadan özgür iradesiyle hareket etmesini istedik, umursamadınız. İnanıyorum ki sarayın iradesiyle değil de kendi iradenizle hareket etseydiniz dün yüzlerce çocuğumuz zehirlenmeyecekti.

Son on beş yılda öldürülen 14 bine yakın kadın için yürüyoruz. Eğer Türkiye'de adalet mekanizması işleseydi, adaletin terazisi erkekten yana tartmasaydı, bu cinayetlerin önemli bir kısmını burada önleyebilirdik.

Sayın milletvekilleri, adalet en fazla toplumun ötekileri için bir ihtiyaç. Örneğin, ben bugüne kadar sayısını bile hatırlamadığım kadar çok nefret söylemine maruz kaldım. Etnik kimliğimden, siyasi kimliğimden, cinsel kimliğimden, dinî inancımdan dolayı hakaretlere ve tehditlere maruz kaldım. Yargı yoluna başvurdum ama kapılar duvar oldu. Bir milletvekili bile buna maruz kalıyorsa gerisini varın, siz düşünün.

Ve sayın milletvekilleri, yeri gelmişken değinmeden geçemeyeceğim. Haziran ayının 25'inde LGBTİ Onur Haftası etkinlikleri başlayacak. Son birkaç yıldır bu etkinlik yoğun bir polis şiddetine maruz kalıyor. Şiddet içermeyen, barışçıl bu gösteri için LGBTİ bireyler şimdiden büyük kaygı duyuyorlar. LGBTİ bireyler ötekileştirilmek istenmiyorlar, kendilerine farklı davranılmasını istemiyorlar ve evet, onlar da adalet istiyorlar. Korkuyla, kaygıyla yaşayan LGBTİ'ler için de istiyoruz biz adaleti ve onlar için de yürüyoruz. Biz bu ülkede köklerini giderek yitirmeye yüz tutan azınlıklar için de yürüyoruz. Sevgili Rakel Dink'in de söylediği gibi, bir bebekten katil yaratan karanlık sona ersin diye; bilim insanları, sanatçılar yetiştirelim diye yürüyoruz.

Sayın iktidar partisi milletvekilleri, bir gün adalet emin olun sizler için de lazım olacak, biz sizler için de adalet isteyeceğiz o zaman. "Adalet" sadece nostaljik bir kadın ismi olarak kalmasın, Ömer Hayyam'ın dediği gibi, evrenin ruhu olsun istiyoruz.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)