| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 17.06.2017 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporda şiddetin araştırılması ve tedbirlerin alınmasıyla ilgili verdiğimiz araştırma önergesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'de adalet için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na ve adalet için yürüyen herkese bin selam olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, dün basketbolda Türkiye şampiyonluğu için oynanan bir maç vardı, hepiniz izlemişsinizdir. Sıradan bir maç değildi aslında. Avrupa şampiyonu olan bir Türk takımı ile diğer büyük bir kulübümüz Beşiktaş şampiyonluk maçına çıkıyor, ilk maç 3-0 bitmiş, ikinci maçı Fenerbahçe kazanırsa şampiyon olacak. O maç taraftarsız oynanıyor. Düşünün, Avrupa dahi Avrupa'da şampiyon olmuş bir basketbol takımının maçını merak ediyor, biz o maçı seyircisiz oynatıyoruz ve maçtan sonra da Basketbol Federasyonu Başkanı çok rahat gülerek kupa veriyor, kupa töreni yapıyor.
Sevgili milletvekillerim, Türkiye'nin bu görüntüsü hiç doğru değil. İki büyük kulübümüz oynuyor. Ceza verebilirsiniz ama o maç için de olsa en azından tarafsız sahada olabilirdi, en azından seyircili oynanması gerekiyordu. Ben buradan Basketbol Federasyonu Başkanını istifaya davet ediyorum. Fenerbahçe'yi şampiyonluğundan dolayı kutluyorum, Beşiktaş'a da başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, son yıllarda Türkiye'de sporda şiddet artmaya başlamıştır, sporun her branşında şiddet görülmekte. Çoğunlukla şiddet görüntülerine tanıklık ettiğimiz spor alanı futboldur. Kitlesel olarak dayanışma ve birlikte hareket etme duygusuyla izlenen futbol maçlarında şiddet özellikle son dönemlerde iyice artmıştır ve sonrasında şiddet olayları yaşanmakta, neredeyse her platformda şiddet kendini farklı biçimde göstermektedir. Bu durumu hep birlikte araştırmamız gerekir. Şiddetin önüne geçmesi amacıyla PASSOLİG diye bir kavram geliştirildi. Sonuç ne oldu? Statlar, tribünler boşaldı, şiddet iyice arttı. Sadece şiddet artmakla kalmadı, sizin iktidarınızda uluslararası alanda kazanılan bütün madalyalar doping nedeniyle geri alındı. Bu konuda araştırma önergesi veriyoruz, reddediyorsunuz. Sadece sporcu mu suçlu sevgili arkadaşlar? Yöneticilerin ve antrenörlerin hiç mi suçu yok?
Biz futbol ağırlıklı bir ülkeyiz. Sabah esnaf işe gittiğinde, iş yerini açtığında dünkü futbol karşılaşmalarını, diğer spor karşılaşmalarını değerlendirir. İşçiler fabrikaya gittiğinde bir gün önceki, hafta sonundaki maçları değerlendirirler. Hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşlarımız "spor" dendiği zaman bir araya gelip bir arada hafta sonu spor karşılaşmalarını değerlendirirler.
Sevgili arkadaşlar, statlarda şiddet var, otobüste şiddet var, en son, uçakta şiddet var. Kendisiyle gurur duyduğumuz, Barcelona'da zevkle izlediğimiz bir millî futbolcumuz, kendisinden büyük bir gazeteciye uçakta saldırıyor ve sonra Millî Takım Teknik Direktörü kadro dışı bırakıyor, bu sporcumuz çıkıp "Ben Millî Takımı bıraktım." diyor.
Sevgili arkadaşlar, "Millî Takım" denince herkes, hangi takımı desteklerse desteklesin, millî duygularıyla tek yürek, tek bilek olurdu. Geldiğimiz durumu görüyorsunuz. İsterseniz Çin'de futbol oynayın isterseniz İspanya'da futbol oynayın, "Ben Millî Takımı bıraktım." diyemezsiniz. Antrenör "Ben kadro dışı bıraktım." diyor, Futbol Federasyonu Başkanı çıkıp farklı bir açıklama yapıyor. Düşünün, Türkiye futbolunun nereye geldiğini hepiniz görüyorsunuz.
Sporcuların para için, prim için millî formayı giydikleri yerde sporda şiddeti önleyemezsiniz. Kazandığı para elde edilen başarılardan çok daha büyük olan yöneticilerle sporda şiddeti önleyemezsiniz.
Sporda şiddet gün geçtikçe çığ gibi büyüyor. Rize dönüşü Fenerbahçe takım otobüsü kurşunlandı, savcılık iddianame dahi düzenlemedi. Bursasporlu futbolcular köprü üzerinde durdurularak takım otobüsü içerisinde darbedildiler. Göztepe-Eskişehir maçında sahaya atılan yabancı maddeler sebebiyle maç otuz dakika durdu. Tüm yaşananlar göstermektedir ki PASSOLİG hiçbir işe yaramamıştır. İnsanları fişlediniz, tribünleri boşalttınız. Türkiye Futbol Federasyonu holding gibi yönetilmekte, cezaları da gelir gibi görmekte. Sporun yönetilmediği çok açıktır. Spor Bakanının sorumluluk alması gerekmektedir. Geldiğimiz durum budur. Futbol Federasyonu ile Basketbol Federasyonu Başkanlarının bir an önce istifa etmeleri gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, kulüplere ağır cezalar kesmek de işe yaramaz. Kesilen bu ağır para cezalarından elde edilen gelirlerin, şiddetin azalması yönünde kullanılması gerekir. Ancak, ne yazık ki Türkiye'de bu paralar bu yönde kullanılmıyor. İçişleri Bakanlığı, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonunun ortak çalışmasıyla bu durumu düzenlememiz gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bir an önce eğitim sistemini değiştirip ilkokuldan itibaren sporda branş dersleriyle sporcu yetiştirmeliyiz.
Değerli milletvekilleri, egolarından arınmış antrenörler, prim için değil Millî Takım için ter döken sporcular, federasyonları holding gibi yönetmeyen başkanlar bulduğumuzda, Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını yetiştirebiliriz.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tarhan.