| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 17.06.2017 |
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şehir hastanelerini bir kez daha sizlere anlatabilme fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. AK PARTİ'yle birlikte, Türkiye, büyük bir gelişim ve değişimi yaşıyor, yaşamakta. Bunun da önceliğini sağlık politikalarında ve sağlık alanında görüyoruz. Topluma çıkarsanız, konuştuğunuzda "Yiğidi öldür ama hakkını ver." diye muhalefete bağlı olan seçmenlerin bile söylediği, sağlıkta gelişmeleri ve hakkımızı teslim eden önemli bir gelişmeyi de görmüş olursunuz.
Bu dönemde şehir hastaneleri de bu dönüşüm açısından en önemli paydalardan bir tanesi. Evet, şu anda 42 bin yataklı 30 tane şehir hastanesi projemiz var. Bunlardan 3 tanesi -Isparta, Mersin ve Yozgat- açıldı, 18 proje devam ediyor, 2 tanesi ihale sürecinde, 7 tanesinin ise ihalesi yapılacak. Biz bunlarla birlikte, vatandaşımıza hak ettiği ölçüde, dünya standartlarında, gelişmiş, nitelikli sağlık hizmetini verecek özellikle altyapılara kavuşturmak istiyoruz. Bir hastaya, bir hasta yatağı başına yaklaşık 280 ile 300 metrekarelik alanlar ayırdığımız doğrudur; bu, bir politikadır. Biz diyoruz ki, vatandaşımıza biz bunu layık görüyoruz, vatandaşımızın bu şekilde hizmet almasını istiyoruz, bu şekilde hastaneler yapıyoruz. Siz de söyleyin ki: "Bu, bizim halkımız için lükstür, biz bu şekilde bir hastane yapılmasına karşıyız, biz başka türlü bir hastane veya sağlık modeli söylüyoruz."
Bakın, eğer bunlar yapılmıyor olsaydı, burada bunların eksikleri ve sorunları konuşuluyor olacaktı. Geçmiş dönemlerde değişik aksamalar gelişince burada muhalefet milletvekilleri "Şehir hastanesi mi, şehir efsanesi mi, niye bizim oradaki şehir hastanesi gecikti?" diye söylüyorlardı. Şimdi yapıyoruz, şimdi çamurun ve karalamanın bini bir para. Tabii ki bunların içerisinde vatandaşımıza doğru bilgilerle bunları aktarmakta yarar var. Öncelikle hazine ve kira garantisinden bahsediyorsunuz. Bundan önce ihalesi yapılan -18 tane, 3059'a göre, kamu-özel ortaklığına göre yapılan- hiçbir ihalede hazine garantisi yok. Şu ana kadar verilen, yapılan ihalelerde kira hazine garantisi olan bir tane ihalemiz yok. Bir şeyi karıştırıyorsunuz, bunların içerisinde...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hasta garantisi...
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Bunların içerisinde...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hasta garantisi...
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Hasta garantisi de yok efendim, doluluk garantisi de yok. Bunu da ben size tekrar anlatayım, öğreteyim, güzel anlatayım. Lütfen dinleyin.
Doluluk ve hasta yatağı garantisi yok. Bazı hizmet alımlarında -bunlar görüntüleme, laboratuvar, işte yemek, bazı atık hizmetleri gibi hizmet alımlarında- hasta garantileri var. Şu anda, şehir hastaneleri öncesinde de bir görüntüleme ihalesine çıkarsanız bu garantiyi de veriyorsunuz. Bunlar neye göre veriliyor? Şu yüzde 70 garanti meselesi. İhale yapıldığı zamandaki mevcut hasta potansiyelinin yüzde 70'i oranında geleceğe bir projeksiyon yapılıyor. Bir ihaleye çıkarken bir sayısal belirleme açısından bunlar gerekli. Peki, sonucu... Mesela sordum: Mersin'de biz ihale garantisi verdik. Ne verdik? Görüntüleme, senede 19 milyon görüntüleme garantisi verdik. İlk dört ayda toplam 16 milyon görüntüleme yapıldı. Yani bundan dolayı, hastadan dolayı ilave para verilecek veya buna benzer bir uygulama yapılacak diye bir şey söz konusu değil.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Mersin'in nüfusu ne kadar? Nüfusun 20 katı, 30 katı.
