GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, Manisa 1. Er Eğitim Tugayındaki zehirlenme vakalarına ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle CHP Grubu adına konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:18.06.2017

CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, bugün, ailelerinin sorumluluğunu en ağır bir şekilde üzerlerinde hisseden ve onun gereğini yapmaya çalışan tüm babaların Babalar Günü'nü kutlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir adalet yürüyüşü var. Adalet yürüyüşü herkes için. Kim kendisini mağdur hissediyorsa, adaletten yana pay alamadığını... Demokrasiden, insan haklarından yana mağdur olduğunu hisseden herkes için yürüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi uzun ve soluklu bir yürüyüş başlattı. Bu uzun ve soluklu yürüyüşün önderi Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu şahsınızda selamlamak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Yürüyüşün kutlu olsun Kemal Kılıçdaroğlu. Bir gün, bu yürüyüşünü eleştirenler, küçümsemeye, anlamamaya çalışanlar başlarına adaletle ilgili karşılaştıkları olumsuz bir durum geldiğinde "Kemal Kılıçdaroğlu ne haklı iş yapmış." diyeceklerdir.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - "Keşke birlikte yürüseymişiz." diyecekler.

LEVENT GÖK (Devamla) - Kemal Kılıçdaroğlu'nun haklılığını, Cumhuriyet Halk Partisinin haklılığını o zaman tekrar teyit edeceksiniz.

Cumhurbaşkanı, AK PARTİ Genel Başkanı diyor ki: "Bu yürüyüş iktidarın bir lütfudur Cumhuriyet Halk Partisine." Ne haddinize Cumhurbaşkanı, AK PARTİ Genel Başkanı? Biz anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Böyle bir "lütuf" sözü bir Cumhurbaşkanının, AK PARTİ Genel Başkanının sözü olamaz. Siz demokrasiyi nasıl tanımlıyorsunuz? Temel hak ve hürriyetleri nasıl tanımlıyorsunuz? Biz yürürken size mi soracağız, sizden mi izin alacağız? Böyle bir şey var mı?

AK PARTİ Genel Başkanı diyor ki: "'Adalet' kavramının aranacağı yer Meclistir." Hayır AK PARTİ Genel Başkanı, "adalet" kavramının aranacağı yer Meclis değildir; "adalet" kavramının aranacağı yer, bağımsız ve tarafsız yargıdır. Önce bunu öğrenin. Hükûmet kurumlarını, devleti ne hâle getirdiğinizi görün.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Adalet Bakanıyla ilgili gensoru verdik, "AKP'nin yöneticilerini, il başkanlarını, ilçe yöneticilerini, il yöneticilerini hâkim yapıyorsunuz." dedik. Adalet Bakanı çıktı, buradan "Kanıtlayın bunu, istifa edeyim. Daha HSK karar vermedi." dedi. Al sana Adalet Bakanı, işte, atanan tüm AKP'li ilçe yöneticileri, il başkanları, il yöneticileri, hepsi hâkim yapıldı. Türkiye'yi getirdiğiniz nokta bu. Türkiye'yi böyle bir noktaya getirirseniz Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yürümesin de ne yapsın? Bundan utanmanız ve "Acaba biz ne yaptık?" demeniz gerekmez mi?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte, Manisa'da yaşanan hadise de bir adalet arayışıdır.

Bakın, Sayın Bakanı az önce burada ibretle izledik. Sayın Bakanla az önce karşılaştık, "Bilgi vermek istiyorum." dedi. Gerçekten ben de konuşmamda talep edecektim bu konuda bir bilgi verilsin diye. Sayın Bakanın bu sözünü duyunca memnuniyetle karşıladım ama konuşmayı hepimiz izleyince dağın fare doğurduğunu gördük değerli arkadaşlarım. "Ortada bir şey yok, her şey iyi, aslında zehirlenme de yok, psikolojik olabilir, yemekten olmayabilir, şundan olmayabilir. Askerler bizim evladımız, askerleri korumak bizim görevimiz." Sayın Bakan, siz ne söylediniz burada, ne anlattınız bize? Biz bundan bir şey anlamadık. Siz acaba asker ailelerini bir ziyaret edip onlara anlatmayı düşünüyor musunuz bu tabloyu? Çocuklarının ne hâlde olduğunu merak eden ailelere gidip bu kadar rahatlıkla anlatabilir misiniz? Yani böylesine kopuk, ilgisiz, sanki ortada bir şey yokmuş gibi bir anlatım.

