GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:17.06.2017

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkanım, Kızılcahamam'dan geliyorum, Kahramankazan bölümünü bitirdik.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kahramankazan ve Kızılcahamam arasındaki adalet yürüyüşünün 3'üncü gününün molasından sonra karşınızdayım. Evet, adalet arıyoruz. Adaletin, hukukun kaynaklarından biri halktır. Hukuk bilimini biraz okumuş olanlar, biraz ilgili olanlar görecektir ki adaletin başlıca kaynaklarından biri halkın talepleridir. Bizim bu adalet yürüyüşümüz boyunca, bütün samimiyetimle söylüyorum, yol boyu zaman zaman protesto edenler oldu, "Rabia" işareti yapanlar oldu ama çok büyük bir çoğunluk bizim yanımıza gelerek "Bizim için yürüyorsunuz. Biz sesimizi yükseltemiyoruz, lütfen bu yürüyüşü sürdürün." dedi. Anadolu'nun pek çok bölümünden de önümüzdeki günlerde destek yürüyüşüne katılacaklarını söylediler. Zaten İzmir bu sabah başladı ve adım adım onlar da İstanbul'a gelecekler.

Sayın milletvekilleri, adalet en kutsal kavramlardan biridir. Yakın tarihimize bakın -dünya tarihi demiyorum- hiçbir olağanüstü dönem adaletle anılmamıştır; 1950'liler, 1960'lar, 1970'ler, 1980'ler, hiçbir olağanüstü dönem ve bu dönem de öyle anılmayacak. Göreceksiniz, bugünkü hukuksuz uygulamalar, çok değil, yakın gelecekte tarihin sayfalarında yer almayacak, bugünün pek çok yayın organı bugünkü yayınlarının tam tersini yapmak zorunda kalacaklar.

Sayın milletvekilleri, 4 Aralık 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesinin verdiği Mustafa Balbay kararı sık sık bu kürsüden de dile getirildi. Ben kendimle ilgili bir karar olduğu için çok da ayrıntısına girmek istemedim ancak bugün gelinen noktada, sizinle birkaç noktayı ayrıca paylaşmak istiyorum.

O karar 141 maddedir ve o kararın özü, 2013 yılında alınan o kararı dönemin yerel mahkemesi uygulamak istemedi, 4 Aralıkta alınan karar 9 Aralıkta uygulandı. Yerel mahkeme önce "Biz karar vermeyeceğiz." dedi, sonra "Savcıyı dinleyeceğiz." dedi, ancak 9 Aralık günü 19.10'da bu kararı verdi. Sevgili milletvekilleri, bugün o kararı uygulamakta ayak direyen, ancak 5'inci gün uygulayan yargıçlardan biri tutuklu, biri de yurt dışında kaçak. İşte, o günkü hukukun bugünkü yansıması; yine tutuklu milletvekilleri sorunu devam ediyor ama Anayasa Mahkemesinin kararı orada duruyor. Biz adalet yürüyüşümüzü adalete ulaşıncaya kadar sürdüreceğiz ama herkes için adalet isteyeceğiz.

Bugün Kavurmacı tutuklandı. Ben bu kürsüden söylemiştim: Biz "Kavurmacı niçin içeride?" demiyoruz, "Binlerce insan niçin tutuklu?" diyoruz. Dünkü Habertürk gazetesinin birinci sayfasının yarısı Erdoğan'ın "Böyle hukuk olmaz." sözüydü; öteki yarısı da Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Genel Başkanımızın "Herkes için adalet istiyoruz." sözüydü. Biz, Amerika'da bizim güvenlik güçlerimize haksız bir soruşturma olduğundan ona da karşı çıkıyoruz ve onlar için de adalet istiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar).

Sayın milletvekilleri, bizim yolumuz adalete ulaşıncaya dek ama siz gelin, bu yoldan dönün, yol gerçekten daha yakın. Şu anda, bu yürüyüşe katılan insanların ben hem başında, ortasında, sonunda her gelenle konuşmaya çalıştım, en az üçte 1'inin hiçbir partiyle ilgisi yoktu, adalet için oradaydı. "Böyle bir yürüyüş olduğu için binlerce kişi adına size teşekkür ediyoruz." diyen iş adamı -bakın, iş adamı- sanayici, tutuklu yakını, hâlen görevde bulunan devlet memurlarının yakınları, binlerce insan vardı. Şu anda "adalet" kavramının sizler için ne ifade ettiği biraz belli. Zaman zaman bu tür arayışları alaysı ifadelerle karşılıyorsunuz ama bizim adalet arayışımız herkes için sürecek, herkes için sürecek ve olağanüstü hâllerin yakın geçmişte olduğu gibi bugün de hiçbir şekilde hayırla anılmayacağını sizler de göreceksiniz. Gelin, yol yakınken dönün diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Balbay.