GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:16.06.2017

HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

HDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunmaktayım.

Grup önerisinde KHK'yla ihraç edilen akademisyen ve eğitimcilerin görevlerine iade edilmeleri için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması talep edilmiştir.

Türk siyasi tarihinin en büyük buhranlarından bir tanesi de darbelerdir. Parlamenter siyasi hayata geçtiğimiz günden itibaren hep siyaset ve millî irade baskı altında tutulmuştur. Adnan Menderes'in yerli ve millî bakış açısıyla milletiyle kucaklaşmasından, devleti ve milletin büyümesinden rahatsız olanlar 27 Mayıs darbesiyle darbeler tarihini başlatmışlardır. Her on yılda bir darbelerle mağdur olan Türkiye 15 Temmuzda bu defa hain FETÖ'nün darbe girişimine karşı dik durmuş, darbecilere boyun eğmemiş, istikbalini ve istiklalini yitirmemiştir. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi bürokratik tüm birimlere sızan FETÖ'nün hayalini topyekûn milletimiz bir gecede tarihe gömmüştür. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz darbe girişimine kadar MİT olayı, 17-25 Aralık darbe girişimi, Gezi olayları gibi sayısız darbe girişimlerini atlatması, vesayet güçlerinin beklemediği refleksleri göstermesi, her daim milletin verdiği millî iradeye sahip çıkması, liderlik karizması ve dik duruşu millete güç ve güven vermiştir. İlk defa bir darbe girişimi karşısında önceki alışkanlıklar gibi teslim olan değil, tam aksine, darbeye karşı çıkan bir lider etrafında millet topyekûn birleşmiştir. Siyasi tarihimizde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylülde cuntacıların Silahlı Kuvvetlerdeki bir kısım unsurları kullanarak ülke yönetimine el koyma geleneği 15 Temmuzda Recep Tayyip Erdoğan'ın cep telefonundan televizyonlara bağlanarak milletine "Ben halkın gücünün üstünde bir güç tanımadım. Milletimi havaalanlarına, meydanlara çağırıyorum." çağrısıyla milyonlar anında sokaklara dökülmüş ve ilk defa silahlı bir darbe girişimi de püskürtülmüştür. 15 Temmuzdan sonra bütün siyasi partilerin millî iradeye sahip çıkmasını ve darbe girişiminden hemen sonra partiler tarafından kaleme alınan ortak bildiriyi de anlamlı buluyorum.

Sayın milletvekilleri, OHAL sadece ulusal güvenliğimizi ve ülkemizi tehdit eden FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ gibi terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı alınmış yasal ve hukuki bir uygulamadır, AK PARTİ iktidarlarından çok önce de zaman zaman başvurulmuş Anayasal bir tariftir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamayız, 15 Temmuzda bize destek veren milletimizin isteklerini görmezlikten gelemeyiz. 15 Temmuz, Türkiye için yeni bir milattır.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra, hepimizin bildiği gibi, ülkemiz bambaşka bir döneme girmiştir. Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar almak ve olağanüstü kararları da yıldırım hızıyla almak gerekmektedir. Olağanüstü dönemlerde de olağanüstü kurallar geçerlidir. Devletin demokratik işleyişini bozma tehdidi taşıyan kamu personeli ve unsurlarının bürokrasiden de temizlenmesi gerekir. Başka bir ifadeyle devlete sadakatle bağlı olmayan bürokrasi ile devletin beraber çalışması beklenemez.

Sayın milletvekilleri, biraz önce bahsettiğimiz 15 Temmuz hain darbe girişimine ve terör eylemlerine karşı yine hukuk içerisinde Anayasa'mızın 119, 120 ve 121'inci maddelerinde ifade edilen OHAL düzenlemesini yürürlüğe koymak zaruri olmuştur. Böyle bir dönemde OHAL ve KHK düzenlemeleri yapılmayacaktır da ne zaman yapılacaktır? Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 15'inci maddesinde de bu mücadelenin hukuki kaynakları izah edilmiştir. Devletler kamu düzenini bozan, ulusal varlığını tehdit eden tehlikeler karşısında gerekli tedbirleri de almak durumundadır.