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Çok fazla gündeme getirilen bir şey var "Efendim, yandaşlara veriliyor." vesaire. Bu ciddiyetsiz bir iddiadır. Ciddi iddia şöyle olur: Kanıtları ve belgelerle birlikte işte cumhuriyet savcıları sizi bekliyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - O, suç değil ki ya!
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Buralarda boşuna "Peşkeş çekiliyor", "yandaş" vesaire, bunlar ciddiyetsiz olan iddialardır.
Çok basit bir yanılsama daha var, burada aslında herkes son derece iyi biliyor, bütün konuşmacılar diyor ki: "Efendim, siz şu kadar ihale yaptınız. Bu ihaleyi aslında kendiniz yapsanız şu kadar sürede ödeyecektiniz. Bu kadar süre ödeyip gerisini yandaşa peşkeş çektiniz."
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - İhale yok ki!
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Sayın Vekilim, bunu da öğreteyim ben size.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ne ihalesi ya? Teklif usulüyle...
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Dinleyin, bunu da öğreteyim; durum şundan ibarettir: Şimdi efendim, bir kere, bir malı yirmi beş yılda ödemek var, peşin ödemek var. "Finans maliyeti" diye bir kavram var, değil mi? Gidin bir bakalım, peşin parayla, yirmi beş yılda ödenecek paranın finans maliyetini hesaplayın.
İki; biz burada yalın bir inşaat almıyoruz. İçine mefruşatı, tıbbi malzemesi döşenmiş ve her türlü ihtiyaçları karşılanmış bir hastane yani tefrişatlı bir hastane alıyoruz. Çok önemli bir gider var, bunu da gözden kaçırmayın. Yirmi beş yıl boyunca bu hastane, sürekli bir yenilenme içinde olacak yani eskiyen, yıprananlar tekrar yenilenecek; öyle ki bu hastane, yaklaşık belki iki defa daha yenilenmiş olacak.
Peki, içindeki personel parasını, işletme giderlerini, bunları nereye koyuyorsunuz? Ee, bunları da koyacaksınız. Şimdi, onları birlikte hesaplayın ve bakın.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Saraya uçak alacağınıza halka hastane açın.
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Bakın, şehircilik açısından, bir yandan uzakta diye şikâyet ediyorsunuz, bir yandan Ankara'daki hastaneyi şikâyet ediyorsunuz. Ankara'yı biliyorsunuz, ya Bilkent'te yapıyoruz, Etlik'te yapıyoruz. Allah aşkına, nerede yapacağız? Ne olacak? Yani herkesin mahallesinde bir hastane mi olacak? Böyle bir sağlık anlayışı mı var? Ama herkesin mahallesine bir toplum sağlığı merkezi, gelişmiş bir aile hekimliğini biz şu anda kuruyoruz. Bunu da bilgi olarak aktarayım.
Ayrıca, belediye tarafından da değişik düzenlemelerle, buralara ulaşımla ilgili düzenlemeler de yapılacak.
Burada konuşan arkadaşlarımdan sevgili kardeşim, Erkan kardeşim çok fazla doğru bilgi almamış. Efendim, bırakılan hastane yerleri yüklenici firmaya verilecekmiş. Böyle bir şey yok. Efendim, burada hastanede hizmetler paralı olacakmış. İşte, üç tane hastane açıldı; Allah aşkına, bir zahmet edip gidip sorun "Normal devlet hastanesinden farklı orada ne para alınıyor?" diye sorun. Efendim, Mersin'deki hastane çok büyükmüş, yirmi dakikada bir yerden bir yere gidiliyormuş; efendim, ameliyathanede gazlı bez lazım olunca yirmi dakikada nasıl gidilip, alınıp, gelinecekmiş; öyle mi? Ya, böyle bir şey olabilir mi? Ameliyathanenin kendisine göre bir ihtiyaç malzeme deposu olur, sarf yeri olur.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Polemik yapıyorsun, polemik!
