| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 17.06.2017 |
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yakın tarihimizin en sıkıntılı günlerinden geçiyoruz. 15 Temmuzda ülkemiz hain ve alçak bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldı. Hain saldırıya karşı birçok milletvekili arkadaşımla birlikte, o gece burada, Gazi Mecliste kurşunlara ve bombalara maruz kalırken hep birlikte demokrasinin bildirgesini imzalayarak hukukun üstünlüğünü, milletin egemenliğinin her zaman her koşulda devam edeceğini de dünyaya duyurduk. Ardından, Sayın Başbakanın çağrısı üzerine Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu birlik ve bütünlüğümüzün devamını sağlamak için Yenikapı'da dünyaya bu başarıyı ve birliği ilan etti.
Sayın Genel Başkanımızın iyi niyetli ve kucaklayıcı adım ve söylemlerine rağmen, Hükûmet ne yazık ki son bir yılda aynı duyarlılığı göstermemiştir. Hükûmet Yenikapı ruhunu kısa sürede kaybetmiş, OHAL'le âdeta bir güç zehirlenmesine kapılmıştır.
On bir aydır devam eden OHAL süreci "darbecilerle mücadele" kisvesi altında toplumda muhalif her kesime baskı kuran, korkutan, "terörist" yaftasıyla ötekileştiren, maalesef, bir sürece dönüşmüştür. OHAL'le demokratik ve laik hukuk devletinin tüm kazanımları da paramparça edilmiştir.
Dış politikada ve terör örgütlerine karşı sürdürülen yanlış politikada da Ergenekon, Balyoz ve casusluk davalarındaki aldanmada da FETÖ'nün yıllarca korunup kollanmasında da "Ne istediler de vermedik?" "Allah affetsin.", "Aldandık.", "Kandırıldık." itiraflarına rağmen hâlâ bildiğini okumaya devam eden Hükûmet, bir kez daha duvara toslamak zorundadır.
Hükûmeti uyarıyoruz, bir kez daha aldanmamak için ortak akla, sağduyuya kulak vermeye çağırıyoruz. Kulak verin ki hem ülkemizin hem de milletimizin geleceği karanlık dehlizlerde sürüklenmesin.
On iki yıl boyunca "Sayın Davutoğlu dış politikada sizi yanlış sürüklüyor." dedik, dinlemediniz. Bunun faturasını Mehmetçik'imiz, evlatlarımız canlarıyla şu anda ödüyor.
"Anaların gözyaşı dinecek." diye yola çıktınız, anaların gözyaşı da sel oldu.
Terör örgütleriyle masaya oturdunuz, teröristlere sınırda özel çadır mahkemeleri kurdunuz ama mahkemeler çadır tiyatrosuna döndü.
Ülkenin itibarını ve saygınlığını yok ettiniz. Kulak vermediniz. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulunda devletin belgeleriyle kanıtlanan tehlikeli bir yapılanma hâline gelmiş FETÖ'yü görmezden geldiniz, kucak açtınız, destek verdiniz ve büyüttünüz. Siz af dileyerek, "Aldatıldık." diyerek sorumluluktan kurtulduğunuzu sandınız fakat faturayı yine millet ödedi.
Hain darbe sonrası 250 vatandaşımız hayatını kaybetti. Kulak vermediğiniz için ülkenin, devletin, milletin varlığının temel unsuru olan adalet de avcunuzun içinden kaydı gitti.
Sayın milletvekilleri, bıçak kemiğe dayandı. Bu ülkeye, aziz milletimize lütfen daha fazla bedeller de ödetmeyin. Artık acı, gözyaşı, haksızlık ve adaletsizliklerinize de son verin. Son verin ki milletimiz devletine, ordusuna, yargısına, Meclisine güvensin, yarınlara umutla baksın, ülkesinde yaşamaktan onur ve mutluluk duysun. Artık kulak verin, dinleyin ve lütfen sağduyulu olun. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir ana muhalefet partisi lideri adalet için yürüyüşe başladı. Evet, sadece adalet için. Adalet için, bir gün hepimize lazım olacak o adalet için yürüyor. Kemal Kılıçdaroğlu Kırklareli'ndeki, Hakkâri'deki, Sinop'taki, Adana'daki sadece ve sadece adalet isteyenler için yürüyor. Kemal Kılıçdaroğlu işçi, emekçi, memur, köylü, asker, bürokrat, yargı mensubu, siyasetçi ve siz milletvekillerinin adaleti için de yürüyor, herkes için yürüyor. Gelin kulak verin, kulak verin ki geçmişteki aldanışlarınız ders olsun, halkımız, milletimiz artık bedel ödemesin, gözyaşı dökmesin, dram yaşamasın. İnsanlık için adalet diyorum, demokrasi için adalet diyorum, özgürlük için adalet diyorum, güzel ülkem Türkiye için adalet diyorum ve bir gün size de lazım olacak adalet için tekrar tekrar adalet diyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gündoğdu.