Değerli arkadaşlar, 23 Mayıs ve 25 Mayısta Manisa'da yine asker zehirlenmeleri olduğu zaman Cumhuriyet Halk Partisinin üç Manisa Milletvekili; Sayın Özgür Özel, Grup Başkan Vekilimiz, Sayın Mazlum Nurlu ve Sayın Tur Yıldız Biçer araştırma önergesi verdi, dediler ki: "Manisa'da bir şeyler oluyor. Manisa'da askerlerimize neler yediriyorsunuz? Ne oluyor? Kimden alıyorsunuz bu ihaleyle yemekleri? Kimdir bu ihalenin arkasındaki şirket, ortakları nedir, nasıl gelişmiştir? Gelin bunu ortaya çıkartalım." 23 Mayıs ve 25 Mayıstan sonra 12 Haziran Pazartesi günü bu Mecliste bu konu tartışıldı. Meclis araştırması önergesiyle bir Meclis araştırması komisyonu kurulsun dedik; neden Manisa'daki askerler zehirlendi, bundan sonra zehirlenmeler olmasın, ne yapacağız, bu şirketle ilgili ne yapacaksınız diye sorduk. Daha ortada dünkü zehirlenmeler yok. Çıkıyor AKP sözcüsü aynen şu karşılığı veriyor bize: "Arkadaşlar, daha önemli işlerimiz var, gensoru var, kanunlar var. Yemek ihaleleriyle ilgili hijyen ortamı ve zehirlenmeyle ilgili bu önergeyi daha müsait bir ortamda görüşelim." Müsait ortamı mı kalmış? Çocuklarımız zehirleniyor; asker ocağında devlete teslim ettiğimiz, askeriyeye teslim ettiğimiz evlatlarımız zehirleniyor, geniş zamanda tartışacakmışsınız. Ölmesini mi bekliyorsunuz çocuklarımızın, ölmesini mi bekliyorsunuz?

Bakın, çok ciddi iddialar var: Kimdir bu şirket, Manisa'da askerlerimize yemek veren şirket kimdir, arkasındaki güçler kimdir? Niye korkuyorsunuz bunları araştırmaya? Tam dört yıl önce kurulmuş bu şirket 100 bin lira sermayeyle; iki ay önce sermayesini 7 milyon liraya çıkartmış değerli arkadaşlarım, 7 milyon liraya çıkartmış. Bakın, birkaç yılda gelinen noktaya bakın. Sadece askeriyeden değil, daha Millî Savunma Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığından önceki yıl tam 2 milyon liralık ihale almış bu şirket. Bir anda büyüyen bir şirket. Yani iktidarınız döneminde belli ki himaye ediliyor, korunuyor.

Sayın Bakan, kim bu şirket? Bu şirketle ilgili sorulara cevap vermeniz gerekir. Niçin ısrarla 23 Mayısta, 25 Mayısta askerler zehirlendiği anda valiliğin yaptığı o komik açıklamanın arkasına saklanıyorsunuz? Çıktı Manisa Valisi "Psikolojik." dedi. Askerler yediklerinden dolayı değil, psikolojik olarak zehirlenmişler. Böylece psikolojik bir zehirlenmeyi de tıp tarihine herhâlde ilk defa bir Manisa Valisi ve AKP iktidarı geçirdi. Herkes elini kolunu sallıyor. Askerlerimiz, evet, gidip şehit oluyorlar. E onları niye korumuyorsunuz? En temel hakları olan iaşelerini, sağlık haklarını niye korumuyorsunuz?

12 Haziranda burada konuşulmuş ve AKP oylarıyla reddedilmiş bir önerge var tıpkı daha önce "Soma'da maden ocaklarında bir şeyler olacak." denildiği zaman önerge verdiğimizde reddettikten bir hafta sonra, on gün sonra Manisa'da 301 madencinin şehit olduğu gibi. Yani muhalefetin bu haklı önergelerini niçin görmüyorsunuz? İlla ölümler mi olsun, illa askerlerimiz perişan mı olsun? Nedir bu vurdumduymazlık? İşte biz bunun için yürüyoruz, adalet için yürüyoruz. Daha ne istiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bu şirket dört yılda büyüyor ve 7 milyon TL'ye çıkartıyor sermayesini. Bunun ortakları kim? Bu şirketin benzer şirketleri var. Sayın Bakan, bu şirketin daha önce de bazı ihaleleri feshedilmiş, ortakları aynı olan başka, yan şirketler hemen ihaleleri kapmışlar. Haberiniz var mı bundan? Bu şirketin sadece Manisa'daki ihalelerini mi feshediyorsunuz? Millî Eğitim Bakanlığındaki ihaleleri ne olacak, başka yerdeki ihaleleri ne olacak? Gelin, kamuoyunu bir aydınlatın. Ya çıkın şuraya "Biz yanlış yaptık." deyin, "Bu şirket falanca AKP'li yöneticisinin bize kayırmasıyla gelen bir şirkettir. Toplumdan özür diliyoruz." deyin, "Askerlerden özür diliyoruz." deyin. Bu ne korkaklık! Çocuklar zehirlenecekler, zehirlendikleri zaman hastaneye gidecekler ve tehdit ediliyorlar, "Gerçeği söylerseniz, hakkınızda disiplin işlemi başlatırız." diyorlar değerli arkadaşlarım ve aynı yemeği yemeye zorluyorlar.

Sayın Bakan, yaptığınız konuşmayı gerçekten size hiç yakıştıramadım. Eğer askerlerimizin, siz, hissiyatını, onların sağlıklarını, onların geleceklerini böylesine basit açıklamaların arkasına sığınarak koruyacağınızı zannediyorsanız Manisa'daki tüm askerler bilsin ki Cumhuriyet Halk Partisi onların o uğradıkları mağduriyetin de adaletsizliğin de peşinde olacaktır.

İşte bunun için yürüyoruz. İster Cumhurbaşkanı beğenir ister beğenmez ister küçümsersiniz ama adalet herkes içindir ve Cumhuriyet Halk Partisi yolunda yürümeye devam edecektir.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)