GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:15.06.2017

LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 34'üncü madde üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, AKP'nin on dört yıllık iktidar hikâyesini hepimiz az çok yakından takip ediyor, yaşıyoruz. Kazan kazan politikalarıyla ülkenin bütün değerlerinin nasıl piyasalaştırıldığını, nasıl piyasaya peşkeş çekildiğini, kâr ve çıkar hırsıyla yandaşlara ülkenin değerlerinin, ülkenin geleceğinin, ortak çıkarının düşünülmeksizin nasıl sunulduğunu hepimiz görüyoruz. Bu mevcut yasada da aynı şeyi görüyoruz. Aynı hırsla, para hırsıyla, kâr hırsıyla, yine piyasalaştırma mantığıyla hareket edildiğini maalesef üzülerek görüyoruz. Öyle ki ne meralar ne kıyılar ne denizler ne akarsular ne ormanlar, hiçbir şey düşünülmeden nasıl talan edildiğini, nasıl piyasaya peşkeş çekildiğini, nasıl sermayeye açıldığını hepimiz ibretle görüyoruz.

Özellikle seçim bölgem Van'la ilgili birkaç şeyi paylaşmak istiyorum. Yedi yıldır Van'ın bir çevre yolu hikâyesi var. Önce büyükşehir olduğu için il özel idaresinden yetkinin, meralarla ilgili yetkinin Büyükşehir Belediyesine geçtiğini fakat bunu defaten bahane gösterdiler, gerekçe gösterdiler. Dolayısıyla en son bir torba yasayla bu Büyükşehre ait olan meralara ilişkin tasarrufun Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verildiğini biliyorsunuz. Yetmedi, biliyorsunuz, en son zorbalıkla, silah zoruyla halkın iradesi gasbedilerek kayyumlar atandı. Hâlen Van'da 18'inci madde kapsamında sırf kamulaştırma bedeli ödenmesin diye 2 milyona yakın imarlı arsaya şerh konuldu ve âdeta Van'ın kaderine el konuldu. Van'da ciddi bir ayrımcılık söz konusu.

Yine, Van, bildiğiniz gibi, Türkiye'nin meralar bakımından en geniş, en zengin, en verimli meralarına sahip. 15 milyon küçük ve büyükbaş hayvanın beslenebileceği bu meralar maalesef yayla yasaklarıyla ve bu meraların ıslah edilmemesiyle heba edildiği gibi, bugün Van büyük bir yoksullukla, büyük bir ekonomik ambargoyla yüz yüze bırakılmıştır. Van âdeta ayrımcı politikalarla cezalandırılmıştır. Bununla da yetinmeyenler kayyumların eliyle... Özellikle Van'ın Edremit ilçesi Türkiye güzeli, Orta Doğu güzeli bir ilçe ve bu ilçeye atanan kayyum ilk iş olarak o kıyıları molozlarla doldurmaya başlamış ve ciddi bir ekolojik çevre katliamına imza atmıştır. Sırf orada birkaç yandaşa rant sağlamak adına bunlar yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, sermayenin gelişeceği, sermayenin halkın yararını gözetecek şekilde faaliyet göstereceği yer çatışmanın, kavganın, siyasi kaosun olduğu yer değildir ancak kendi siyasi kaoslarını çözmüş, kendi iç barışını sağlamış, toplumsal dinamiklerin, kimliklerin, kültürlerin, aidiyetlerin, sosyal, felsefi aidiyetlerin, siyasi aidiyetlerin, kültürel aidiyetlerin halledildiği, anayasal güvenceye kavuşturulduğu, toplumsal barışın sağlandığı, iç barışın sağlandığı, iç huzurun sağlandığı yerde ekonomide gelişme olabilir, sanayide gelişme olabilir. Fakat çatışmanın, özellikle savaşın kışkırtıldığı ve iktidarın sürekli savaşı kışkırtan, savaşın çığırtkanlığını yaptığı bir ortamda, bu kadar kaosu derinleştirdiği bir ortamda, demokrasinin katledildiği bir ortamda, muhalefet üzerinde âdeta bir terörün estirildiği ve yargının araçsallaştırıldığı bir ortamda, yargının aslında muhalefeti terbiye etme, kontrol altına alma, susturma aracına dönüştürüldüğü bir ortamda bu konuları konuşmayı, bu konuları tartışmayı zül sayarım ve özellikle bu yasada geçen meralarla ilişkili ve kıyılarla ilişkili bütün bu maddelerin geri çekilmesini talep ediyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Botan.