Sayın hatibin vicdani değerlendirmesi ülke gerçeklerine de uygun değildir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ölüyor diyoruz, ölüyor.

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - Sayın milletvekilleri, OHAL ve KHK düzenlemeleri toplumun gündelik rutin yaşantısını etkilememektedir.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - 15 Temmuzu Nuriye mi yaptı? Semih mi yaptı 15 Temmuzu? İnsan birazcık utanır ya!

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - Tam aksine, vatandaşlarımızın gündelik hayatlarını sürdürmesi için uygulanmaktadır.

Ayrıca, Bakanlar Kurulunun OHAL kararını ve OHAL'in uzatılması kararını Parlamento tarafından onaylama ya da reddetme hakkımız da bulunmaktadır. Dolayısıyla gerek OHAL kararında gerekse KHK'larda Parlamentonun devrede olduğu İç Tüzük ve Anayasa gereği mevcut hükümlerin uygulandığı hukuk sisteminin işlediğini de ifade etmek gerekir.

Saygıdeğer milletvekilleri, son üç yılda bizim yaşadıklarımızın onda 1'ini dahi yaşamamış ülkeler OHAL ilan etmekten geri kalmadılar. Fransa Charlie Hebdo ve Paris katliamı gibi iki üzücü terör olayını da yaşamış ve hemen akabinde OHAL'e geçmiştir. İki yılı geçmiş olmasına rağmen hâlen OHAL kararı sürdürülmektedir.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Siz insanları öldürüyorsunuz, insanları. Orada var mı böyle bir şey?

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - 12 Haziran 2016 günü Amerika'da Orlando'da bir gece kulübü saldırısı sonucu Florida eyaletinde olağanüstü hâl ilan edilmiştir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kaç kişi ihraç ettiniz?

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - İbrahim Kaboğlu ne yaptı 15 Temmuzda?

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - 23 Temmuz 2016 tarihinde Almanya'nın Münih kentinde bir alışveriş merkezinin etrafında ateş açılması sonucu 15 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaşanan terör olayı sonrası Almanya da OHAL ilan etmiştir.

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Almanya'da OHAL ilan edilmedi. Almanya'da ne zaman OHAL ilan edildi? Kandırmayın milleti kandırmayın!

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - Bizse sayısız terör olaylarına maruz kaldık ama 15 Temmuz darbe girişiminden ve küresel terör hedefinden sonra OHAL ilan etmeyeceğiz de ne zaman ilan edeceğiz?

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; kamu kurumlarında öncelikle açığa alma işlemi yaparak bir araştırma neticesinde ihracın gerçekleştiğini görüyoruz.

ZİYA PİR (Diyarbakır) - İnsanları kandırmayın, Almanya'da OHAL ilan edilmedi son senelerde.

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - 100 bin kişiden bahsediyoruz. Bu kadar büyük bir sayı içerisinde hatalar da olabilir ama bu hataların zaman içinde düzeltildiğini, KHK'lar yayınlanırken iade kararlarının da verildiğini hep beraber görüyoruz.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Ölüyor ölüyor, neyin hatası. Öldükten sonra mı hatasını gidereceksiniz?

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Yalan konuşuyor, yalan.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - Siz ne kadar bağırırsanız bağırın, benim konsantrasyonumu bozamazsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, görüşüne katılmayabilirsiniz. Sayın hatip kendi görüşünü ifade ediyor.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, ama giderilemeyecek şeyler söylüyor.

BAŞKAN - Lütfen sayın milletvekilleri...

