| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 18.06.2017 |
SELİNA DOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı ve toplumun geniş kesimleri tarafından da büyük ilgi gören adalet yürüyüşünün bugün dördüncü günü tamamlandı. Artık, milletvekilleri olarak farklı bir mesaimiz var. Sabah saatlerinde Genel Başkanımızla birlikte erkenden yollara düşüyoruz, öğlen de bazı milletvekillerimiz Meclise gelerek çalışmaya devam ediyor, diğer bir kısmı ise Sayın Genel Başkanımızla birlikte yürümeye devam ediyor.
Sadece Türkiye'de değil, uluslararası kamuoyunda da ilgi uyandıran ve destek bulan bu yürüyüş hakkında önce yandaş medyada aslı astarı olmayan haberler çıktı ancak bu yalan haberler ve komplo teorileriyle yürüyüşün etkisini kırmak mümkün olmadı. Bu defa, iktidar yetkilileri, yürüyüşü küçümsemeye başladı. Görüldü ki adalet yürüyüşünün etkisi giderek büyüyor. Bu defa, AKP iktidarı, en iyi bildiği şeyi yani tehdit ve baskı yapmaya başladı. İşte bu tehditler bile gösteriyor ki bu ülkede adalet yok. Adalet olmadığı için de böylesine sivil ve barışçıl bir eylem giderek büyüyecek kuşkusuz.
Bugün ben de buradaki diğer arkadaşlarım gibi Adalet Yürüyüşü'nden geliyorum. Size söyleyebilirim ki bugün orada sadece Genel Başkanımız ve partililerimiz yürümüyordu, emin olun, orada aslında bir toplum, bir ülke yürüyordu, gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine, CHP'li olsun olmasın herkes yürüdü. Çünkü şunun farkındayız ki adalet yoksa bizi bir arada tutacak ve sahip çıkabileceğimiz fazla bir değerimiz kalmadı. Ancak yakın siyasi tarihimizin en önemli eylemlerinden biri olan bu yürüyüşün etkisi kırılsın diye kriminalize edilmeye çalışılıyor.
Soruyorum size sayın milletvekilleri: Adalet istemek suç mudur? Bugünlerde sosyal medyada, yazılı basında adaletle ilgili özlü sözler sık sık karşımıza çıktı. Onlardan birini ben de burada aktarayım. Ünlü Fransız hukukçu Duverger der ki: "Adaletin bulunmadığı yerde herkes suçludur." Yani aslında adalet istemek değil, adalet istememek bir suçtur çünkü adaletin bozuk terazisi düzelmedikçe hepimiz suçlu olmaya devam edeceğiz.
Her şeyden önce şunun bilinmesini isterim ki böylesine bir yürüyüş bizim için ahlaki bir yükümlülük. Duyarlılığını yitirme noktasına getirdiğiniz topluma moral aşılasın diye, direnme gücü versin diye, üzerimizdeki ağır hüzün kalksın diye ve yaşama sevincimiz gelsin diye yürüyoruz. Dört gündür adalet için yürüyoruz, herkes için adalet istiyoruz. Kendinize payanda hâline getirdiğiniz yargınızla tutukladığınız milletvekilleri için yürüyoruz, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Enis Berberoğlu için de diğer tüm tutuklu milletvekilleri için de diğer tüm seçilmişler için de yürüyoruz. Milletvekillerini ve seçilmişleri bu tür siyasi gerekçelerle tutuklamanın nasıl vahim sonuçlara yol açacağını görmezden gelseniz de bunu döne döne defalarca anlatmaya devam edeceğiz. Bizler aynı zamanda akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için de yürüyoruz. Yüz gündür devam ettirdikleri açlık grevini tüm dünya duydu, bir tek siz duymadınız. Bizler yine gazeteciler Ahmet Şık için, Murat Sabuncu için ve Mehmet Altay için de adalet istiyoruz. Yine OHAL düzeni içinde KHK'larla hukuk sürecini işletmeden gerçekleştirdiğiniz yargısız işten atmaların son bulması için yürüyoruz. Bütün bunların sonucunda intihar eden 37 kişi için de yürüyoruz.
Biz tüm bu haksızlıklara uğrayanları gündeme getirdiğimizde iktidar sözcülerinin o bildik savunma refleksleriyle karşılaşıyoruz. İktidar sözcülerinin ağzından çıkan tek sözcük terör. Çünkü yapabilecekleri başka hiçbir savunma yok. Herkes bu kadar kolayca "terörist" diye tutuklandığına göre terörün bitmesi ya da en azında azalması beklenir ama daha dün İstanbul'da bir AVM terör tehdidi nedeniyle boşaltıldı, son iki günde 3 şehidimiz var. Akademisyenleri, gazetecileri, terörle ilgisi olmadığı hâlde işten çıkarılan kamu çalışanlarını terörist ilan ederseniz terörü falan sonlandıramazsanız, zaten sonlandıramadığınız da ortada.
Bu vesileyle, yarın beşinci gününe girecek olan yürüyüşümüze doğrudan gelerek destek veren, destek mesajı gönderen herkese selamlarımızı gönderiyorum.
Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)