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Oralar, o büyük hastane, büyük ilaç depoları bu noktada oralarda sadece bir depodur. Anlaşılan, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin, şehir hastaneleri içinde başları dönmüş. Zaten açılışa da maalesef gelemediler, bu sevinci paylaşamadılar bizlerle. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Polemik yapma.
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Şimdi, bakın, burada ayrı, memleketlerinizde ayrı konuşuyorsunuz, Kütahya'da ayrı konuşuyorsunuz. Burada "Şehir hastanesine karşıyız." diyorsunuz, "Kütahya'da niye yapılmadı?" diye oradaki yöneticileriniz her gün başımıza çıkıyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ya, karşı değiliz. Maliyetine karşıyız, maliyetine karşıyız ya!
VURAL KAVUNCU (Devamla) - Buradan bir davet yapıyorum: Kütahya Şehir Hastanesinin temel atımına gelmeye var mısınız, yerel yöneticilerinizi göndermeye var mısınız? Buyurun, gelin, birlikte oralara da bakalım diyorum.
Bakın, Isparta'da döner sermaye ödenmiyormuş, nöbet ücreti ödenmiyormuş. Açın telefonu, hangi doktor arkadaşınız varsa, şu anda ödenmemiş bir döner sermaye ve bir nöbet ücreti var mı, sorun; buna ben değil oradaki doktorlarımız cevap versin.
Efendim, orada döner sermayeden para şirkete veriliyormuş da doktorlara para kalmıyormuş. Efendim, böyle bir şey yok. Burada performans ve döner sermaye paraları ayrı olarak ödeniyor. Eğer SGK'dan genel ödenen parayla ilgili, orayla ilgili bir yetmezlik söz konusu olursa gerekirse devlet bütçesiyle birlikte de oralarda bunlar takviye ediliyor.
Efendim, "Yatak kapasitesi artmıyor.", aynı olacakmış. Şehir hastanelerinde iki tane temel misyon var, bir tanesi: Mevcut hastanelerimizin özellikle deprem açısından yetersiz güvende olmaları, fiziksel olarak istediğimiz nitelikte olmamaları nedeniyle bunların nitelikli, sağlam ve kaliteli binalar hâline döndürülmesidir. İkincisi de: Biz vatandaşımıza nitelikli oda vermek istiyoruz; hastalarımızı koğuşlardan çıkarmak istiyoruz; hastalarımızın her odasında, onlara layık olacak şekilde, günlük ihtiyaçlarını görecek, banyosuyla, tuvaletiyle ve diğer unsurlarıyla birlikte nitelikli bir oda vermek istiyoruz. Bu hareketin adı nitelikli bir dönüşüm hareketidir.
AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) - Anlamazlar hocam, anlamazlar.
VURAL KAVUNCU (Devamla) - 2023'te biz 10 bin kişi başına 32 yatak kriterine de inşallah bunlarla birlikte ulaşmış olacağız.
Buralarda nasıl bir sonuç aldığımızı görmek için önce bu hastanelerin -sadece fiziksel olarak değil- odalarını da ziyaret edin, hastalara sorun. O hastalardan aldığımız duaları ve bu memnuniyeti lütfen, onları da birlikte, buralarda dile getirin diyorum ben.
Bu noktada biz sağlık politikalarında hastaya dönük insan odaklı politikalarımızı yürütmeye devam edeceğiz. Bu insanımız, dünyanın en iyi hizmetlerine layıktır. Biz, dünyadaki en iyi standarttaki hizmetleri üretmek için seferber olduk. Bu noktadaki iyi olan şeylere, sevincimize de sizler de ortak olun diyorum. Bu noktadaki önergenizi reddediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kavuncu.