HURŞİT YILDIRIM (Devamla) - Bu KHK'lar yayınlanırken iade kararlarının verildiğini hep beraber görüyoruz. İtirazlar için oluşturulan mekanizmada başvuru sayısının yoğunluğu, mükerrer başvurular, bu kadar yoğun başvuru içerisinde tabii ki soruşturma neticesinde alınacak kararlarda elbette gecikmeler olacaktır. Bunları da olumlu karşılamak gerektiğini düşünüyorum çünkü 15 Temmuzun ülkemize verdiği hasar çok büyüktür. Bu kadar büyük bir hainlik karşısında devletin toparlanması elbette zaman alacaktır. Bu hasarı gidermek için tüm kurumlarımız birlik ve beraberlik içerisinde olmalıdır. Hiçbir devlet kamuda istihdam ettiği yetişmiş eğitimcisinden, akademisyeninden vazgeçmek istemez. Bir eğitimcinin, bir akademisyenin, bir doktorun yetiştirilmesi hem aileler hem de devletim için büyük bir zaman ve büyük bir emek gerektirmektedir ancak yerli ve millî olmayan, devletin ve milletin bekasıyla ortak hareket etmeyen, bu milletin demokrasisine, geleceğine, özgürlüğüne kastedenler devletin ve milletin beraber yürümesini de hiç kimse beklemesin.

Saygıdeğer milletvekilleri, OHAL ve KHK'ların amacı devletin bekası ve milletin geleceğiyle ilgili olduğunu hep söylüyoruz. Bu mücadele yapılırken elbette hukuk içerisinde ve evrensel hukuk ilkelerine bağlı kalınmasına azami gayret gösterilmektedir ve gösterilmelidir. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemesine özen gösterilmelidir. Bu nedenle yine kararnameyle olağanüstü hâl işlemlerini inceleme komisyonunun kurulmasına karar verilmiştir. 23 Ocak 2017 tarihinde kurulan bu komisyonun görevleri de belirlenmiştir. Malumunuz olduğu üzere, bu komisyonun üyeleri de tespit edilmiş bulunmaktadır. OHAL kanun hükmünde kararnameleri nedeniyle işleminin haksız olduğunu iddia edenler bu komisyona başvurabileceklerdir. Bu komisyonun faaliyetleri de yine yargı denetimi altındadır. Komisyon kararlarına karşı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecek Ankara İdare Mahkemesine iptal davası da açılabilecektir. Meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilenler kararın kesinleşmesinden itibaren altmış gün içinde ilk derece mahkemesi olarak Danıştaya dava açabileceklerdir.

Sayın milletvekilleri, ülkemiz, coğrafyamız her alanda yedi düvelin saldırısıyla karşı karşıyadır. Sömürgeci zihniyet ile küresel şer odakları topyekûn hareket etmektedir. Bu şartlar altında herkesin bu vatana karşı şuurlu, sorumlu ve duyarlı bir şekilde hareket etmesi gerekir. Türkiye yaşadığı bunca olaya, bunca terör saldırılarına rağmen hukuka bağlı bir şekilde mücadelesini sürdüren nadir devletlerden biridir.

Ülkemiz, devletimiz yıkılmaya çalışılıyor. 249 şehidimiz, 2.193 gazimiz var. Dünyada Türkiye'nin yaşadıklarını yaşayıp da hukuka bu kadar bağlı kalabilecek bir başka ülke olduğunu da sanmıyorum.

Yaşadığımız darbe girişimi sıradan bir olay değildir. Kırk yıldır devletin içine sızmış FETÖ ile yine devletin bekasına karşı eylem yapan PKK, DAEŞ gibi uluslararası küresel şer güçleriyle irtibatlı bu terör örgütlerinin kamudan ve devletin tüm birimlerinden atılması ve temizlenmesi elbette zaman alacaktır. Biraz önce söylediğim gibi, Türkiye, bunca badireye rağmen hukuk içerisinde kalabilen tek ülkedir.

Hem ülkemizin bekası hem milletimizin geleceği hem de gerek 15 Temmuzda gerekse tüm terör olaylarındaki şehit ve gazi kardeşlerimize karşı, 15 Temmuz sonrası oluşan ruhu devam ettirmek zorundayız. Başka bir ülkemiz ve geleceğimiz olmadığı gibi bu uğurda canlarını seve seve feda eden şehit ve gazilerimizin mesajlarını doğru okumalıyız diyor; bu vesileyle HDP grup önerisi hakkında aleyhte oy kullanacağımızı beyan ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)